Uzmanlar, dünyada milyonlarca kullanıcı tarafından tercih edilen "Selfie", "Ice Bucket Challenge", "Kiki Dansı" ve "Falling Stars" gibi akımlara eklenen, kullanıcılarının 10 sene önceki fotoğraflarıyla şimdiki hallerini paylaştıkları "10 Years Challenge" akımına katılım sonucunda elde edilen bazı verilerin (data) reklamcılık faaliyetleri, yüz tanıma ve yapay zeka için de kullanılabileceğini kaydetti.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık, yaptığı açıklamada, sosyal medyanın gelişim göstermesiyle sanal ortamda birbirinden farklı akımlar meydana gelmeye başladığını belirtti.
Bu akımların özellikle gençler arasında hızla yayıldığını kaydeden Kırık, "Selfie, Ice Bucket Challenge, Kiki Dansı ve Falling Stars akımları gerek Türkiye'de gerekse dünyada milyonlarca kullanıcı tarafından tercih edildi. Fakat 10 Years Challenge'ın da aralarında bulunduğu akımların hepsini masumane bir şekilde görmek günümüz dünyasıyla pek örtüşmüyor." dedi.
Kırık, "10 Years Challenge" akımının sosyal medyada moda hale geldiğini, "#10yearchallenge" etiketiyle milyonlarca fotoğraf atıldığını belirtti.
Facebook'ta başlayarak, Instagram ve Twitter'a yayılan akımın özünde kullanıcılarının 10 sene önceki fotoğraflarıyla şimdiki hallerini paylaşmalarının yattığını hatırlatan Kırık, şöyle devam etti:
"Sosyal medya üzerinde milyonlarca takipçisi bulunan ünlüler, sanatçılar, sporcular, oyuncuların da dahil olduğu bu akıma yönelik paylaşılan içerik oranı 20 milyonun üzerine çıkmış durumda. Birçok akımın ortaya çıkış nedeninin altında birbirinden farklı sebeplerin yattığını söyleyebilmek mümkün. Ön kameralı akıllı telefon taleplerinin artırılması için selfie, araba satışlarının ivme kazanması için sunulan 'Kiki' dansı bu örneklerden sadece birkaçı. Fakat sosyal medyanın narsistik ve hedonist yapısı bilgi hırsızlığı ile veri güvenliği tehdidini meydana getiriyor. Kullanıcıların geçmiş yıllara dair fotoğraflarını belirli bir etiket aracılığıyla paylaşması, sınıflandırmayı kolaylaştırmakta ve bu durum sosyal ağlardaki yüz tanıma sistemine doğrudan katkı sağlamaktadır. Milyonlarca kullanıcının fotoğraflarını paylaşarak bu ağlara katkı sağlaması akıllara birtakım soru işaretleri de getiriyor. Özellikle Facebook'ta ortaya çıkan bu akımın yapay zeka ile bağlantısı tartışılıyor. Facebook'un reklam ve benzeri sebeplerle dolaylı yollarla veri topladığı zaten biliniyor."
Kırık, bu akımın amacına ilişkin dünyada birtakım iddiaların gündeme geldiğini anımsattı.
Akımların popülerliğinden kolayca yararlanılabileceğine dikkati çeken Kırık, şu değerlendirmede bulundu:
"#10yearchallenge ile birlikte Facebook'un yapay zeka sürecinin gelişim göstereceği, bu sayede kullanıcı profillerinin hızlı bir şekilde analizinin sağlanacağı, dolayısıyla sigorta ve sağlık şirketlerinin bireysel reklam gönderebileceği düşünülüyor. Hedefli reklamcılık açısından bu olay oldukça dikkati çekici. Kısacası e-ticaretin ve internet ortamındaki sanal satış artışının varlığı düşünülürse bu akım sosyal ağlar için bulunmaz bir nimet. Bununla birlikte konunun eğlencenin ötesinde bir algı ve toplum mühendisliği olabileceği yönünde de varsayımlar mevcut. Özellikle bu tarz akımlara kaç kişinin katıldığı, ne tarz içeriklerin paylaşıldığı ve gelecekte olası meydana getirilebilecek bir akımın popülaritesini saptamak adına sosyal ağlarda bu tarz içeriklerin viral etki oluşturarak yayıldığını söyleyebilmek mümkün."
Kırık, Facebook yetkililerinden bu akımın "kullanıcıların başlattığı hareketin kendiliğinden yayıldığı ve şirketin bundan çıkar sağlamadığı" yönünde bir süre önce açıklama yapıldığını kaydetti.
Bu açıklamaya katılmadığını ifade eden Kırık, "ABD Başkanı Trump'un seçim kampanyasında kullanılan Cambridge Analytica veri skandalı düşünüldüğünde üçüncü parti benzeri uygulamaların da kullanıcıların gizliliğini ve güvenliğini tehdit ettiğini söyleyebilmek mümkün." şeklinde konuştu.
Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun ise verinin bugünün petrolü olarak isimlendirildiğini ve dünyada çok önemli hale geldiğini belirtti.
Bu verilere her yerde rastlamanın mümkün olduğuna değinen Altun, "Bazı sosyal medya şirketleri bireylerin artık ne zaman boşanacağını bile önceden bilir hale geldi. Mahremiyet sınırları aşıldı. Nitekim WhatsApp gibi uygulamaların kullanımı da ücretsiz. Çünkü cep telefonumuz, mail adresimiz, adımız ve soyadımız birer veri kaynağı. Çoğu insan bunu sorgulamıyor." diye konuştu.
Altun, yapay zeka sayesinde insan yüzlerini ve gelişimlerini tanımlamanın zor olmadığını kaydederek, "On yıl önceki yüz hatlarının günümüze uyarlanmasıyla birlikte diğer verilerin de işlenmesi pekala mümkün hale geliyor. Büyük sosyal medya şirketleri bu verileri kullanabilir. Nitekim daha önceki zamanlarda bilhassa ABD seçimlerinde bu yönde çok mağduriyet yaşanmıştı. Son günlerde moda haline gelen ve bireylerin sosyal medyada 10 yıl öncesi ve sonrası fotoğraflarını karşılaştırmalı sergiledikleri bu akım, yüz tanıma algoritmalarının geliştirilmesi amaçlıdır." ifadelerini kullandı.