Uyuşturucu baronu Zindaşti davasında hâkim ve savcıların ifadeleri ortaya çıktı: "Ankara’dan Burhan Kuzu sürekli arıyordu..."

Uyuşturucu baronu Zindaşti davasında hâkim ve savcıların ifadeleri ortaya çıktı: "Ankara’dan Burhan Kuzu sürekli arıyordu..."

Uyuşturucu ticareti yaptığı ileri sürülen ve hakkında “adam öldürmek”, “cinayete azmettirmek”, “FETÖ üyeliği” suçlamaları da bulunan İranlı  uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’nin tutuklandıktan sonra tahliye edilmesi kamuoyunda tartışılırken HSK da görevlendirdiği müfettişlerce hâkim ve savcıların ifadelerini aldı. İfadelerde sır tahliyeye ilişkin detaylar ortaya çıkarken, Burhan Kuzu’nun baskı kurduğu iddiası da yer aldı.

Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu'nun ulaştığı tutanaklarda, Cumhuriyet Savcısı Ercan Demir ile Hâkim Özkan G.'nin ifadeleri yer alıyor. Tahliye sürecine tanık olan hâkim ve savcılar tutanaklara geçen ifadelerinde Burhan Kuzu'nun Zindaşti'nin tahliyesi için hâkimleri aradığını doğruluyor.

"Cevdet Özcan, Zindaşti davasının kendisine düşürülmemesini rica etti"

Hâkim Cevdet Özcan’ın verdiği tahliye kararına itiraz eden ve soruşturma aşamasında Zindaşti ve adamlarının tutuklanmalarını sağlayan Savcı Ercan Devrim, 8 Ekim 2019 günü HSK müfettişlerine iki sayfalık ifade verdi. Tahliye kararlarını veren hakim Cevdet Özcan’la çok samimi olmadığını ama iş sebebiyle tanışıklığı olduğunu anlatan Devrim şöyle konuştu:

“Cevdet Bey en az 3-4 kez farklı zamanlarda beni ziyarete etmişti. Bu ziyaretlerde söz konusu soruşturma dosyasının akıbetini ve ne zaman iddianame düzenleneceğini sormuştu. Bu ısrar ve genel itibarı ile kullandığı çekingen ve mahcup dil bende merak ve şüphe uyandırdı. Tehdit edildiğini veya kendisine şantaj yapıldığını düşündüm ve böyle bir şey olup olmadığını son gelişinde kendisine sordum. Bana ‘Üzerimde çok baskı var. Çok baskı yapıyorlar’ dedi. Nereden olduğunu sorduğumda ‘Ankara’dan Burhan Kuzu sürekli arıyor’ şeklinde yanıtladı. Ben kendisine soruşturmanın yakın zamanda sonuçlanmayacağını söylediğimde benden tutukluluğun gözden geçirilmesi kararının kendi nöbetine denk getirilmemesini, kendisine düşürülmemesini rica etti. Yanlış hatırlamıyorsam Cevdet Bey, dosyanın önüne gelmesi halinde mazeret izni kullanacağını ya da rapor alacağını söylemişti. Cevdet Özcan’ın verdiği tahliye kararına şaşırdım. Cevdet Bey bu dosyada tahliye ve tutukluluğa itiraz kararları vesilesiyle dosyayı görmüştü. tutukluluğun devamına ilişkin karar vermişti. Dosyayı önceden biliyordu ve bu nedenle karara şaşırdım ve şüphe duydum.”

Cevdet Özcan, Zindaşti'nin adamlarını serbest bıraktı

Savcı Ercan Devrim ifadesinde Cevdet Özcan’ın şüpheli bir kararına daha dikkat çekti. Devrim, tutanaklara geçen ifadesine göre; Naci Şerifi Zindaşti ve adamları İran Maliye Bakanı’nın oğlunun parasının yağmalandığı iddia edilen bir dosyada Hakim Cevdet Özcan’ın önüne gelmiş; Zindaşti’nin adamları polis tarafından gözaltına alınmış ama buna rağmen elde ciddi deliller olmasına rağmen Hakim Cevdet Özcan’ın huzuruna çıkan sanıklar adli kontrol kararı ile serbest bırakılmıştı. Ercan Devrim bu dosyanın numarasını da HSK müfettişlerine verdi. 201762718 sayılı dosyada verdiği karar şüphemi çekti. Tesadüf de olabilir ancak bu dosyayı da Zindaşti’yi tutukladığım dosyaya ekledim” dedi.

"Burhan Kuzu'nun avukatı odama geldi"

İfadesinde dosya ile ilgili farklı bir detayı aktarmak istediğini anlatan Ersin Ö. şöyle konuştu: “Tahliye kararı verildikten sonra henüz itiraz merciine yani 6. Sulh Ceza Hakimliğince dosya ele alınmadan önce Burhan Kuzu’nun avukatı en az 3-4 kez benimle görüşmek istemişti. Hatırladığım kadarıyla avukat ismi M. İ. idi. Kendisiyle görüşmek istemediğimi ancak en sonunda çat kapı odama girmesi sebebiyle görüşmek zorunda kaldım. Bu kişi söz konusu itirazı değerlendirecek 6. Sulh Ceza Hakimi’nin hangi kanattan olduğunu sordu. Ben kendisine bir yanıt vermedim. Ve geçiştirmeye çalıştım. Yalnızca adaletli bir insan olduğunu ve dosya ne ise vicdanına göre karar vereceğini söyledim. Yanımda emrivaki şeklinde telefonunu çıkararak Burhan Kuzu’yu aradı ve beni görüştürmek istedi. Telefona yanıt verilmemesi nedeniyle herhangi bir görüşme gerçekleşmedi.”

"Burhan Kuzu aradı"

Hakim Özcan G.'nin ifadesinde Zindaşti ve adamlarının tartışmalı biçimde tahliye edilmesi olayında nüfuzunu kullandığı gerekçesiyle ismi sık sık gündeme gelen eski milletvekili Burhan Kuzu’nun da ismi tutanaklara şöyle geçti:

“Eşimle birlikte bir alış veriş merkezindeyken telefonum çaldı. Ailemle alış veriş yaparken Telefonum tanımadığım bir başka cep telefonu numarası aradı. Açtım. Kendisini Burhan Kuzu olarak tanıttı. Söz konusu dosyayla ilgili konuşmaya başladı. Dosyadaki adam öldürme suçlarına ilişkin ölenlerin yabancı ve suç yerinin yabancı memleket olduğunu, Türk kanunlarının uygulanmayacağını, Zindaşti’nin tutuksuz yargılanmasını, İran ile ilişkileri bakımından daha faydalı olduğunu hatırladığım kadarıyla iletti. Ben kendisine dosyada kararımı verdiğimi artık benlik bir şey olmadığını izah etmeye çalışsam da bulunduğum ortamın da gürültü olması sebebiyle beni anlamadığını düşünüyorum. Telefonu kapattıktan sonra o gün yeniden kendisiyle görüşmedim.”

"Ertesi gün adliyedeyken Kuzu yine aradı"

Ertesi gün iş gününde adliyede bulunduğu sırada sabit bir telefon numarasından arandığını söyleyen Özcan G. “Cep telefonum sabit bir hattan aranmıştı. Açan kişi Külliye’den aradığını, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Burhan Kuzu’nun görüşmek istediğini iletti ve bağladı. Burhan Bey bana yine dosyayı kastederek dosya numarasını vereyim mi diye sordu ve dosyayı hatırlattı. Ben kendisine ben zaten kararı verdim. Gerek yok diyerek geçiştirdim. Numara gerekirse zaten buluruz dedim. Konuşma sonlandı. Bu durumdan yine rahatsız olmuştum. İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi Ersin Bey ile konuştum. Dosyayı o da biliyordu. Huzursuz olduğum için dosya hakkındaki fikrini sordum. O da delil durumundan bana bahsetti. Ben ona Burhan Kuzu’nun beni aradığını ve aramızda geçen konuşmayı aktardım. O da ‘Doğrusunu yapmışsın rahat ol’ içerikli beni rahatlatmak maksatlı sözler söyledi.”

"Tahliye kararı veren Cevdet Özcan odama geldi, Kuzu'nun ısrar ettiğini söyledi"

Aynı gün Cevdet Özcan’ın kendi odasına geldiğini anlatan Özcan G. şöyle devam etti:

“Cevdet Bey odama geldi. Bu konu üzerine sohbet etmeye başladık. Bana Zindaşti’den bahsetti. Emniyet içerisinde bir kesimin onu haber elemanı olarak kullanmaya çalıştığını, diğer kesimin ise onu yakalamaya çalıştığını söyledi. Burhan Kuzu’dan konu açıldı. Bana kendisini de adli tatilden önce Burhan Kuzu’nun aradığını ve bu dosya ile ilgili görüştüğünü, ısrar ettiğini söyledi. Kendisinin de ‘Hocamız bir şey diyemiyoruz’ dediğini aktardı. Sonrasında bu aramaları kastederek ‘Sonuçta böyle oldu’ dedi ve tahliye kararını kastetti. Böyle bir konuda arandığım için endişeliydim. Komisyon başkanımızla telefonla görüştüm. Rahatsızlığımı dile getirdim. O da adı geçen şahısla görüştüğünü bir daha aramaması gerektiğini ilettiğini, tekrar araması halinde görüşmemesi, başsavcının da bu konudan haberdar olduğunu, adı geçen şahsın tekrar araması halinde suç duyurusunda bulunacaklarını bana söyledi.”

Tahliye kararını veren Hâkim Cevdet Özcan: Bunlar FETÖ kumpası

Bütün iddiaların odağındaki isim, uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti hakkındaki tartışmalı tahliye kararını veren hakim olan Cevdet Özcan da müfettişlere ifadesini yazılı olarak verdi. Halen Erzurum Adliyesi’nde görev yapan Cevdet Özcan, kendisine yönelik suçlamaları reddederken, “FETÖ”nün kumpasına uğradım” dedi. 8 sayfalık ifadesinde Hakim Cevdet Özcan, FETÖ’nün 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimine karşı kritik görevlerde yer aldığını anlattı ve FETÖ’nün birçok kritik ismini tutukladığı için hedefe konulduğunu öne sürdü.

Hakim Özcan, Naci Şerifi Zindaşti’yi tahliye ettiği kararını müfettişlere şöyle anlattı:

“Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun beni telefon ile araması üzerine kendisinin dosyaya vakıf olduğunu fark ettim. Çok detaylı bir şekilde kendisi dosyayı anlattı. Ben de kendisine anlattıklarını bildiğimi dosyadaki süreci de ve mevcut delil durumunu ona bildiğimi ancak daha önce sağlık sebeplerinden ötürü tahliye kararı verdiğim Ömer Faruk Kavurmacı isimli şahsın tahliyesinden dolayı tarafıma birçok iftira atıldığını, bu yönden kamuoyunda hakkımızda algı yaratacak olaylara sebebiyet verebileceğini söyledim. Bunun üzerine kendisi kesinlikle benimle ilgili hiçbir şüphe olmadığını, kendisinin ve benim ismimden dolayı asla bir isnatta bulunulmayacağını söyledi. Ben de derhal dosyanın soruşturma savcısı olan (ki Ömer Faruk kavurmacı isimli şahsın dosyasında da aynı savcı görev yaptığından) Ercan Devrim’e gittim. Telefon görüşmesini anlattım. Kendisi de beni doğruladı. Burhan Kuzu’nun dosyaya vakıf olduğunu, esasen dosyada yeterli somut delil olmadığını, iddianame düzenleyecek durumda olmadığını, bir şekilde iddianame düzenlense bile mahkumiyet kararı çıkamayacağını ifade etti. Ben de mevcut delil durum çerçevesinde kendisi ile aynı görüşte olduğumu ifade ettim. Ancak Ömer Faruk Kavurmacı dosyasından sonra şahsımla ilgili çok yıpratıcı iftira içerir yayınlar yapıldığını söyleyerek benim nöbetime denk getirmemesini rica ettim. Kendisi de bana hak verdi.”

Tahliye kararını veren Hâkim Cevdet Özcan: Baronun tutuklu kalmasını sağlayacak delil bulamadı

Ancak dosyanın kendi mahkemesine gönderildiğini anlatan Özcan diğer hâkimlerin aksine Zindaşti’nin tutuklu kalmasına neden olacak delil olmadığını savundu:

“Bilindiği üzere tutuklu dosyaların tamamı soruşturma aşamasında en geç CMK’nın 108. Maddesi uyarınca 30’ar günlük süreler ile tutukluluk halinin devam edip etmeyeceği hususunda değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme yapılırken, mevcut delil durumu, tutukluluk kararından sonra yeni delil elde edilip edilmediği, tutukluluk halinin devamının gerektirip gerektirmediği, iddianame düzenlenecek şekilde somut maddi delillerin bulunup bulunmadığı, iddianame düzenlenmesi halinde isnat edilen suçların işlenip işlenmediğini, mahkumiyet hükmü kurmaya yeterli delil olup olmadığı gibi hususlar birlikte değerlendirilir, mevcut deliller çerçevesinden tutuklama tedbiri dışında koruma tedbirleri uygulamak suretiyle umulan faydanın sağlanıp sağlanmayacağı ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir.”

Kapalıçarşı'da kuyumcu iddiasına savunma: Kumpas

Zindaşti’nin tahliyesinden sonra rüşvet olarak Kapalıçarşı’da bir kuyumcuda yüklü miktar para aldığı iddialarını da yalanlayan Özcan, yine kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti ve şunları kaydetti:

“Hayatımda Kapalıçarşı’da herhangi bir kuyumcuya gitmedim. O kadar saçma ve uydurma bir iddia ki bu iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu çok rahat bir şekilde çürütülebilir. 15 yıldır aynı telefonu kullanıyorum. İstanbul’un her yerinde kameralar var. Araştırılsın.”

Bu arada tahliye kararı ile ilgili Hakim Cevdet Özcan hakkında, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame hazırlanmıştı. Doğan Kasadolu’nun ‘ihbar eden’, Orhan Ünğan’ın müşteki olarak yer aldığı iddianame de Özcan'ın Zindaşti'yi tahliye etmesi karşılığında rüşvet aldığı iddia ediliyor. İddianamede, Özcan’ın avukatlar Oktay Bağatır ve Servet Haznedar'dan üzerinden seri numarasının bir şifre olarak kullanıldığı 10 liralık banknot alarak, Kapalıçarşı'da bulunan bir kuyumcudan 3.5 milyon dolar aldığı iddia ediliyor. İddianamede, Zindaşti'nin FETÖ üyesi Zekeriya Öz'e de zamanında 300 bin Euro rüşvet verdiği de ileri sürülüyor. İddianamede Özcan'ın, FETÖ üyeleri Metin Topuz, Zekeriya Öz ve Cihan Kansız ile irtibatı bulunan, 'uyuşturucu ticareti', 'terör örgütü yöneticiliği' gibi birçok suçtan kaydı bulunan Zindaşti ile 3 adamının yurt dışına kaçmasına neden olduğu iddia ediliyor.

Neler yaşandı?

Naci Şerifi Zindaşti'nin ismi ilk kez Yunanistan’da uyuşturucu ile yakalanan bir gemi ve FETÖ üyesi Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün dava kapsamında gizli tanık yaptığı iddialarıyla gündeme geldi. İddiaya göre Zindaşti, hayal gücünü zorlayan bir servete sahipti. Bu servet ile de herkesi etkisi altına aldığı iddiaları ayyuka çıkmış bir isimdi. Herkesin tartıştığı ve “cinayet”, “uyuşturucu kaçakçılığı” ile ismini andığı Naci Şerifi Zindaşti’nin ismi, kızının da içinde olduğu bir aracın uyuşturucu hesaplaşmasında hedef olmasıyla daha çok duyuldu. 26 Eylül 2014’te Zindaşti’nin kızı Arzi Şerifi Zindaşti ile yeğeni Devrim Öztunç’un içinde bulunduğu araç iki şüpheli tarafından çapraz ateşe tutuldu. Zindaşti’nin kızı ve yeğeni, olay yerinde can verdi.

Zindaşti’nin kızı ve aynı zamanda koruması olan yeğeninin ölümünün ardından İstanbul bir dizi cinayet ve uyuşturucu hesaplaşmasının da alanı haline geldi. İddiaya göre talimatları veren isim Zindaşti idi. İstanbul’da Zindaşti’nin emriyle seri cinayetler işlendiği şüphesi artınca İstanbul Emniyet Müdürlüğü de Zindaşti ve adamlarına yönelik operasyon düzenledi. 6 Nisan 2018’de düzenlenen operasyonda Organize Şube Müdürlüğü ekipleri Zindaşti ile birlikte adamlarını gözaltına aldı. Zindaşti, “adam öldürmek”, “cinayete azmettirmek”, “FETÖ üyeliği” suçlarından tutuklandı.

“Cinayet” ve “cinayete azmettirme” suçlaması ile hâkim karşısına çıkarılan Naci Şerifi Zindaşti ve 5 adamı tutuklanıp cezaevine konuldu. Hakkında ciddi cinayet delilleri olan ve gemilerle uyuşturucu ticareti yaptığı iddiası tutanaklara geçmiş bir isim olan Zindaşti, 6 ay içinde gece yarısı kararıyla tahliye edildi. Tahliye kararının altında Sulh Ceza Hakimi Cevdet Özcan’ın ismi vardı. Tepki çeken, yargı camiasında da tartışılan tahliye kararına, savcılık hemen itiraz etti ve yeniden yakalama kararı çıktı. Ancak ağır suçlamalarla yargılanan Zindaşti kayıplara karıştı. İddiaya göre eski milletvekili Burhan Kuzu da Zindaşti'nin tahliyesi için hâkimlere baskı yapmıştı.

Sürpriz tahliye kararından sonra Zindaşti’nin kayıplara karışması, sadece yargı camiasında değil, bütün kesimlerde tepki yarattı. Hâkimler ve Savcılar Kurulu dosyaya el koydu. Tahliye kararını veren Hakim Cevdet Özcan görevinden alınarak geçici olarak Küçükçekmece Hakimliği’ne atandı. HSK kararla ilgili de jet hızıyla soruşturma başlatıp müfettiş görevlendirdi. Müfettiş incelemesi başladığında ise Hakim Cevdet Özcan Erzurum’daki yeni görev yerine atanmıştı.

 

Zindaşti hakkında hangi suçlamalar yapıldı?

Zindaşti ve adamları Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyordu. Skandal bir kararla tahliye edildiği dava dosyasında haklarındaki suçlamalar şunlardı:

“Kan gütmesi saikiyle adam öldürmeye azmettirme”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “resmi evrakta sahtecilik”, “FETÖ terör örgütü üyesi olmak"

 

TIKLAYIN - "Burhan Kuzu'nun, 'Tanımıyorum' dediği uyuşturucu baronu ile mesajlaşmaları ortaya çıktı"TIKLAYIN - Burhan Kuzu'dan ‘uyuşturucu baronu Zindaşti'nin tahliyesi için baskı yaptı' iddiasına yanıtTIKLAYIN - CHP'li Tanrıkulu ile AKP'li Kuzu arasında 'Zindaşti' atışması: İtiraf edin ve etkin pişmanlıktan yararlanın