Üremek için sekse ihtiyaç var mı?

Üremek için sekse ihtiyaç var mı?

Frank Swain

New Scientist

 

Kertenkele ve köpek balığı gibi büyük ve karmaşık bir yapıya sahip hayvanların dişileri, erkekler olmadan üreyebiliyor. Buna döllenmesiz üreme (partenogenez) deniyor. Doğada bu tür üreme biçiminin düşündüğümüzden de fazla olduğu belirtiliyor. Peki insanların bu biyolojik hileyi öğrenmesi ve kadınların erkeklere muhtaç olmadan kendi başlarına gebe kalması mümkün olabilir mi?

New Scientist dergisinde yayımlanan makalede doğada bakire doğumların oldukça yaygın olduğu belirtilirken, iki anneli çocuk yaratmanın da mümkün olabileceği üzerinde duruldu.

İki anneli çocuk yaratmak mümkün olabilir

 

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, kadının gebe kalması için sperm şart. Fakat bu sperm kaynağının ille de erkek olması mı gerekiyor? 10 yıl önce Japon araştırmacılar babası olmayan, iki anneli bir fare ortaya çıkardılar. Bir bambu kamışında doğan ay prensesi söylencesine dayanarak Kaguya adı verilen fare, laboratuvarda iki dişi fareden alınan genetik maddenin birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştı.

Dış müdahale yoluyla, bir dişiden alınan kök hücreler sperm hücreleri olarak çoğaltılabilir. O halde, her biri genetik maddenin yarısını aktaracak şekilde, iki anneli bir çocuk yaratmak mümkün olabilir. Tabii bu o kadar da kolay değil. İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi’nden Dr. Allan Pacey bu zorlukları şöyle ifade ediyor, “Mikroskopta bakıldığında, sperm hücresine benzer bir şey ortaya çıkarabiliriz, ama bunun genetik bakımdan gerçek bir sperm hücresi gibi programlanmış olup olmadığını tespit etmek oldukça zor. Bunun için spermi döllemede kullanıp normal bir bebeğin gelişip gelişmediğini denemekten başka yol yok. Bu işi farelerle yapabilirsiniz, ama insanda bunu denemek büyük bir adım.”

 

Tek başına gebelik

 

Yani araştırmacılar bu engeli ortadan kaldırsa bile, eş olarak ikinci bir insana yine de ihtiyaç var. Peki kadın bu ikinci kişiye ihtiyaç duymadan gebe kalabilir mi?

Doğada kendiliğinden üreme yöntemini kullanan birçok dişi bu yönteme sadece en çok ihtiyaç duyduğu durumlarda başvuruyor; örneğin, erkeklerden ayrı düştükleri durumlarda. Çok sayıda dişi komodo kertenkelesi bir adaya sürüklendiğinde kendi aralarında erkek üretip yeni bir koloni başlatabiliyor. Aynı şekilde köpek balıklarındaki kendiliğinden üreme, akvaryumlarda sadece dişiler olduğu halde köpek balıkları gebe kaldığında farkedildi. Fakat bunlar hayvanlar açısından zorlu dönemler. Dr. Pacey bunu, “Birçok büyük hayvanın tek cinsiyetten üremesi mümkün değil; çünkü bu durum evrimsel olarak onların yararına değil. Nüfusun sağlıklı bir şekilde devamını sağlayacak genetik çeşitlilikten mahrum olurlar” diye açıklıyor

 

Kadının gebe kalması için sperm şart. Fakat bu sperm kaynağının ille de erkek olması mı gerekiyor?

10 yıl önce Japon araştırmacılar babası olmayan, iki anneli bir fare ortaya çıkardılar. Bir bambu kamışında doğan ay prensesi söylencesine dayanarak Kaguya adı verilen fare, laboratuvarda iki dişi fareden alınan genetik maddenin birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştı.

Dış müdahale yoluyla, bir dişiden alınan kök hücreler sperm hücreleri olarak çoğaltılabilir. O halde, her biri genetik maddenin yarısını aktaracak şekilde, iki anneli bir çocuk yaratmak mümkün olabilir. Tabii bu o kadar da kolay değil. İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi’nden Dr. Allan Pacey bu zorlukları şöyle ifade ediyor, “Mikroskopta bakıldığında, sperm hücresine benzer bir şey ortaya çıkarabiliriz, ama bunun genetik bakımdan gerçek bir sperm hücresi gibi programlanmış olup olmadığını tespit etmek oldukça zor. Bunun için spermi döllemede kullanıp normal bir bebeğin gelişip gelişmediğini denemekten başka yol yok. Bu işi farelerle yapabilirsiniz, ama insanda bunu denemek büyük bir adım.”

Teorik olarak laboratuvarda bir tek kadının genetik maddelerini kullanarak çocuk üretmek mümkün olabilir. Ama bunun bedeli, tehlikeli bir genetik darlık ortaya çıkması olur. Gen havuzu küçüldüğünde sakat doğumlarda ve diğer hastalıklarda artış olur. Avrupa’daki kraliyet ailelerine bakın. Hemen hemen hepsi bir şekilde akrabadır. Öne doğru çıkık çeneler (prognatizm) bu ailelerde çok yaygındır. İspanya’da Kral 2. Carlos’ta çene çıkıklığı öylesine ileri düzeydeydi ki yemek bile yiyemiyordu. Normal nüfus dağılımı içerisinde bu bozukluk giderek azalırdı, ama iç içe geçmiş Avrupalı kraliyet ailelerinde tekrar tekrar nüksetti.

 

Genetik bomba

 

Akraba evlilikleri sonucu soy içi üreme, nüfusun genetik çeşitliliğini azalttığı gibi, tek anneli döllenme de yavrunun genetik çeşitlemesini azaltır. Tek başınıza üremeyi tercih ettiğinizde yavrunuz normal bir çocuğun ancak yarısı kadar genetik çeşitliliğe sahip olur. Art arda devam eden bu tür tek anneli üreme sonucunda, normalde gizli kalmış hastalıklar gün yüzüne çıkar. Böylece yavrunuz Avrupalı kraliyet ailelerinden çok daha ağır bir genetik çeşitleme eksikliğine maruz kalır. Pacey, bunun doğru bir yol olmadığını ve buna ancak bir ya da iki kuşak devam edilebileceğini belirtiyor.

O halde, eğer bir kadın cinsel birleşme sonucu üremeden vazgeçmekte ciddiyse, kendisinden doğan sonraki kuşakların kaybolan genetik çeşitliliği telafi etmesinde kullanacakları genetik maddelerin bir kopyasını saklaması akıllıca olur. Bu durumda ortaya çok ilginç bir soyağacı çıkabilir.

Bu tedbir maalesef sadece genetik çeşitliliğin azalmasına çare olabilir. Tek anneli, başka bir deyişle bakire anneli üreme sonucu doğan çocuklar o annenin giderek sönen bir kopyası olacaktır.