Valiliğin güvenlik gerekçesiyle yasaklama girişimi, kadın örgütlerinin sosyal medya ve yasal yollardan yaptığı itirazlarla aşıldı. Binlerce kadın Bakırköy’de toplanarak Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
İstanbul’da binlerce kadın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak için Bakırköy’deki Özgürlük Meydanı’nda toplandı. Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı meydanda kadınlar, eşitlik sloganlarıyla şarkılar söyledi, halaylar çekti, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ve kanun hükmünde kararnameleri protesto etti.
8 Mart Kadın Platformu’nun düzenlediği mitingde, referandumda hayır oyu kullanılması çağrısı da yapıldı. Meydanda en çok duyulan sloganlardan biri de, “Hayır” oldu.
İstanbul Valiliği, mitinge güvenlik gerekçesiyle izin verilemeyeceğini açıklamıştı. Protestolar ve Kadın Platformu temsilcilerinin valilikle yaptığı görüşmeler sonrasında önceki gün mitinge izin çıktı. Ancak, Bakırköy’de kadın göstericileri olağanüstü güvenlik önlemleri karşıladı. Meydana ulaşan caddenin yaklaşık bir buçuk kilometrelik kısmını bariyerlerle kapatan polis, göstericilerin üstünü tek tek aradı.
Miting, kadın özgürlük mücadelesinde ölen kadınlar için saygı duruşu ile başladı. 8 Mart Dünya Kadın Grevi’ne destek metni okundu.
Meydanda, hemen her yaştan renkli bir kalabalık vardı. Mor bayraklar, flamalar, döviz ve pankartlarla alanı dolduran kadınlar sık sık laiklik yanlısı sloganlar da bağırdı. “Hür doğdum, hür yaşarım. Kime ne?”, “KHK’lara hayır”, “Tek adama hayır”, “Kadınları laiklik kurtaracak” en çok duyulan sloganlardan bazılarıydı. Göstericiler, aynı sloganları sıklıkla Kürtçe de tekrar etti. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de protesto edildi. “8 Mart’ta kadınlar her dilde isyan ediyor, her dilde hayır diyor”, "Kadın emeğinin yok sayılmasına hayır” ve “Feminist isyandayız” taşınan pankartlardan bazılarıydı.
Mitingde, Kadın Platformu’nun referanduma da vurgu yapılan ortak metni Türkçe ve Kürtçe okundu. Metinde, "Bize dayatılan, belki de telafisi imkansız bir şekilde olacak olan, haklarımızı, kazanımlarımızı elimizden almaya çalışan bir rejim değişikliğidir. Ancak biz kadınlar biliyoruz ve inanıyoruz ki bu saldırıyı yine bizim gücümüz ve mücadelemiz püskürtecektir” dendi.
Ortak metin şöyle devam etti:
“Bir gecede çıkarttıkları yasayla, çocuk istismarcılarına evlilik yoluyla af önergesi getirmek istediler, sokakları isyanımızla doldurduk ve yasalaşmasına izin vermedik. Kahkahalarımızı çalmak isteyenlere inat, zulmün karşısında gülümseyerek bu gidişatı durduracağız. Toplumsal yaşamın ve hayatın tüm alanlarında, evde, sokakta, okulda, işte bizleri yok saymaya çalışan erkek egemen düzene karşı direnmeye devam edeceğiz. Yaşam, eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için isyan ve dayanışma ile hayatı hep birlikte örgütleyeceğiz. Şimdiye kadar hakkımız olanları, özgürlüğümüzü nasıl direnerek kazandıysak, yine kazanacağız.”
Meydandaki göstericilerden bazılarına fikirlerini sorduk. 28 yaşındaki ev kadını Özlem Demir, “İki kelime yeterli. ‘Biz varız’ demek için buradayız” dedi. Yaşamın her alanında erkeklerin önde ve egemen olduklarını söyleyen Demir, mitingin yasaklanmak istemesine anlam veremediklerini belirtti. Demir, “Korkuları nedir anlamıyorum. İşte buradayız. Ne var ki burada?” diye devam etti.
50 yaşındaki ev kadını Ayşen Düner de, “Kadınların hakları yok, kadınların hakları verilmiyor. Onun için buraya geldim” dedi. Düner, referandumda hayır diyeceğini dile getirmek için bir araya geldiklerini, kadın milletvekillerinin cezaevlerine konmasını protesto ettiklerini söyledi.
36 yaşındaki sağlık fizikçisi Leyla Süncak, kadınların ikinci sınıf yurttaş muamelesi gördüğünü, erkek zihniyetin kadınları baskı altında tuttuğunu ifade etti. Valiliğin yasaklama girişimine anlam veremediğini de belirten Süncak, “Biz de bu ülkenin vatandaşıyız, çalışıyoruz, vergi veriyoruz. OHAL, burada toplanmamıza engel değil. Devletin görevi bizim güvenliğimizi sağlamak” diye devam etti.
26 yaşındaki garson Dilan da, mitingin yasaklanma girişimini protesto ettiğini söyledi. Dilan, “Valilik mitinge izin vermeyeceğini açıklayınca, örgütlendik, sesimizi duyurduk” dedi.
İstanbul Valiliği geçen yıl Kadıköy’de yapılmak istenen 8 Mart mitingine izin vermemişti. Ara sokaklarda yürüyüş yapan bazı kadın gruplarına polis biber gazıyla müdahale etmişti.
8 Mart Kadın Platformu’nun OHAL sürecinde valiliğin yasak kararını nasıl aştığını, kadın hareketinin önde gelen aktivistlerinden avukat Hülya Gülbahar’a sorduk. Gülbahar, yasak kararı üzerine Bağımsız Kadın Platformu'nun hem sosyal medya üzerinde örgütlenen protestolarla tepkilerini dile getirdiğini, hem de yasal yollardan itiraz ettiğini anlattı.
Gülbahar, “Bugün iktidara geri adım attırabilen en önemli sosyal güç kadınlardır. İktidara karşı en ciddi ve güçlü muhalefeti kadınlar yapıyor. OHAL koşullarında bile, 12 yaş üstü çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesine izin veren yasa tasarısını geri çektirmeyi başardık. Bugün kürtaj hakkı hala yasalsa, bu kadınların mücadelesi sonucu” dedi.