Uzaya giden ilk İtalyan kadın astronot: Er ya da geç Dünya dışına yerleşeceğiz

Uzaya giden ilk İtalyan kadın astronot: Er ya da geç Dünya dışına yerleşeceğiz

İtalya Uzay Ajansı'nın (ASI) Futura (Gelecek) isimli misyonu için Kasım 2014'te Uluslararası Uzay İstasyonu'na giderek uzaya giden ilk İtalyan kadın astronot olan Samantha Cristoforetti, tecrübelerini anlattı.

Samantha Cristoforetti 26 Nisan 1977'de Milano'da doğdu. Almanya'daki Münih Teknik Üniversitesi'nde Makine Mühendisliği eğitimi aldı ve uzayda itme gücü alanında ihtisas yaptı. Fransa'da ve Rusya'da uzay ve havacılık eğitimi aldı.

2001'de İtalya'daki Pozzuoli Akademisi'nde askeri havacılık kariyerine adım attı ve İtalya'nın ilk kadın savaş pilotlarından biri oldu.

İtalyan Hava Kuvvetleri'nde kaptan pilot olan Cristoforetti, 2009'da ise Avrupa Uzay Ajansı (ESA) astronotu olarak seçildi. 2012'de de İtalya Uzay Ajansı'nın 'Futura' misyonu için Uluslararası Uzay İstasyonu'na gitmekle görevlendirildi.

23 Kasım 2014'te Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki (ISS) görevine başlayan Samantha Cristoforetti, 199 gün 16 saat boyunca ISS'de kalarak tek seferde en uzun süre uzayda kalan kadın unvanını da aldı. İtalyan astronot, İtalyancanın yanı sıra İngilizce, Fransızca, Almanca ve Rusça konuşuyor.

BBC Türkçe'den Övgü Pınar'ın sorularını yanıtlayan Cristoforetti'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

 

'Uçma hissini özlüyorum'

 

BBC Türkçe: Uzaydayken Dünya'nın en çok nesini özlediniz? Şimdi Dünya'dayken uzay ortamının nesini özlüyorsunuz?

Cristoforetti: Ben uzayda gayet rahattım, yukarıdaki hayatımdan memnundum. Fazla nostalji hissetmeden bu tecrübenin tadını çıkardım. Ama tabii kalıcı olarak uzayda yaşayacağınızı söyleseler farklı olur. Birkaç aydan sonra küçük günlük konforları özlüyorsunuz, duş almak gibi, güzel bir sebze salatası gibi, ki döner dönmez yediğim ilk şey de bu oldu. Dünya'ya döndükten sonra uzayla ilgili en çok özlediğim şey ise havada yüzme, serbestçe uçma hissi, hafiflik, özgürlük hissi. Uzayı üç boyutlu olarak yaşama hissi.

BBC Türkçe: Uzay ortamında karşılaştığınız en büyük sıkıntılar nelerdi? Sağlığınıza olumsuz etkisi olan şeyler oldu mu? O ortama uyum sağlamak için aldığınız fiziksel ve psikolojik önlemler var mıydı?

Cristoforetti: Ben büyük bir zorluk yaşamadım. Fiziksel egzersiz yapmak için makinelerimiz var, ağırlığın olmadığı ortamda ağırlık çalışmamızı sağlıyorlar, özel koşu bandımız, bisikletimiz var. Bir süre sonra belki en çok hissedilen şey yüksek karbondioksit seviyesi oluyor. Dünya'da karbondioksit seviyesi çok düşük ama uzayda bitkiler olmadığı için kabindeki karbondioksit seviyesini düşürmeye yarayan bir teknoloji kullanıyoruz.

 

'Yürümeyi yeniden öğreniyorsunuz'

 

BBC Türkçe: Dünya'ya döndükten sonra ne gibi sıkıntılar yaşadınız?

Cristoforetti: İlk başlarda denge yönetimi konusunda zorluk yaşıyorsunuz. Örneğin gözleriniz geç reaksiyon veriyor. Bir yere başınızı çevirdiğinizde gözleriniz daha sonra o yöne dönüyor ve dışarıdan bakanlar bu yatay göz hareketini görebiliyor. Bunlar ilk saatlerde hatta belki ilk bir gün boyunca hissedilen şeyler, o yüzden ilk anlarda başınızı hareket ettirirken dikkatli olmanız gerekiyor aksi halde dengenizi kaybedip düşme tehlikesi yaşayabilirsiniz. Fakat ben Dünya'ya oldukça hızlı bir şekilde yeniden adapte oldum. Tabii yürümeyi yeniden öğrenmeniz de gerekiyor. Kendinizi bir ton ağırlığında hissediyorsunuz ve bacaklarınız bu ağırlığı taşıyamaz durumda oluyor. Kaslarınızı ve kalbinizi yeniden yürümeye, merdiven çıkmaya alıştırmanız gerekiyor. Tamamen normal halinize dönmeniz için birkaç ay gerekiyor.

 

'Dünya bizim uzay gemimiz'

 

BBC Türkçe: Erkek arkadaşınız uzaya gittiğinizde "hayatın anlamıyla ilgili sorunun cevabını bulup bulamadığınızı" sormuş, buldunuz mu? Uzaydan Dünya'ya bakınca dünyevi sorunlar gözünüze farklı görünüyor muydu? Sizce dünyanın ve insanlığın en büyük sorunları neler?

Cristoforetti: O kadar uzaktan bakınca her şeyi makroskopik bir açıdan görüyorsunuz. Detaylar ve gündelik tartışmalar, insanlığın büyük ve önemli sorunların yanında önemsiz kalıyor. Örneğin çevre sorunları, dünyamızın korunması gibi büyük sorunların yanında... Dünya'mız bizim uzay gemimiz gibi, uzayda hayatta kalmamızı sağlıyor. Bu uzay gemisinin iyi işlemesini sağlamak için korunması gerekiyor, tüm insanlığın katılımıyla ve küresel bir yaklaşımla bunun sağlanması gerekiyor. Sadece uzaya giderek cevapları bulmak çok kolay olurdu ama sürdürülebilir cevapların ve çözümlerin küresel bir yaklaşımla bulunabileceği hissine sahip oldum.

BBC Türkçe: Uzayda sizi en çok etkileyen ne oldu?

Cristoforetti: Bu gazetecilerin çok sevdiği bir soru ama tek bir cevabı yok. Çünkü bu tecrübenin bütünü kıymetliydi. Kimileri en güzel anın, Uluslararası Uzay İstasyonu'nun kubbesinden Dünya'yı ilk kez görmek olduğunu söyleyebilir örneğin. Kesinlikle muhteşem bir deneyim, ama bu deneyim anlamını, onu mümkün kılan geçmiş tecrübelerden alıyor. Eğer ben oraya tesadüf eseri gitmiş olsaydım, bir büyücü beni oraya ışınlamış olsaydı kubbeden Dünya'yı görmenin psikolojik etkisi çok farklı olabilirdi. Ama ben bu manzarayı, bir yaşam boyu süren çalışmaların, yıllar süren hazırlıkların sonucu olarak gördüm.

BBC Türkçe: Uzaya geri dönmek ister misiniz? Özlüyor musunuz?

Cristoforetti: Evet, kesinlikle, geri dönmeyi umuyorum. Benim için doğru şeyin bu olduğuna inanıyorum, astronotluk yaparken kendimi çok iyi hissediyorum.

 

'Türkiye'nin insanlı uzay programlarına katılmasını umuyorum

 

BBC Türkçe: Astronot olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Gelecekte astronot olmayı hayal eden gençlere ne tavsiye edersiniz; özellikle de benim ülkem Türkiye gibi uzay çalışmaları konusunda geride kalmış olan ülkelerde yaşayan gençlere?

Cristoforetti: Şunu söylemem lazım ki ben uzayı seçmedim, uzay beni seçti! Henüz çok küçükken, büyüyünce astronot olmayı istediğimi, uzaya gitmek istediğimi söylüyordum. Çocukluğumdan gelen bir tutku bu. Türkiye gibi, şimdilik insanlı uzay programı olmayan ülkelerde büyüyen gençler için biraz daha zor olabilir astronot olmak. Umuyorum ki, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu daha fazla ülke insanlı uzay programlarına katılır. Bu da genç Türk kızlarına ve erkeklerine ileride uzaya gidebilme şansı verir.

BBC Türkçe: Uzaya gitmenizin ardından İtalya'nın en popüler kadını ve hatta en popüler kamusal figürü haline geldiniz. Başta İtalyanlar olmak üzere tüm dünyadaki genç kadınlar için yeni bir rol modeli olabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Cristoforetti: Abartmak istemem, benden daha popüler kamusal figürler vardır. ama benim hikayemden, tecrübemden etkilenerek uzay konusunda bir kariyer yapmak isteyen genç kadınlar ya da erkekler olması beni mutlu eder. Rol modellerinin önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü insanlara cesaret ve motivasyon verirler. İstediğimiz şeylerin yapılabilir olduğunu gösterirler. Bu etkiyi yaratmaktan memnun olurum.

BBC Türkçe: Sizin katıldığınız Futura misyonunun nihai amacı uzayda insan yaşamına olanak sağlamak. Sizce bu gelecekte mümkün olacak mı? Bunun için ne kadar beklememiz gerekecek?

Cristoforetti: Er ya da geç bunun olacağına inanıyorum. Er ya da geç Dünya dışına yerleşeceğimize inanıyorum. Şu anda bunun için henüz ilk adımları atıyoruz. Kısa vadede Mars'ta koloniler kuracağımız sanmıyorum (gülüyor) . Fakat bu ilk adımları atmak da çok önemli. çünkü ilk adımlar atılmazsa insan türü için uzaydaki bu gelecek asla gerçekleşemez.

BBC Türkçe: Uzayda başka yaşam formlarının var olduğuna inanıyor musunuz?

Cristoforetti: Bu bir inanç meselesi değil. Kendimize sorduğumuz temel sorulardan biri. Bu konudaki araştırmaları ilgiyle takip ediyorum. Başka yerlerde yaşam bulmak çok enteresan olurdu. Her şeyin ötesinde, hayatın nasıl oluştuğunu anlamak, ki bir gün anlayacağız, çok ilginç olurdu. Yaşamın olmadığı durumdan yaşama nasıl geçtiğimizi henüz kavrayamıyoruz.

BBC Türkçe: Uzaydayken hangi kitapları okudunuz?

Cristoforetti: Yanımda birkaç kitap götürdüm ama çok fazla okuyamadım. Italo Calvino'nun Palomar'ını götürdüm. Antoine de Saint-Exupéry'nin "Pilote de guerre"ini götürdüm. Ayrıca, içinde dizelerin, alıntıların yer aldığı küçük kitapçıklar da götürdüm ama bunlar dönüşte tanıdıklarıma hediye etmek içindi.