'Ünlü olduktan sonra kazandığım parayı 2 yıl boyunca psikologlara yatırdım'

'Ünlü olduktan sonra kazandığım parayı 2 yıl boyunca psikologlara yatırdım'

Gonca Vuslateri, ünlü olduktan sonra bazı sıkıntılar yaşadığını belirterek, "Bir anda ünlü olup sokakta yürüyemez hale gelmiştim. Kazandığım parayı dünyanın en değerli şeyine yatırıp 2 yıl psikiyatr ve psikologlara gittim” dedi. 

"Hep aşk hayatımda bir şeyler yazılıyor ama benim son 5-6 sevgilim hep Amerikalıydı" diyen Vuslateri, "Sanki Amerikan kasabasında sıradan bir kız gibi yaşıyorum aşk hayatımı. Hiç ama hiçbir Türk’ten çocuk yapmayı düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

"Seninle" dergisinin mayıs sayısına röportaj veren Gonca Vuslateri'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

Zamanın getirdiği aşırı hızlı, fazla aceleci döngü yüzünden biraz stresli bir karakter olduğumu söyleyebilirim. Bu yüzden yalnızlığı çok seviyorum. Büyüdükçe daha az ilişki kurmaktan mutlu olmaya başladım” diyor.

Bu geçiş sürecinde daha duygusalım ister istemez. Hormonal olarak da anne olmaya daha yakın bir zamandayım. Bu da dünyaya daha anaç ve daha duygusal bakmama sebep oluyor.

Peki, gerçek ergenlik yaşında istediği sevgiyi mi bulamadı?

“Evet, 14’ümde yaşamam gereken ergenliği 30’umda yaşıyorum. O zaman çok fazla bildiğimi düşünüyordum, şimdi bilmediğimi kabul ediyorum.”

Hayatının en önemli kişileri, insanın karakterinde pay sahibidir. Gonca’nın hayatında annesi, babası ve ablası var en yakın. “Acıların çocuğundan bugünkü Gonca’yı çıkarma sürecinde yanında kim vardı, ailen mi?” diye soruyorum. “Üçü de yoktu. Başka arkadaşlarımın anneleri vardı” diyor buruk bir ses tonuyla.

Bu sancılı dönem okula ne kadar yansıdı?

“Okulda çok başarılıydım. Eğer yaşadığınız olaylar, hayatta anlattığınız şeylerin sözünü kesiyorsa orada çok ciddi bir travma başlar. Ona izin vermemek ve oyunu devam ettirmek gerekiyor. Oyun oynamaya devam ettim. Yoksa çok depresif bir kişilik olabilirdim.”

 

'2 yıl psikologlara gittim'

 

Belli ki kendiyle, hayatıyla konservatuvarda okuduğu dönemde yüzleşmiş. Karşısına çıkan tabloda neler var dersiniz? “Kendi paramı kazanmaya başladım. Vergimi ödedim, ünlü oldum, topluma karşı bir sorumluluğum oldu. Aynı zamanda da kendi içimde halletmem gereken sorunlarım vardı.

Bir anda ünlü olup sokakta yürüyemez hale gelmiştim. Kazandığım parayı dünyanın en değerli şeyine yatırıp 2 yıl psikiyatr ve psikologlara gittim.” Öyle ya, daha genç kızlık bunalımlarını atlatamamış bir Gonca var, bir yanı hep yaralı.

 

‘Türk’ten çocuk yapmam’

 

Hep hayatın arıza taraflarını konuştuk. Aşk gibi ateşli taraflarını es geçmeyelim diyorum. “Ben aşık olamıyorum, beceremiyorum. Çok da güzel bunu itiraf ettiğim bir ilişkim var. Tatlı Amerikalı bir manita. Çok mutluyuz. Ne özel hayatıma, ne oyunculuğuma karışıyor.

Hep aşk hayatımda bir şeyler yazılıyor ama benim son 5-6 sevgilim hep Amerikalıydı. Sanki Amerikan kasabasında sıradan bir kız gibi yaşıyorum aşk hayatımı. Hiç ama hiçbir Türk’ten çocuk yapmayı düşünmüyorum. Bütün yakın arkadaşlarım Türk erkeği ama kalbimi kıran ırka bir daha dönesim yok. Alkol, kadın, zenginlik, ukalalık. Bana bunun olmadığı bir Türk erkeği gösterebilir misin? Bakma Türk erkeği de beni istemez, aman bu deli der.”