2008 krizi sonrasında faizi yüzde 0-0,25 aralığına kadar çeken ABD Merkez Bankası Fed, 8 yıllık aradan sonra ilk kez faiz artırdı. Faizler 25 baz puan artırılırmasıyla birlikte faiz oranı %0.25 - %0.50'ye yükseltildi. Faiz kararı oy birliğiyle alınırken 2016 ortalama faiz beklentisi de Eylül ayındaki gibi %1.4'te sabit kaldı. Fed'den gelen açıklamada "Mevcut koşullar sadece kademeli faiz artışına müsaade ediyor" dendi.
Fed'in faiz artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Fed Başkanı Janet Yellen, aralık ayı başında yaptığı konuşmada ekim toplantısından bu yana gelen ekonomik verilerin, iş gücü piyasasındaki iyileşmenin süreceğine yönelik beklentilerle uyum gösterdiğini, Aralık'ta faiz artışının canlı bir ihtimal olduğunu belirtmişti.
BBC ekonomi editörü Andrew Walker, Fed'in kararı açıklamasından önce yaptığı analizde, Türkiye'nin faiz artırımı kararından en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek şunları söylemişti:
"Gelişmekte olan ekonomiler 15-20 sene öncesine kıyasla bu tür durumlarla çok daha iyi baş edecek donanımda. Ama, Türkiye ve onun gibi bir - iki ülkeyi biraz daha hassas kılan koşullar var. Bunların başında büyük dış ticaret açıkları var. Yani ihraç ettiklerinden fazlasını ithal ediyorlar ve bu açığın ya devlet borçlanması ya da dış finansman ile karşılanması gerekiyor. Türkiyeyi hassas hale getiren bir başka faktör ise, bu ülkenin döviz ve özellikle dolar cinsinden borçlarının büyüklüğü. Liradaki her düşüş, bu borcun ödenmesini daha da zorlaştırıyor."
Hurriyet.com.tr'de yer alan habere göre, Fed'in faiz artırımı kararını değerlendiren uzmanlar şunları söyledi:
Uğur Gürses, “Beklenen bir şeydi, bir dönem kapandı. Bundan sonraki faizin patikası merak ediliyordu. Görünen o ki Fed, 2016’da dört ayrı aşamada, 25 pazlık puanlık artış yapacak. Muhtemelen 2016 sonunda faizler 1,5 seviyesine çıkabilir. ABD yine ekonomik verileri takip edecek. Türkiye nasıl bir tepki verir onu şimdiden kestirmek güç ama dolarda bir yükseliş olacak” dedi.
Erdal Sağlam, “Piyasaların beklediği karar geldi. Kısa vadede çok büyük etkisini bekliyorum ama orta ve uzun vadede tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de etkisi görülecek. Merkez Bankası’nın faiz koridorunun alt sınırını ve politika faizini yarım baz puan artırmasını bekliyorum” dedi.
Fed'in eski ekonomistlerinden olan Erkin Şahinöz, “On yıl sonra ilk kez gelen bir artırım. Fed’in toplantı bildirisinin beklendiği karar güvercin olmadığı görüldü. Bir sonraki faiz artırımı konusunda herhangi bir takvim vermediler. Bundan sonraki faiz artırımlarında ekonomik verilere bakarak devam edecekler. Burada en önemlisi, bekledikleri faiz düzeyinde bir değişikliğe gidilmedi. Önümüzdeki yıl faizlerin ulaşacağı yerle ilgili beklentilerini aşağı indirmemişler. Bu da piyasanın seveceği bir durum değil. 2016 sonunda Fed faizinin yüzde 1,4, 2017 sonunda yüzde 2,4 olması bekleniyor. Bu da şu anlama geliyor. 2016’da iki toplantıda bir faiz artırımı gündemde gibi görünüyor. Piyasalar üzerinde çok dramatik bir etki beklenmemeli. Önümüzdeki birkaç gün piyasaların sindirme süreci bitene kadar çalkantılı süreç devam edecek” diye konuştu.
Azimut Bosphorus Capital Genel Müdürü Murat Salar, “Yarın piyasaların bu durumu olumlu karşılaması lazım. Uzun zamandır beklenen karar beklentisi doğrultusunda oluştu. Negatif bir beklenti içine girmeye gerek yok. Pozitif tarafı ise artık bu durum gerçeğe döndü. Fed’in sıfır faiz politikasından vazgeçmesi, anormal bir safa olarak görülmeyecek olması bence olumlu. Uzun zamandır piyasayı hazırlıyordu Fed. Yaklaşık 2013 Mayıs’ında “tapering (tahvil alımlarını azaltma) sözüyle, ani bir açıklamanın piyasalarda nasıl bir etki yarattığını gördüler. Fed uzun zamandır da iletişim politikasını seçti. Uzun zamandır da açıklamalarıyla piyasayı hazırladı. Fed bu kararla sıfır faiz politikasını sonlandırdı. Uzun zamandır beklenen bir gelişme artık fiyatların içine girdi. Fed, atacağı adımlarla piyasaları hazırlayarak, ona göre adımlar atacak, Fed tarafından 0,25’lik faiz artırımını olumlu karşılıyorum. Uzun zamandır beklenen bir şey" diye konuştu.