Vakko'ya göre kıyafet gafları

Vakko'ya göre kıyafet gafları

T24 -  Cem Hakko, babası Vitali Hakko’dan devraldığı 75 yıllık bayrağı taşıyor. Moda sektöründe artan rekabete yeni markalarla meydan okuyan Hakko, bir yandan da yurtdışında moda çalışmalarını yürüten kızlarını Vakko’ya transfer etmek için fırsat kolluyor.

Cumhuriyet kurulup, kıyafet devrimi yapıldığında modern giyim kuşamı tasarlayacak bir markaya ihtiyaç vardı. Vakko’nun kurucusu, modanın öncüsü Vitali Hakko bunu gördü, dönemi iyi okudu. Türk kadınları şapka takmaya başlamıştı. Vitali Hakko 1934’te ‘Şen Şapka’ adlı dükkanı açıp dönemin modasına yön verdi. Ardından Türk ipeği ve yünüyle üretilen eşarplar geldi.

Türk kadınları Avrupalılar gibi giyinmeye başlarken Vakko hazır giyimde Avrupai tarzda lüksü yarattı. Vakko, kravatlar, gömlekler, çocuk giyimi, spor giyim, formel giyimle, Cumhuriyet tarihine şık ve lüks bir imza attı. Öyle ki, modern bir giyim tarzını benimseyenler kadar, eşarplarıyla türbanlı kadınların da gözdesi oldu. Türkiye’de ilk defileyi 1955’te Vakko yaptı. Varlıklı ailelerinin alışveriş yaptığı en lüks mağazayı Beyoğlu’nda 1962’de Vakko açtı. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mustafa Plevneli ve Jale Yılmabaşar gibi sanatçılar, Vakko’nun Merter’deki fabrikasını sanat galerisine çevirdi. Bu anlamda Türkiye’de modayı sanatla tanıştıran da Vakko oldu. Vakko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko’yla, Nakkaştepe’deki Moda Merkezi’nde buluştuk. Vakko adı altında Vakkorama, V2K Designers gibi markaları yaratan Cem Hakko, bugünlerde bütün enerjisini genç profesyonellerin markası dediği ‘W Collection’a ayırıyor. İki kızı ise, aile şirketinden şimdilik uzak durup, moda çalışmalarını yurt dışında sürdürüyor. Hakko’ya her şeyi sordum...

'Vakko övünç markasıdır'

"Moda Vakko'dur" sloganını yıllarca haklı olarak kullandınız? Peki, moda hâlâ Vakko mudur?

Vakko’dur. Dün öyleydi, bugün öyle, yarın da öyle olacak. Vurgulaya vurgulaya söyleyebilirim, Vakko Türkiye’de modanın öncüsü, kurumsal lideridir. Övünç markasıdır. Vakkorama, V2K Designer’s, W Collection’ı düşündüğünüzde bizim çeşitliliğimizde modanın her alanına hükmeden başka bir marka yok. Vakko için moda bir bütündür: Yaratılışı, üretilişi, moda severlere sunuluşuyla. Modayı şirketimizin dna’sında olan bir dinamizle yaratıyoruz. Georgia Armani, babama, “Spagetti de üretecek misin?” demiş. Böyle bir çeşitliliktir bizdeki. Müşteriye tek tek ürünü değil, moda neyse onun ruhunu, belli bir kombinasyon içinde sunuyoruz. Oradan biraz ayakkabı, buradan biraz kravat gibi marka karmaşası yoktur bizde. Bu vizyon, çeşitlilik, kombinasyonla sağlanan bütünlük, modayı Vakko yapıyor.

'Kaprislerime alıştılar'

Niye dışarıda yoksunuz peki? İspanya’da, İtalya’da...

Saydığınız yerlerde sadece görünmek için olmak istemiyoruz. New York’a, Paris’e farklı girmek isteriz. Babam, “İtalya’da kravat, İsviçre’de çikolata satamayacaksanız oralara gitmeyin” derdi. Saks Fifth Avenue‘da da, Galeri La Fayette’da da satış yapabilir, mağaza sahibi olabiliriz. Ama dikkatli gidiyoruz. Yurtdışında 14 noktada varız. Frankfurt, Bakü, St. Petersburg, Erbil, Bükreş, Magosa ve Kahire’de varız.

Cem Hakko, Londra’da tatil yaparken nasıl dolaşır?

Elinde fotoğraf makinesiyle! Bütün vitrinleri incelerim, giysilere bakarım. Kaptan olmak zorundadır patron. Modada trendlerin gerisinde kalmamak için, hep o gözle bakıyorum hayata. Yeni jenerasyonlar neleri benimseyecek, bilmek zorundasınız. Bilmeye çalışıyorum. İşi delege etmekten hoşlanırım. Ana cümleyi liderin kurması gerekir, paragraflar profesyonellerin işidir. Kuvvetli ekibim var, kaprislerime alıştılar!

İtalya’da atölye açtınız. Türk terzilerinden farklı ne yapıyorlar ki?

Takım elbisede kimse şu ana kadar İtalyanları geçmiş değil.  Kalıp meselesi, Erkek koleksiyonumuzun yüzde 80’i İtalya’da üretiliyor. İsteyen müşteri için kişiye özel dikimi İtalya’da yaptırıyoruz. Yoksa Türk işçiliğinin hiçbir eksiği yok. Müşteri bir kez ölçüleri alınınca sürekli gitmek zorunda da değil.

Çocuklarınız ne yapıyor, sizinle mi çalışıyorlar?

Katia 24 yaşında. Londra’da tasarım üzerine kendi işini yapıyor. Pia ise 20 yaşında, o da New York’ta moda alanında çalışıyor. Şirkette başlamayı tercih etmediler. Bakalım bekliyorum. Transfer için fırsat kolluyorum. Kendi ayakları üzerinde durmayı tercih ettiler. Dışarıdan izliyorum, çok da keyif alıyorum. "Türkiye'ye dönün, illa Vakko'da çalışın" diye zorlamanın doğru olduğuna inanmıyorum. Burası Bay Vitali okuludur, kendi içlerinden gelmesi lazım. Kendilerinin karar verip gelmesi lazım. Belki kızlarım başka amaçlarla gelirler. Oğlum Can daha 12 yaşında.

Size göre Türkiye’nin trendsetter’ı kimdir?

Bizde gerçek anlamda trendsetter yok. Magazinsel anlamda söylüyorum. Türkiye’de papyonu arkaya bağlayan trendsetter oluyor. Bu çabalarla trendsetter olunmuyor. Trendsetter’lar sanatçılar, artistler, modacılardır dünyada. Modayı bir yere getirenlerdir. Başka başka işler yapıp, marka giyinmekle trendsetter olunmuyor.

'Formula 1'e yazık oluyor'

Formula 1’i Türkiye’ye getirmek için çok çalıştınız. Ama neredeyse kaybedeceğiz. Nerede yanlış yapıldı?

İşi bize devretmeleri lazımdı. Biz getirdik, birlikte çalışmamız gerekiyordu ama başka bir yönetim geldi. Formula 1 hala dünyanın bir numaralı sporu. Ama biz herhalde eleneceğiz çünkü ülkeler yarışıyor.

 'Emine Hanım Osmanlı'nın çağdaş yorumunu seviyor'

Başbakanlık konutunun iç dekorasyonunda imzanız var. Emine Hanım’ın özel istekleri oldu mu?

Hanımefendiye sunum yaptık, birçok kumaş çeşidi götürdük. Hanımefendi seçimi kendisi yaptı. Kahverengi tonları ve zarif Osmanlı motiflerini içeren kumaşları beğenmişti daha çok. Türk motiflerinin çağdaş yorumunu çok beğeniyor. El işçiliğiyle bezenmiş emprimeleri beğendi sonra. Bizim tavsiye ettiğimiz şeyler oldu, kendisinin istediği detaylar oldu. Vakko Dekor markamızın mekanlara bakışı, yansıması olan kumaşlar üretiyor. İç dekorasyona girip kumaşlarımızı döşeme, perde kumaşı, ev ve ofis aksesuarlarına uygulama imkanı yarattık. 75 yıllık Vakko birikimiyle yarattığımız Osmanlı - Türk klasikleri koleksiyonu gururumuz açıkçası. Dekorasyonda gerekli olan, yastık, masa örtüsü, runner, amerikan servis ve peçete gibi pek çok tamamlayıcı ürünü de Vakko yorumuyla üretiyoruz.

'Ufak yakada geniş kravat büyük günah'

Hakko, modanın "affedilmez günahlarını" şu sözlerle anlattı:

Erkek için beyaz çorap, yanlış takım seçimi. Smokinli gidilmesi gereken yere takım elbiseyle gitmek. Küçük yaka gömlekte geniş kravat takmak. Kıyafetle uyuşmayan desen ve renkte kravat seçmek. Ceket büyük durmamalı. Akşam yemeğinde takım elbise içinde beyaz gömlek şart.

 'Bettina'ya üzüldüm'

İki kızınızın adına parfüm çıkardınız oğlunuz kıskanmıyor mu?

Kızlara has bir şey oldu. Oğlum hiç yakınmadı, farkında değil galiba! Farkında olduğu zaman bakacağım.

Eski eşiniz Bettina Machler, Cem Uzan’la görüntülendiğinde herkes ciddi bir ilişki olduğuna inandı. Ancak iki ay sonra Derin Mermerci çıktı ortaya. Ne hissettiniz?

Bu konuda konuşmamı beklemeyin, kendi hayatıdır. Tek söyleyebileceğim ben de üzüldüm bütün arkadaşları gibi.

'Moda sokakta belirleniyor'

Konu modaya kayınca Cem Hakko, sözü W Collection’un stilisti, ünlü İtalyan tasarımcı Mauro Ravizza Krieger ve W Collection Genel Müdürü Gökay Erol’a devretti.

Cem Bey, W Collection kimlere hitap ediyor?

Bir profesyonelin başka bir mağazaya uğramadan her türlü aksesuarıyla giyinebileceği tek markayız. Şık, kaliteli üstelik daha makul fiyata üretiyoruz. 25 - 35 yaşına hitap eden bir erkek markası oldu. Kar marjlarını düşürerek kaliteyi en uygun fiyata vermeye çalışıyoruz. 2003’te kurduk. Kizde küçülmek yerine, daha makul fiyata kaliteli bir marka yarattık. Önlem almak yerine büyüdük! Bir takım elbise fiyatına, iki pantolon bir ceket satalım istedik. İki pantolonu aynı takım elbise kumaşıyla yaptık. Pantolon çabuk kırışır. Böylece mesela Ankara’ya gittiğinizde iki takım elbise taşıyacağınıza yanınıza bir pantolon almanız yeterli oluyor. Erkeğin farklı giyinmesi güven verir kendisine.

Sektöre çok oyuncu girdi, rekabeti nasıl etkiliyor, nasıl başa çıkıyorsunuz?

Marka olmanın ilk şartı kendi üretimine sahip olmaktır. Üretim, marka olmanın onurudur. 30 - 40 çeşidi bir araya toplayıp marka olamazsınız. Çeşitli markaları satan bir ‘departman store’ olursunuz en fazla. Tasarlamanız, üretmeniz gerekir. 1968’de dönemin en lüks koşullarında, en ileri teknolojisiyle Merter fabrikasını kurduk. Benzer modellerden büyük miktarda yapıp daha çok para kazanmak yerine, sınırlı üretimle modayı yarattık. Bu anlamda haute couture’ü Vakko demokratikleştirmiştir Türkiye’de. Vakko Üretim Merkezi’nde her sezon altı yüzü aşkın desen üretiliyor. Bu anlamda Türkiye’nin başka bir markası yoktur Vakko’dan başka.

Evet bunlar fark yaratıyor ama hiç mi etkilenmiyorsunuz?

Türkiye’de alım gücü artıyor. Hayata atılan gençlerin sayısı artıyor. Ofis ortamları, yabancı şirketlerin gelmesi, kurumların büyümesi hazır giyim sektörünü de etkiliyor. İnsanlar kıyafetlerine daha özen gösterir hale geldiler. Profesyonel giyinmeye başladılar. Rekabet bizim için açıkçası yok. Çünkü bu şekilde koleksiyon hazırlayan başka marka yok.

Bay Ravizza, İtalya’da hangi markalara tasarım yapıyorsunuz, erkek modasında trendleri kimler belirliyor?

Londra’da meşhur Wain Sheill’in yanında başladım. Delüks spor giyim konsepti üzerine çalıştım hep. Loro Piana Spor, Acqua di Parma, Corneliani ve Halston’a tasarım yapıyorum. Modaya gelince, sokakta yaratılıyor artık. İnsanlar ne içiyor, ne yiyor, nerede eğleniyor, onlara bakıyoruz, sürekli sokaktayız.

Cem Hakko çalışılması kolay bir patron mu?

Dürüst olmak gerekirse onunla çalışmak zor. Çok az konuşuyor ve büyük bir sonuç bekliyor. Gökay Bey’le dengeyi sağlıyor, detayları ondan alıyorum. Cem Bey çok hızlı, onunla koşmanız lazım yürüyemiyorsunuz. Müşteriyi çok iyi tanıyor. W Collection için, “Bir gardırop gibi düşünün. Mix’i çok kolay olacak tasarımlar koymanızı istiyorum içine, profesyonellerin hayatını kolaylaştıracak giysiler tasarlayın” dedi.

Gökay Bey, W Collection’a neden kadın koleksiyonuyla başlamadınız?

Erkek giyim pazarında bu alanda bir boşluk vardı. Mağaza sayımızın kısa sürede 25’e ulaşması bunu teyit ediyor. 2011’de yedi mağaza daha açacağız. Servis ve insan kalitesini çok yukarıda tutuyoruz. Romanya, Mısır, Kuzey Kıbrıs, Kahire’de varız. Şimdi St. Petesburg’ta açıyoruz. Moskova’da iki tane daha açacağız. Ortadoğu ülkelerinde de 20 mağaza açabiliriz. Profesyonel kadınlar için üreteceğimiz koleksiyon 2012 yazında mağazalarımızda olacak. Kadın giyimine çok kuvvetli bir şekilde gireceğiz. Çok renkli, çok aktif bir koleksiyon hazırlıyoruz.

(Songül Hatısaru - Milliyet Gazetesi)