Van’da görevli uzman erbaş C.K.’nın “valiliklerin operasyon izni vermediği” günlerde yaklaşık 5 bin jandarmayı “yüksek kar vaadiyle” dolandırarak para toplayıp Kuzey Irak’a kaçtığı iddia edildi. Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’ün köşesine taşıdığı bilgiye göre, Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral İbrahim Yaşar imzasıyla komutanlıklara gönderilen genelgede “personelin ‘yüksek kar vaadinde’ bulunan kişilerle bağlantı kurup yatırım yaptığı, sonra verdikleri paraları geri alamadıkları” belirtildi. Öztürk, konuyla ilgili “Anlatılanlara bakılırsa, bu kişi Kuzey Irak’ta petrol işine giriyor. BOTAŞ Genel Müdürü kendisine ödül verdiğine göre vardır bir başarısı! O başarı da, jandarmaları dolandırmak olmalı” dedi.
Saygı Öztürk’ün Sözcü gazetesindeki köşesinde bugünkü (20 Mart 2016) yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
Valilerin askere “operasyon izni” vermediği dönemlerde başlayan, özellikle jandarmada bir skandal patlak verdi ki sormayın gitsin. Van’da görevli uzman erbaş C.K. önce çevresinden başladı, sonra ünü yayıldı ve diğer illerden, Jandarma Genel Komutanlığı’nda görevli bazı personelden “kar vaadiyle” para topladı. Hem öyle böyle değil, askerlerin bir kısmı banka kredisi aldı, C.K adına para toplayan aracılara verdi. Açıkçası başlangıçta kendilerinin deyimiyle “deli gibi” para kazandılar. Ancak bu işin sonu bazılarının intiharına yol açacak, mesleğinden koparacak kadar kötü bitti.
Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral İbrahim Yaşar imzasıyla jandarma komutanlıklarına gönderilen genelgenin konusu “kar payı verileceği vaadiyle para toplanması.” Jandarma Genel Komutanlığı personelinin, yüz yüze görüşme ve internet üzerinde iletişim yoluyla “yüksek kar vaadinde” bulunan kişi/personel veya sistemlerle bağlantı kurup yatırım yaptığı, sonra verdikleri paraları geri alamadıkları belirtiliyor. Askeri savcılık soruşturma başlatıyor, soruşturma kapsamında mağdur /tanık / şüpheli sıfatıyla konuyla ilgili olabileceği değerlendirilen 35 jandarma personeli hakkında idari işlemler de yürütülüyor.
İki uzman erbaşın sözleşmeleri feshediliyor, haklarında adli işlem başlıyor. İşte, o uzman erbaşlardan C.K, yaklaşık 5 bin jandarmadan para toplamış. Sonunda olan oluyor, C.K ortadan kayboluyor. Anlatılanlara bakılırsa, bu kişi Kuzey Irak’ta petrol işine giriyor. BOTAŞ Genel Müdürü kendisine ödül verdiğine göre vardır bir başarısı! O başarı da, jandarmaları dolandırmak olmalı…
Jandarma Genel Komutanlığı, iş işten geçtikten sonra genelge yayımlıyor, “Tüm personel, kar vaatli para toplama işlerine girilmemesi, bu tür tekliflerin olması halinde teklifi yapan askeri personel ise ilgili sıralı amire bildirimde bulunması, sivil şahıs olması halinde ise Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunması yönünde ikaz edilecektir.” Bu emir tüm personele imza karşılığı tebliğ ediliyor.
Alın teriyle kutsal bir görevi mesai gözetmeden yerine getiren askeri personelin bu tarz oluşumlar içerisinde olması, yeterli bilgisi olmadığı para piyasalarında borçlanarak veya birikimlerini kullanarak para kazanma gayreti içerisine girmesi, piyasalarla ilgilenmesinin getirdiği olumsuz sonuçlar da az değil.
Mesleğine, kişisel gelişimine ve ailesine ayırması gereken zamanını başka işlere ayırmaları, onların göreve bağlılığını azaltıyor, aşırı borçlanmalarına neden oluyor, iş ve aile ortamında huzuru bozuyor, halk nezdinde itibarını da azaltıyor, “meğer askerimiz nelerle uğraşıyormuş?” sorularına da neden oluyor.
Jandarma Genel Komutanlığı’nın uyarısından sonra birinci sicil amirleri, personelini yakından tanıyarak bu tarz oluşumlara girmesini engelliyor. Kredi çekmek için müracaat eden personelin neden kredi çektiğinin belgelenmesini istiyor. Birlik içerisinde bu tür piyasalarla ilgilendiği yönünde duyumlar alınan personel yakından takip ediliyor, aşırı borçlandığı tespit edilenler hakkında TSK’dan ayırma yönünde yasal işlem başlatılıyor. Gelelim son duruma. Askerler Cumhurbaşkanlığı’na, Başbakanlığa dilekçe veriyor, “dolandırıldık, borçlandırıldık, paramızı kaptırdık” deyip “çare bulun” diyor. Ancak, çare bulunacak gibi gözükmüyor. Açıkçası, askeri makamlar, sonradan aldığı önlemleri baştan alıp “banker skandalına” izin vermemeliydi, “uyanık” bilinen jandarmanın da bazı meslektaşlarının tuzağına düşmemesi gerekirdi.