-ÜSKÜL, İSVİÇRE'DE İNSAN HAKLARI İHLALİ TESPİT ETTİ TBMM (A.A) - 09.12.2010 - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, İsviçre cezaevlerinde bir hükümlünün, cezasının tamamını çektikten sonra, toplum için tehdit oluşturması durumunda cezaevinde gözetim altında kalmasına karar verilebildiğini belirterek, bunun açık bir insan hakkı ihlali olduğunu söyledi. Üskül, bazı komisyon üyesi milletvekilleri ile birlikte 28 Kasım-4 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirdiği İsviçre ziyaretini değerlendirdi. Bern şehrinde dış ilişkiler komitesi üyeleriyle yaptıkları toplantıda, ''suç işleyen yabancıların otomatikman ülke dışına gönderilmesi ve minarelerin yasaklanması'' konusunda İsviçre'de yapılan referandumları ele aldıklarını ifade eden Zafer Üskül, görüşmede, İsviçre'de giderek artan yabancı düşmanlığı ve insan hakları konusunda referandum yapılamayacağını söylediklerini belirtti. Üskül, İsviçre'li parlamenterlerin, kendilerinin bu görüşlerine katıldıklarını, ancak bu ülkede 100 bin imza toplandığı zaman referandum yapılmasının zorunlu olduğunu söylediklerini anlattı. Bu tür referandumlarda, kırsal alanda yaşayan İsviçre'lilerin oyunu almanın kolay olduğunu ifade eden Üskül, ''Tek bir soru soruluyor ve insanların o soruya yanıt verirken, kaygıları, ürkekliği, yabancılara karşı duydukları duygular çok kolaylıkla istismar edilebiliyor'' dedi. Avrupa, Orta Asya, AGİT ve Avrupa Konseyinden sorumlu genel müdürün onurlarına verdiği akşam yemeğine katıldıklarını belirten Üskül, yemeğe, Türkiye, Arnavutluk, Kosova, Bosna-Hersek ve Makedonya büyükelçilerinin de katıldığını bildirdi. Zafer Üskül, İsviçre'nin Yugoslavya'nın dağılmasından sonra o bölgeden çok göç aldığını hatırlatarak, Türklerin karşılaştıkları sorunlarla onların da karşı karşıya kaldığını söyledi. -BM İNSAN HAKLARI KOMİSERLİĞİ ZİYARETİ- Zafer Üskül, BM İnsan Hakları Komiserliği ziyaretine de değindi. BM İnsan Hakları Komiser Yardımcısıyla, komiserliğin Türkiye ile ilişkileri ve insan hakları alanında ortaya çıkan gelişmeler konusunda görüş alış verişinde bulunduklarını ifade eden Üskül, ''Orada gördük ki BM İnsan Hakları Komiserliği, Anayasa değişikliğinin insan hakları açısından olumlu olduğu değerlendirmesini yapıyor'' açıklamasında bulundu. Üskül, Zürih Belediyesinde, Entegrasyon Servisi Başkanı ile orada yaşayan Türklerin entegrasyonu konusundaki sorunları değerlendirdiklerini de bildirdi. İsviçre'de genel olarak, üstü örtülü ayrımcılığın en çok iş ve konut bulma konusunda yaşandığını belirten Üskül, ''Bu ayrımcılık sadece Türklere karşı değil, diğer yabancılara karşı da yapılıyor. Hiç kimse yabancılara iş ya da ev vermemezlik yapmıyor ama İsviçre'li ve yabancı tercihi ile karşı karşıya kaldığında kendi vatandaşını tercih ediyor. Büyük kentlerde konut sıkıntısı yaşandığını, hatta bir eve 200 talep olduğunu söylediler. Belediyeye, yabancıların konut sıkıntısının giderilmesi için neler yaptıklarını sorduk. Onlar da tüm konutların yüzde 20'sinin belediyelerine ait olduğunu ve bunları da yabancılara açtıklarını söylediler'' diye konuştu. -''GÖZETİMİN PSİKİYATRİ HASTANELERİNDE YAPILMASI GEREKİR''- Zafer Üskül, İsviçre'de ziyaret ettikleri cezaevlerinin sağlam ve kaliteli olduğunu gözlemlediklerini belirterek, bu cezaevlerinde çalışmanın zorunlu olduğunu ve katı bir disiplin uygulandığını bildirdi. İsviçre'deki cezaevlerinde, diğer ülkelerdeki cezaevlerinde karşılaşmadıkları sorunlarla karşılaştıklarını ifade eden Üskül, şöyle konuştu: ''Bir hükümlü cezasının tamamını çektikten sonra, toplum için tehdit oluşturuyorsa, gözetim altında kalmasına karar verilebiliyor ve bu kişiler cezaevinde gözetim altında kalıyor. Mahkum değil ama cezaevinde kalmaya devam ediyor. Bunun açık bir insan hakkı ihlali olduğunu düşünüyoruz. Bunu orada ifade ettik. Cezasını tamamladıktan sonra gözetim altında kalmasına karar verilebilir ama bu gözetimin psikiyatri hastanelerinde gerçekleştirilmesi gerekir, cezaevinde değil.'' Zafer Üskül, İsviçre'de yabancı düşmanlığının giderek yükseldiğini belirterek, ''Oradaki nüfusun yaklaşık yüzde 30'u yabancı. Yabancı kökenden gelip İsviçre vatandaşı olanları da hesap ederseniz, nüfusun yarıdan fazlasını yabancılar oluşturuyor. Yabancı düşmanlığı sadece İsviçre'ye mahsus değil, bütün Avrupa'da var. Bu yüzden Avrupa'daki yabancı düşmanlığına karşı ortak politikaların geliştirilmesi gerekiyor'' dedi. İsviçre'de minarelerin yasaklanmasının bütün kantonlarda kabul edilmediğini belirten Üskül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda İsviçre'yi mahkum etmesi halinde, ciddi bir anayasal sorunla karşı karşıya kalabileceklerini savundu. Üskül, ''Çünkü, bu karar federal hükümete gidecek. Kantonların her biri ise kendi kurallarını uyguluyor. Bu yüzden İsviçre, gelecek yıllarda kendi anayasal sistemini tartışmak zorunda kalabilir'' görüşünü dile getirdi.