Yazarı Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki bir kız çocuğunu taciz ettiği ortaya çıktığından beri sessiz kalan Vakit gazetesi sonunda açıklama yayımladı. Üzmez'in konuşmalarını tasvip etmediklerini belirten gazete, hedefin Üzmez değil, inananlar olduğunu iddia etti.Dosyayı inceleyip İtacizin vuku bulmadığı' sonucuna ulaşan gazete, "Kartel medyasının başını çektiği bu kampanyanın, dikkatleri gündemdeki Ergenekon davasından başka noktalara çekme ve Üzmez'in şahsında mütedeyyin insanlara saldırma maksatlı bir organizasyon olduğuna inanıyoruz" dedi. Üzmez'in tahliye edilmesinin önünü açan Adli Tıp raporu kamuoyunda tartışılırken, AKP'li kadın millet vekilleri dahil kadın örgütleri hem rapora hem tahliyeye karşı çıkarken, İslami gazeteler Üzmez'in televizyon programlarına çıkıp yaptığı açıklamaları kınarken, Vakit gazetesi bir haftalık sessizliğini dünkü açıklamayla bozdu. Yeni Şafak gazetesinin de önceki gün 'Utan be adam' diye manşet attığı Üzmez'e tepki olarak sadece "Hüseyin Üzmez'in televizyon kanallarında, İslami ölçülerimize uymayan konuşmalarını tasvip etmemiz mümkün değildir" cümlesinin yer aldığı açıklama şöyle: Açıklama zaruri oldu "Hüseyin Üzmez etrafında yürütülen tartışmalar ilk başladığında; Vakit gazetesi tavrını "Biz yanlış, kimden gelirse gelsin ona sahip çıkmayız. Ancak yargısız linç kampanyalarına da boyun eğmeyiz" şeklinde deklare etmişti. Bu açık duyuruya rağmen, Üzmez üzerinden mütedeyyin insanları hedef alan ahlaksızca saldırıların, son bir hafta içinde yoğunlaştırılması karşısında, aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti hasıl olmuştur. Hüseyin Üzmez'e atfedilen iddialarla ilgili olarak yaptığımız araştırmalarda, Üzmez'in anlattıkları, kız ve annenin beyanları, Üzmez'in gözaltına alınmasının hemen akabinde polisin delil bulmak maksadıyla evden aldığı 30 eşyanın krimnal raporları, kız ve Üzmez'in doktor tarafından muayene edilmeleri sonucunda verilen rapor ile Uludağ Üniversitesi'nin hazırladığı rapor ve son olarak Adli Tıp raporlarının ortak sonucu; taciz olayının vuku bulmadığı şeklindedir. Kartel medyasının başını çektiği bu kampanyanın, dikkatleri; gündemdeki Ergenekon davasından başka noktalara çekme ve Üzmez'in şahsında mütedeyyin insanlara saldırma maksatlı bir organizasyon olduğuna inanıyoruz. Bunların kuyruğuna takılanların da, bu kirli oyuna alet olduklarını kendilerine hatırlatmak istiyoruz. Hüseyin Üzmez'le ilgili soruşturmanın başladığı günden bu yana, Üzmez'in tek bir yazısı Vakit'te yayınlanmamıştır. İsnat edilen suç sübut bulduğu takdirde, en sert tavrı Vakit'in koyacağından da kimsenin şüphesi olmamalıdır. Ancak hiç kimse bizden; patronları porno yayından mahkûmiyet alıp, sabıkalı olan bir medya grubunun, Üzmez üzerinden, inananları linç etme kampanyasına ortak olmamızı da beklememelidir." Küçük kıza Uludağ Üniversitesi'nce verilen ve tacizin psikolojik bulgularını sıralayan raporu çarpıttığı gözlenen gazetenin bu açıklaması yazarları tarafından da desteklendi. Yazarlar emin: Taciz yok Köşe yazarı A. İhsan Karahasanoğlu, 'Üzmez olayının teknik ayrıntıları' başlıklı yazısında, dosyayı incelediğini belirtip, küçük kızla ilgili Zübeyde Hanım Kadın Doğumevi'nde görevli doktorun imzasıyla ilk raporda İtecavüz ve tacizle' ilgili delil bulunamadığının yazıldığını, yine olay yerinden toplanan maddelerin incelemesinde de tacize rastlanmadığını savundu. Karahasanoğlu polis tutanağında Üzmez gözaltına alındığında yeğenine 22.30'da haber verildiğinin yazıldığını, oysa yeğenin 02.30'da arandığını ifade ederek, "O arada dört saat içinde emniyette neler olduğunu hiç sorgulamadık" dedi. Kızın ifadesinin de baskı altında alındığını öne süren Karahasanoğlu, taciz olayında birçok üyesi Üzmez'i kınayan AKP'yi de isim vermeden, "Mütedeyyin kesime hitap eden partinin mensuplarından masabaşında yapılmış konuyu hiç bilmeden, kartele şirin görünmek için serdedilmiş açıklamalar" diye eleştirdi. Dilipak: Bu tartışmanın kimseye faydası yok Olay ilk ortaya çıktığında Üzmez'e ilaçlı gazoz içirildiği iddiasını ortaya atan Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'sa önceki günkü yazısında şöyle dedi: ".. Tartışmanın bir boyutu 'Lolita' ile ilgili.. Buna 'çocuk pornosu'nu da ekleyebilirsiniz.. Beni asıl ilgilendiren bu konudaki tartışmanın İslâm üzerinden yapılıyor olması... Bana kalırsa, Üzmez bu tartışmayı kesinlikle 'İslâm' üzerinden sürdürmemesi gerekir. Özellikle kasklı tenor olayı ile aynı zamanda bu tartışmanın sürdürülmesinin kimseye faydası yok. Babası emniyetçi tacizci, ya da asker bir tacizcinin nasıl olup da bu işi bu kadar kolay yaptığı önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacak. İster misiniz onun da Ergenekon'la bağı bulunsun!?. En son hangi proje üzerinde çalışıyordu acaba!.. Birileri Üzmez olayını bu şekilde tartıştırarak sakın yeni irtica senaryoları için konuyu başka mecralara çekmek istiyor olmasın? Hani kanallardaki bu konuya yaklaşımlarına bakıyorum da, kuşkulanıyorum."