Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’taki yüzde 58,5 oranındaki hissesi Hazine’ye devredildi. Bu kararın ardından, yeni yılda Hazine’nin Vakıfbank’taki hisselerinin tamamı ya da bir bölümünü satacağı, buradan elde edilecek gelirle 2020 yılında artacak bütçe açığının bir bölümünü karşılamaya çalışacağı yorumları yapılıyor.
AKP iktidarı uzun zamandır Vakıfbank’taki vakıflara ait hisseleri Hazine’ye almak istiyordu. 2013 yılında Babacan’ın "Anayasa Mahkemesinden çıkan kararla bu yolun açıldığını" söylediğini biliyoruz. 24 Aralık 2017 tarihinde çıkan bir kararname ile Vakıfbank’ın hisselerini devralacak Hazine’nin, bu satın almanın bedelini nakit olarak ödemeyip, beş ayrı vadede çıkarılacak kira sertifikaları ile ödeyeceği hükme bağlanmıştı. Bu kararnamede Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne verilecek kira sertifikalarının borçlanmaya yazılmayacağı dolayısıyla iç borcu artırmadan yapılacak olması da dikkat çekmişti. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün vakıflara olan katkısı da dahil, faaliyetlerini kira sertifikalarını nakde çevirerek devam ettirmesi öngörülmüştü.
Hükümet uzun zamandır düşündüğü bu kararı şimdi sürpriz bir zamanlama ile hayata geçirmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bir hafta içinde devir işleminin tamamlanmasını öngörüyor. Uzun zamandır planladığı kararı ancak yıllar sonra hayata geçirmeye karar veren hükümetin, devir işleminin bu kadar çabuk tamamlanmasını istemesi ise ayrıca dikkat çekici.
Yüzde 25,22 oranındaki hissesi halka açık olan Vakıfbank’taki ağırlık hisselerinin Hazine’ye geçişi ardından birçok yorum yapılıyor. Uzun zamandır sermaye yeterliliği noksanlığı ile dikkat çeken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yakından takip edilen Vakıfbank’ın acil sermaye desteğine ihtiyaç duyduğu biliniyor. Hazine, sermaye desteği ihtiyacını karşılamak için hisselerin kendisine devredilmesini şart koşuyordu. Ancak başlangıçta sermaye desteği için planlanan bu operasyonun son dönemde büyüyen bütçe açığının kapatılmasına katkı ve diğer kamu bankaları gibi kredi hacmini artırması amacına dönük planlanmaya başladığı açık.
Vakıfbank’taki hisselerin Hazine’ye geçmesiyle, sermaye yapısı güçlendirilecek Vakıfbank’ın daha geniş bir kredi hacmine kavuşturulmaya çalışılacağı yorumları yapan sektör yetkilileri var. Böylece kamu bankaları kanalıyla ekonominin canlandırılması hedefine Vakıfbank’ın dahil edileceğini söylüyorlar. Öte yandan Vakıfbank’ın kârının da bütçeye alınmasının hedeflenmiş olacağını belirtenler de var. Ancak Vakıfbank’ın bu yılın ilk üç çeyreğindeki kârının 503 milyon TL olarak belirlendiği, bunun bütçe açığına önemli bir katkı yapmayacağı, ayrıca kârın zaten sermayenin artırılmasında kullanılması gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, bu amacın fazla geçerli olamayacağı görülüyor.
"Peki, hükümetin asıl amacı nedir?” diye bakıldığında, özelleştirme ya da satış ihtimalleri ağırlık kazanıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2020 bütçesi için yaptığı konuşmada, yeni yılda "yeni özelleştirme ve halka arzlarla bütçeye katkı sağlanacağını" belirtmişti. İşte Vakıfbank’ın ağırlıklı hissesine Hazine’nin sahip olmasıyla birlikte bu yolun açılabileceği görülüyor. Daha önceden satış için bir hazırlık var mı diye düşünüldüğünde ise bankacıların aklına uzun zamandır, "Katar sermayesinin Türkiye’de yatırım için finans şirketi aradığı" söylentileri, geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Berat Albayrak’ın Katar’a yaptığı ziyaret ardından Katar’dan gelen "Türkiye’ye fon akışını artıracakları" yönünde çıkan haberler geliyor.
Türkiye’de Katar sermayesiyle finans kesiminde faaliyet gösteren bir bankacıya konuyu danıştığımda, kendisinin yeni bir Katar bankasının Türkiye’de banka satın alacağı duyumu olmadığını söyledi. Ancak aynı bankacı, Katar’ın kamu fonlarının Türkiye’deki bir bankaya ortak olmak için kullanılabileceğini, bunun siyasi bir karar olacağını da belirtti.
Bütün bu gelişmeler ışığında kararın, “Vakıfbank’ın satışı ile bütçeye gelir sağlanması amacı taşıdığı” ihtimali öne çıkıyor. Yüzde 25 oranında halka açık hissesi bulunan Vakıfbank’ta, yüzde 40-50 arasında hisseye sahip olan bir kişi ya da şirket, Vakıfbank’ın yönetimine sahip olabilir. Böylece Hazine’nin Banka’nın yüzde 50’sinden daha azını satarak ciddi gelir elde etmesi mümkün olabileceği gibi, kalan hisselerin yeniden halka arzı da yapılıp, ek gelir elde edilebilir.
Böyle bir formül hayata geçirilerek, Merkez Bankası’nın kâr ve ihtiyat akçeleri alınmasına rağmen büyüyen bütçe açıkları biraz kapatılıp, hem de yabancı sermaye girişiyle, kurlarda son dönemde görülen görece istikrarın korunması adına önemli bir adım amaçlanmış olabilir.