Utandıran görüntüler izlendi

İstanbul-Zeytinburnu ve Ankara-Saray çocuk yurtları oldukları iddia edilen iki ayrı mekanda gizlice çekildiği öne sürülen görüntüler "Avrupa'yı utandıran görüntüler" anonsuyla izleyiciye sunuldu. Programın yapımcsı Chris Rogers, daha önce de 2006'da Romanya'daki çocuk yurtlarında benzeri bir program hazırladığını hatırlatırken, bu kez çocuklar konusunda hassas bir tutum içinde olduğu bilinen Düşes Sarah Ferguson ile "Avrupa'nın unutulan çocuklarını görüntülemeyi" istediklerini bildirdi. Chris Rogers birlikte program hazırlama önerisinin Sarah Ferguson'dan geldiğini de kaydetti. Ferguson'ın iki mükemmel kız çocuğu sahibi bir anne olarak evinde oturmak yerine çocukların sorunlarına eğilmeyi istediğine ilişkin sözlerine yer verilen programda, Düşes'e Romanya'daki yurtlarda kızı Beatrice, Türkiye'de ise diğer kızı Eugenie'nin eşlik ettiği belirtildi. İstanbul'dan "Asya ile Avrupa'yı bağlayan coğrafyada, büyük bir kent" diye söz edilen programda, Türkiye, İngilizler için "popüler bir turizm ülkesi" olarak tanıtıldı. Programda, turistlerin Türkiye'de kendilerinin gezdikleri yerleri görmedikleri vurgulandı, "bu büyük ülkede çocuklarını, özellikle de engelli çocuklarını terk eden pek çok ana-babanın bulunduğu", Düşes ve kızlarının "Bu Türkiye"yi araştırmaya geldikleri belirtildi. Zaman zaman Düşes Ferguson ve kızı Eugenie'nin görüşlerine de yer verilen programda, Eugenie Türkiye'yi ziyaret etme sebebini annesinin neler yaptığını görme ve ona yardımcı olma isteğiyle izah etti. Türkiye'nin AB'ye üyelik için uğraştığı hatırlatılırken, ülkede hala önemli ölçüde insan hakları ihlalleri yaşandığı iddiasına yer verildi. Zeytinburnu’ndaki yurda hayırsever olarak girmiş Düşes ve ITV ekibinin ilk ziyaretinin Zeytinburnu'nda 60 zihinsel ve bedensel engelli çocuğun kaldığı yurda yapıldığı belirtilen programda, Düşes'in buraya "bir hayırsever" diye sokulduğuna dikkat çekildi. Türkiye'de engelli çocukların anneleri ve babaları tarafından daha çok terk edildikleri gibi bir iddiaya da yer verilirken, "Türk ana-babalar bu tür çocuklardan utanıyor" genellemesi yapıldı. Düşes ve ITV ekibinin Zeytinburnu yurduna yaptıkları ziyaretin yurtta bir kaos yarattığı belirtilirken, buradaki çocukların yüzlerinde ve vücutlarında kesik, yara ve morluklar bulunduğu ileri sürüldü. Bir çocuğun kollarının "giydiği giysinin içine hapsedildiği", bir diğerinin ise Düşes Ferguson'ın yanında otururken sürekli öne arkaya doğru sallandığına dikkat çekilirken, bir uzmanın bunun "ilgi bekleyen ve beklediği ilgiyi bulamayan bir zihinsel engelli çocuğun davranışı" olduğu yorumuna yer verildi. Türkiye'nin çocuk haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmalara imza koyan bir ülke olduğu, buna rağmen bu tür görüntülerin yaşandığı iddiasının da yer aldığı programda, Düşes Sarah Ferguson'ın kızı, Kraliçe II. Elizabeth'in torunu Prenses Eugenie'nin ağlayan görüntüleri Prenses'in gördüklerinden ne kadar etkilendiğine dair ifadeleriyle yayımlandı. Eugenie, "Bu gördüklerimi anlatmak çok güç" dedi. Türkiye'de günde 40 civarında çocuğun ebeveynleri tarafından terk edildiği iddiasında da bulunulurken, Türk hükümetinin ITV ekibinin yaptığı gizli çekimleri hukuk dışı olarak değerlendirdiği, çekim yapılmasının çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratacağını savunduğu belirtildi. Zeytinburnu yurdundaki çocukların bütün gün aynı odada bir şey yapmadan tutuldukları, hafif engelleri bulunanlarla ağır zihinsel engelleri olanların aynı birimde barındırıldıkları da programda iddia edildi. Saray yurdu Program yapımcısı Chris Rogers bir sonraki duraklarının Ankara'nın Saray ilçesindeki çocuk yurdu olduğunu belirtirken, "Araştırmalarının derinleşmesiyle birlikte dehşet görüntülerinin de arttığını" öne sürdü. Ankara'da öncü ekibin sokak çekimleri yaptığı sırada polis tarafından durdurulduğu ve uyarıldığı, bu nedenle yurda kılık değiştirerek girme gereği duyulduğu belirtilirken, Sarah Ferguson'ın yurtta bulunduğu süre içinde yakalanma korkusu duyduğuna dair ifadeleri de yayımlandı. Sarah Ferguson'a eşlik eden, çocuklara yardım amacıyla kurulmuş sivil toplum kuruluşlarına üye kişilerin "Türkiye'de uygulanan sistemde çocuklar için umut yok" şeklindeki iddialarına da yer verildi. Programda, Sarah Ferguson'ın da "Yani burada bu tür çocuklar ölüm cezasına mahkûm olarak doğmuş oluyorlar" yorumunda bulunduğu belirtildi. 700 çocuğun kaldığı ve kapasitesinin 1000'e yükseltilmesi için çalışmalar sürdürülen Saray yurdunda ise, karma karışık odalar, pek çoğu bebekliğinden beri yurtta kalan çocuklarla karşılaştıklarını belirten program yapımcıları, koridorda yatan bir oğlan çocuğuna dikkat çektiler. Çocuğun dışarı çıkarılmadığı, bunun için de koridorun güneş vuran bölümüne yatıp, güneşi yüzünde hissetmeye çalıştığı öne sürüldü. Bir başka odada bütün günü yatakta geçirmek zorunda bırakılan çocukların bulunduğu belirtilirken, onlarca yatakta yatan çeşitli yaşlardaki çocukların yatağa bağlandığına dair deliller bulunduğu iddia edildi. Bu deliller arasında olduğu belirtilen bir kumaştan bağ da ekrana yansıtıldı. Bir başka odada ise yaşları daha büyük olan ve elleri banklara bağlanmış çocukların görüntülerine yer veren ITV Tonight programı, bir çocuğun da hiperaktif olduğu gerekçesiyle bir kutuda tutulduğunu gösteren görüntüyü ekrana taşıdı. Program yapımcıları aynı çocuğun bir süre sonra bir başka odada bir yardım görevlisiyle bir kitaba bakarken görüntülerini ekrana taşıdı ve çocuğun hiperaktif olduğu iddiasının doğruluğundan şüphe ettiklerini bildirdi. Program yapımcısı Chris Rogers Saray yurdunda kaldıkları iki saatte yurdun sadece yarısını gördükleri tahmininde bulunurken, Sarah Ferguson da yurttayken burnuna çarpan kokunun, insanın kemiklerine işleyen cinsten olduğunu öne sürdü. Türkiye’nin AB üyeliği gündeme getirildi Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin İngiltere tarafından da desteklendiği belirtilen programda, Başbakan Gordon Brown'ın bu desteği vurgulayan bir konuşmasından alıntılara da yer verildi. Programda, "İngiltere bu şartlar düzeltilmedikçe Türkiye'ye desteğini sürdürecek mi?" sorusuna yer verildi. Bu arada programa katılan bir hukukçu Türkiye'nin AB üyeliği konusunda iyi düşünülmesi gerektiğini öne sürerken, programda Türkiye'nin insan hakları karnesini ilerleteceğine dair verdiği sözü tutup tutamayacağı sorusuna da yer verildi.