Türk basınının duayen ismi Mehmet Ali Birand, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Kanal D Haber Grup Başkanı Mehmet Ali Birand'ın hayatını kaybettiği açıklandı.
Açıklama doktorlarla birlikte kameralar karşısına geçen Birand'ın oğlu Umur Birand'dan geldi.
Umur Birand, "Yaşam destek ünitesine bağlıydı. Maalesef bu akşam 18.29'da babamı kaybettik. Çok acı çekmediğini düşünüyoruz. Ameliyatı çok basit geçti" diye konuştu.
Usta gazeteci Birand safra kesesine stent takılması için önceki gün Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
"Yoğun bakımda tedavisi süren Mehmet Ali Birand, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı" haberinin yayılmasının hemen ardından oğlu Umur Birand, babasının Twitter hesabından açıklama yaparak bu haberleri yalanlamıştı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da hastanede Birand'ı ziyareti sonrasında umut verici açıklamalar yapmıştı.
Arınç, "Çok önemli bir insan. Kendisiyle en son 32. Gün programını yaptık. Ondan sonra başka program olmadı. Demokrat bir insandı. Özellikle yakın siyasi tarihimizin perdelerini aralayan bir insandı. İnsani olarak çok sıcak bir insandı. Tedavisi yapıldıktan sonra haberleri sunmak konusunda acelecilik gösteren bir insandı" ifadelerini kullanmıştı.
Birand'ın cenazesi Cumartesi günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek.
Bu arada Mehmet Ali Birand'ın cenazesinin cumartesi günü toprağa verileceği bildirildi.
Kanal D Haber Koordinatörü Süleyman Sarılar, VKV Amerikan Hastanesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, Mehmet Ali Birand için cumartesi günü öğle vakti Teşvikiye Camisi'nde cenaze töreni düzenleneceğini söyledi.
Sarılar, Birand'ın, kılınacak cenaze namazının ardından Anadolu Hisarı'ndaki aile kabristanına defnedileceğini kaydetti.
Birand'ın ölüm haberinin ardından gazeteci dostları NTV'ye konuştu.
Birand'la çok samimi arkadaş olduklarını söyleyen Cengiz Çandar, şunları söyledi:
"Sabahtan öğlene kadar hastanedeydim. Bu haberi bir anlamda bekliyorduk ama aslında bir mucize bekliyorduk. Ancak bu mucize gerçekleşmedi. Bundan birkaç gün önce programına kimlerin katılacağını konuşuyordu.
Onu kaybedeceğimiz hiç hesapta yoktu. Stent değişikliği sırasında meydana gelebilecek bir komplikasyon onun da hiç aklına gelmemişti."
Ahmet Hakan ise şu ifadeleri kullandı:
"Türk okuyucusunun kendine yakın bulduğu, öncü bir isimdi. Türk medyası çok büyük bir rengini kaybetti. Baştan ayağa bir gazeteciydi. Kendini gazetecilik sanatına adamış bir isimdi.
Çok üzgünüz. Hem yakın bir dostumuzu kaybettik hem de Türk medyası çok önemli bir ismini kaybetti. İşine fazlasıyla bağlıydı. Gazeteciliğe düşkünlüğü mizancında vardı.
Bütün yaşamı boyunca bunu uyguladı. Son dönemde hastalığı, gazeteciliğe olan tutkusunda bir değişikliğe yol açmadı.
Kelimenin tam anlamıyla kafa dengi bir insandı. Kompleksleri olmayan bir insandı. Bizim meslekte bu tür özellikler ender rastlanan özelliklerdir.
Son dönemde Twitter'da şakalaşıyorduk, çocuksu yönünün Twitter'da ortaya çıktığını söylüyordu."
NTV Haber Sunucusu Oğuz Haksever:
"Medyanın, habercilerin ve Türkiye'nin başı sağolsun. Çok büyük bir kayıp. Şunu söyleyebilirim; hayatımda mesleğine bu kadar aşık bir insan görmedim, hayat doluydu.
Çok önemli bir isimdi. Toplu aklın ve sağduyunun en önemli çekicilerinden, lokomotiflerinden biriydi. Daima sağduyu ve barışı izlemiştir. 32. Gün'den çok önemli isimler çıktı.
Mehmet Ali Birand, bizimle birlikte olmasa da, hala o 32. Gün ruhunu ayakta tutuyor. Birand, akşam iş bittiğinde de koşturmaya devam ederdi.
Gece yatıncaya kadar haberin peşinde koşardı. Sempatik oluşu insanlara yaklaşımı, hoşgörüsü, bilgi birikimi bunları biraraya getirdiğinizde ne kadar büyük bir kayıp olduğu ortaya çıkıyor."
Mehmet Barlas:
"Türk basınının yüz akıydı Mehmet Ali Birand. Zaten 2 senedir kanser tedavisi görüyordu. Ama yaşam azmini kaybetmemişti. Sabah kanser ilaçlarını alıp akşam televizyonda haberleri sunardı. Tedavisini yapan doktor bile bünyesinin çok kuvvetli olduğunu ve hastalığı atlatacağını söylemişti ama olmadı, ömür böyleymiş.
Doğumla ölüm arasındaki parantezi en iyi dolduran insanlardandı. Hem arkadaşım hem komşumdu. Türkiye'de Kürt realitesini ilk defa o yazdı, programladı. O yüzden '28 Şubat Postmodern Darbesi'nde andıçlandı, hedef gösterildi. Kendisini öldürmek için planlar yapıldığı ortaya çıktı. Türkiye - Avrupa Birliği ilişkilerini başından beri en iyi o izledi."
Avni Özgürel ise şunları söyledi:
"Televizyon gazeteciliğinin duayenlerindendi. Meslek heyecanını hiçbir zaman kaybetmedi. Bir dakika bile yerinde duramayan yeni projelerle en ön saflarda kendisini cepheye süren bir gazeteciydi.
Bu yönüyle bütün gazeteciler için örnekti. Sorması gereken soruyu hiçbir zaman geri çekmeyen bir gazeteciydi. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Bir dost olarak, bir meslektaşımız olarak hakikaten kaybına fevkalade üzüldük. Bütün camiamıza başsağlığı diliyorum. Adının bir meslek okulunda yaşatılması gerektiğini düşünüyorum.
İlk defa ve sadece Birand yanındaki insanları da belli bir yere taşıdı ve yükseltti. Hiçbir zaman komplekse kapılmadı. Zaten hayatını da Can Dündar gibi o ekolden yetişmiş çok önemli bir isim kaleme aldı.
Ekranda pot kırmaktan rahatsız olmayan, kırdığı potlarla da insanların gönlünde yer tutabilen bir insandı. Televizyon ekranından izleyiciye samimiyet aktarabiliyordu. Bu özellikleri onu her zaman hatırlamamızı sağlayacaktır. Genç gazetecilerin ondan öğrenebilecekleri çok şey vardı."
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya:
"Gerçekten çok çok üzgünüz. Muhabirinden yazarına patronuna kadar çok sevilen bir isimdi. Hepimizin hayatına etki etmiş bir isimdir. Onla çalışmamış gazeteciler bile onun sıcaklığından etkilenmiştir. Bu meslekte olan herkesin Birand'la yaşamış olduğu bir anı vardır.
Bütün meslektaşlarına çok yardımcı olurdu. Bir kere çok az gördüğümüz derecede mütevaziydi. Birand her zaman bu yönüyle ön plana çıkmıştır. Tüm meslektaşlarımızın ve Türkiye'nin başı sağolsun.
Birand, sadece gazeteci olarak değil, barış ve demokrasiden yana olan tavrıyla da herkese örnekti. Bu konularda tavrını çok cesurca ortaya koyabiliyordu. Bilgisini görgüsünü terbiyesini hiç düşünmeden genç kuşaklarla paylaşan bir isimdi. Mehmet Ali Birand, Türk basınının en önemli yerlerindeki pek çok ismi de o yetiştirmiştir."
Hastane önünde NTV mikrofonlarına konuştuğu sırada göz yaşlarını tutamayan Usta gazeteci Hasan Cemal ise şu ifadeleri kullandı:
"40 yıllık bir dostumu kaybettim. Yeri kolay doldurulamayacak bir gazeteciydi. Ama hayat böyle; bir varsın, bir yoksun. Hiç beklemiyorduk böyle bir şeyi. Onu her zaman çok kıskandım, bir çok alanda. Hep ilklere imza atan bir meslektaşımdı.
Asker ve Avrupa Birliği'yle ilgili ilk kitapları o yazdı. Yine Öcalan'la ilk röportajı yapan da oydu. Bu başına çok büyük bela açtı, andıçlandı. Ölümden döndü.
Onu bir dost olarak çok özleyeceğim. Geçenlerde gizli kapaklı işler için gittiğim Erbil'de beni telefonla aradı ama açmadım. Açsam yalan söyleyemeyecektim. Ona haber atlatmaya çalışıyordum.
Meğerse beni Kürt sorunu ve Paris'teki suikastleri konuşmak üzere 32. Gün'e davet etmek için arıyormuş. Geçenlerde de Galatasaray'ın maçını izlemek için beraber Trabzon'a gitmiştik. Onunla anılarımız çok fazla, onu çok özleyeceğim."