Uras: İKSV Deniz Palas'ı satamaz, orası bizim paramızla alındı

Uras: İKSV Deniz Palas'ı satamaz, orası bizim paramızla alındı

Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) 2010 yılından bu yana kullandığı tarihi Deniz Palas'ı satmak istemesine tepki gösterdi. Uras, "Deniz Palas, İKSV etkinlikleri için benim gibi bilet alan 32 milyon kişinin parasıyla alındı. Deniz Palas bizim binamız. İKSV yönetimi bizim binamızı satamaz" dedi.

Güngör Uras'ın "İKSV yönetimi Deniz Palas'ı satamaz" başlığıyla yayımlanan (22 Ekim 2013) yazısı şöyle:

 

İKSV yönetimi Deniz Palas’ı satamaz...

 

İKSV yöneticilerinin, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV), 2010 yılından bu yana ofis ve etkinlik mekânı olarak kullandıkları Deniz Palas binasını satmaya karar verdikleri, satıştan elde edilecek paranın getirisi ile cari harcamaları karşılayacakları bildiriliyor.

Bu bina İKSV’yi bugün yönetenlerin parası ile alınmadı. Benim ve benim gibi İKSV etkinliklerini izleyenlerin bilet paraları ve bağışlarıyla alındı. Kaldı ki vakıf varlıkları öyle kolaylıkla satılamaz. Vakıflar için gayrimenkul, kalıcı bir varlıktır. Gayrimenkulü satarak parasını cari harcamalarda kullanmak vakıf ilkelerine uymaz. Suç diyemeyeceğim ama günahtır. 

İKSV, Ocak 2010’da uzun uğraşlar sonucunda Beyoğlu’ndaki Luvr Apartmanı’ndan, bir başka tarihi bina olan Şişhane’deki Deniz Palas’a taşındı. İKSV’nin kurucularından Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın vakfa kendine ait bir mekan kazandırma hayali, 1993’te İKSV Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Şakir Eczacıbaşı tarafından 2004 yılında gerçekleştirildi.

 

Şakir Eczacıbaşı’nın hediyesi

 

Mimar Georges Coulouthros’un tasarımına dayalı olarak, art nouveau stilinde inşa edilen, Pervititch haritalarında adı “Kirzade Apartmanı” olarak geçen Deniz Palas binasının yenilenme çalışmaları ünlü mimarımız Doğan Tekeli’nin danışmanlığında gerçekleştirildi. 2006 Eylül’ünde başlayan restorasyon, 2010 yılına kadar sürdü.

Binanın giriş ve birinci katında çeşitli sanatsal ve kültürel etkinlikler için 300 kişilik bir salon var. Binada ayrıca Leyla Gencer Evi’ne ve sanatla tasarımı buluşturan özel ürünler içeren İKSV Tasarım Mağazası gibi bölümlere de yer ayrılmış durumda.

Şakir Eczacıbaşı, hastalığının arttığı hayatının son günlerinde, sınırlı finansman kaynaklarını zorlayarak binanın tamamlanması için büyük çaba harcadı. Binanın hizmete girmesinden kısa süre sonra da hayata gözlerini yumdu.

Açık anlatımı ile Deniz Palas, İKSV’ye 16 yıl başkanlık yapan Şakir Eczacıbaşı’nın İKSV’yi sevenlere, destekleyenlere ve de vakıfa bir hediyesidir.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olarak, İstanbul’da uluslararası sanat festivalleri düzenlemek amacıyla 1973 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı önderliğindeki 17 işadamı ve sanatsever tarafından kuruldu.

 

Ana kaynak bilet geliri

 

1973 yılında düzenlenen ilk İstanbul Festivali, programında klasik müziğe yer veriyordu. Daha sonra film gösterimleri, tiyatro, caz, bale performansları ve tarihi mekânlarda gerçekleştirilen sergiler de programda yer aldı. İzleyicilerin giderek artan ilgisi sonucu farklı sanat disiplinlerine ait etkinlikler, zaman içinde gelişerek ayrı festivaller olarak yapılandırıldı. 1987 yılından bu yana İKSV, Uluslararası İstanbul Bienali’ni düzenliyor.

Kurucular vakfı sembolik olarak birer Cumhuriyet altını bağışlayarak kurdukları için, İKSV kırk yıldır faaliyetlerini devletin, sanatsever kurum ve kişilerin parasal katkıları ve bütün bunların ötesinde kırk yıldır İKSV etkinliklerine katılan yaklaşık 32 milyon kişinin bilet satın alarak yaptıkları ödemelerle sürdürüyor.

Açık anlatım ile Deniz Palas, İKSV etkinlikleri için benim gibi bilet alan 32 milyon kişinin parasıyla alındı. Deniz Palas bizim binamız. İKSV yönetimi bizim binamızı satamaz. Ben böyle düşünüyorum. İKSV etkinliklerini izleyen ey sanatseverler, siz ne düşünüyorsunuz? Bu satışı sessiz sedasız izleyecek misiniz?