D-8 Zirvesi için gittiği Pakistan'dan dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, “Halk yüzde 40’ın üzerinde başkanlık sistemine olumlu bakıyor. Dünyadaki başkanlık sistemlerinin iyi araştırılıp, geleneklerimize göre yeni bir sistem ortaya koymamız lazım. Böyle birşey olsun demiyorum ama, valilerin de seçimle işbaşına gelmesi tartışılmalı” dedi.
Erdoğan'ın önerisine siyasi partilerin tepkileri şöyle:
radikal.com.tr'den Yurdagül Şimşek'in haberine göre, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li Üyesi Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan’ın valilerin seçimle işbaşına gelmesine ilişkin açıklamasının ‘dayanaksız’ olduğunu savundu. Kart, “Daha bir hafta evvel çıkan büyükşehir yasasında seçimle gelen büyükşehir belediye başkanı valinin emrine veriliyor. Başbakan’ın söylemlerini bu nedenle ben pek de ciddiye almak gereğini duymuyorum. 10 yıldan bu yana vesayet kurumlarını yok ediyoruz diyenler büyükşehir yasası ile seçilmiş belediye başkanını atanmış valinin emrine vererek demokrasiye darbe indirdiler. Seçilmiş vali önerisini getiren Başbakan önce seçilmiş büyükşehir belediye başkanını neden atanmış valilinin emrine veriyor, bunun açıklamasını yapmak zorundadır. Bu nedenle Başbakan’ın gayri ciddi ve dayanaksız söylemlerinin peşine takılmak yerine buna cevap yetiştirmek yerine bu sorunun cevaplandırılması gerektiği düşündesindeyim” diye konuştu.
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, "Demokratik ülkelerde, yönetimlerin daha çok demokratik yöntemlerle olması, valilerin atama ile değil seçilerek işbaşına gelmeleri tabi ki en demokratik yol. Demokratik ülkelerde, hukuk devletlerinde bu tür yöntemler benimsenir. Türkiye’de de bunun olması gerekir bizce. Biz başından beri Demokratik Özerklik sistemiyle Türkiye’de valilerin de seçilerek işbaşına gelmesinden yanayız. Bu Demokratik Özerkliğin de bir parçası aslında. Dolayısıyla bu konuya sıcak bakıyoruz, tabi ki olması gereken de bu zaten" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise, Başbakan’ın "Türkiye’yi eyalet ve federasyona dönüştürerek, başkanlık sistemi peşinde koştuğunu" söyledi. Valilerin, eyalet ve federasyonlarda seçimle geldiğini ifade eden Vural, Büyükşehir Yasası ile büyükşehirlerin neden bütün şehirlere dönüştürüldüğünün şifrelerinin çözülmeye başlandığını söyledi.
Vural, "Büyükşehir sınırlarını mülki idare sınırlarına genişlettiklerinde, büyükşehir belediye başkanı seçimi ile valinin seçimi aynı yapıldığında, orada bir devletin oluşturulmasının hedeflendiği gayet açık. Böylece AKP ve BDP’nin, Büyükşehir Yasası’nda gizli ortak olduğu açığa çıkmıştır" diye konuştu. Vural, "Valilerin, seçimle geldiği rejimin adı nedir?" diye sorarak, bunun federatif bir sistem olduğunu belirtti.
Bu süreçlerin, millete hazmettirilmek istendiğini savunan Vural, "Adım adım getiriyorlar. Bu senaryo dışarıda hazırlanmış. Kurbağa gibi, pişire pişire, adım adım, yeni millet, yeni devletler çıkartmak isteyen hain bir proje gerçekleştiriliyor. Devleti yönetenler aracılığıyla bunlar yapılıyorsa, artık iş millete kaldı. Egemenliğimizi, kimliğimizi, bölgelerimizi, irademizi bölmek isteyen bir zihniyet Türkiye’yi yönetiyor. Kararı verelim, beraber mi yaşayacağız, yoksa ayrışacak mıyız, millet egemenliği, iradesi mi hakim olacak yoksa bölge, etnik egemenlik mi hakim olacak? Atılan her türlü adım, PKK , BDP, KCK üçlüsüyle birlikte atılan adımdır. Başbakan’ın ifadeleri bunlardır. Alın Öcalan’ın görüşlerini, alın yol haritasını, işte Erdoğan’ın 2023 haritası bu. Bunlar beraber yürüdüler, aynı dağın yeli, aynı dağın gülleri bunlar" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Valilik’i halkın seçme önerisi daha önce Diyarbakır ’da tartışılmıştı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir , 14 Temmuz'da yapılmak istenen "Özgürlük için demokratik direniş mitinginin Ankara 'dan yasaklandığını belirterek, "Mesele Diyarbakır Valisi'nin tek başına aldığı bir karar asla değildir" demişti.
Baydemir, Valilerin bulundukları şehirlerin iradesi olması gerektiğini söyleyerek Diyarbakır Valisi'ni halk seçilmiş olsaydı, "Tek insanın tırnağı taşa değmezdi' diye konuşmuştu.
Baydemir’in bu sözlerine yanıt Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ’tan gelmişti. Vali Toprak şunları söylemişti: ''Bu ilde seçimle iş başına gelen ve aynı zamanda hukukçu olan kişi ya da kişilerin, ilkokul mezunu dahi olmayan kişiler karşısında, el pençe durmak suretiyle sorgulandığını ibretle izledik. Bu böyle olacaksa, seçimle gelmek ya da gelmemek bir anlam ifade etmiyor. Önemli olan onun karşılığında irademizi, itibarımızı kullanabiliyor muyuz, ona bakmamız gerekiyor. Bir üniversite mezunu ve seçilmiş bir kişinin, ilkokul mezunu dahi olmayan bir kişi tarafından mahkeme kurarcasına sorgulanması hangi irade, hangi itibarı ortaya çıkarıyor.''