Raporda bilim insanları, iklim krizinin önüne geçmek için artık sadece CO2 emisyonlarını azaltma hedefinin yeterli olmadığını belirtiyor. CO2'yi azaltmanın yanı sıra, atmosfere saldığımız karbonun yakalanması gerekiyor.
Normal şartlarda doğa bunu kendi başına yapıyor, ancak günümüzde karbonun atmosfere yayıldığı hıza yetişemiyor.
Gaz veya petrol gibi fosil kaynakların yakılmasıyla meydana gelen CO2, yer küremizin ısınmasına yol açan sera gazlarından biri.
Raporu hazırlayanlardan Oxford Üniversitesi'nden Dr. Steve Smith, küresel ısınmayı 2 derece santigratta sınırlamak ve azaltmak için küresel emisyonları hızla azaltmamız gerektiğini söylüyor.
Smith, "Ancak bu çalışmamızın tespitleri, karbon yakalama yöntemlerini artırmamız gerektiğini de gösteriyor. Bu yönde potansiyeli olan çok sayıda teknoloji bulunuyor" diyor.
Bilim insanları arasında dünyanın CO2 emisyonları nedeniyle ısındığı konusunda fikir birliği var.
Karbon emisyonları 2021 yılında 33 milyar ton olarak kaydedildi.
Ancak atmosferden, doğa aracılığıyla yakalanan karbonun yalnızca 2 milyar ton olduğu tahmin ediliyor.
Karbon emisyonunda "net sıfırı" yakalayana kadar, yani atmosfere saldığımız ve bertaraf ettiğimiz karbondioksit oranını eşitleyene kadar küresel sıcaklıkların artması öngörülüyor.
Bu noktaya ulaşmamız kolay olmayacak.
Birleşmiş Milletler'in (BM) en güncel iklim raporuna göre, gerçek anlamda "net sıfır"a ulaşmamız yolunda, karbon salımını kolayca sıfırlayamayacak olan bazı sektörlerin açığını kapatmak için CO2 yakalama teknolojilerine ihtiyacımız olacak.
CO2 şu anda yalnızca doğa tarafından yakalanıyor ve depolanıyor.
Fakat doğanın da sınırları var. Bazı iyimser uzmanlar, ağaç dikimi gibi girişimler sayesinde 2050 yılına kadar doğada karbon yakalamanın ikiye katlanabileceğini öne sürüyor, ama bunun da yeterli olmayacağı tespit ediliyor.
Uzmanlar, küresel sıcaklık artışını sınırlamak ve düşürmek için yeni teknolojilere yatırım yapılması gerektiğini aktarıyor.
Raporda detaylandırılan bu teknolojiler oldukça yeni ve henüz çok azı kullanımda.
Bu teknolojilerden BECCS (biyoenerji ile karbon yakalama ve depolama) karbon depolayan toprak ve odun peleti gibi organik maddelerin yakılarak enerji üretmesi ile karbon yakalamayı birleştiriyor.
Bazı diğer seçenekler arasında karbonun toprakta depolanmadan önce havadan çekildiği dev tesisler; karbonu hapseden, özel olarak işlenmiş kömür kullanımı; ve "gelişmiş kaya ayrışması" diye adlandırılan, kabaca doğal erozyonla meydana gelen karbon giderme yöntemi bulunuyor.
Ancak bazı çevreciler bu yöntemlere şüpheyle yaklaşıyor.
Ana endişeleri, karbon yakalama teknolojilerinin, emisyonu azaltmaktansa, hızlı çözüm yollarına odaklanıyor olması.
Rapor, CO2 yakalama teknolojilerinin iklim değişikliğiyle mücadele etmek için "sihirli bir değnek" olarak görülmemesi gerektiğini, ancak BM'nin iklim hedeflerine ulaşma yolunda sera gazı seviyelerinin düşürülmesi için doğanın yanı sıra teknolojinin de gerekli olacağını vurguluyor.
Tüm bu senaryolar, çok sayıda iklim zirvesinde taahhüt edildiği gibi, fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel CO2 emisyonlarının hızla düşeceğini varsayıyor.
Ancak şimdiye kadar yıllık emisyonlarda düşüş eğilimine girilmedi.