Van’da köylülerin helikopterden itildiğini yazan gazetecilerin iddianamesinden yeni "örgüt üyeliği" kriterleri çıktı

Van’da köylülerin helikopterden itildiğini yazan gazetecilerin iddianamesinden yeni "örgüt üyeliği" kriterleri çıktı

Van’da iki köylünün işkence yapılarak helikopterden itildiğini haberleştiren beş gazeteci hakkında hazırlanan iddianameden yeni “örgüt üyeliği” kriterleri çıktı. Van Başsavcılığı, iddianamesinde, gazetecilerin helikopter haberlerine yer vermezken, soruşturmanın sadece “örgütsel bağ” nedeniyle açıldığı izlenimini verdi. İddianamede, gazetecilerin çalıştığı kurumların, spor, magazin ve doğa haberleri yapmaması, cezaevinde bulunan, iki eli olmayan kardeşinin tahliyesini isteyen mahkum yakını ile röportaj, Twitter paylaşımları, gazete aboneliği ile ilgili yapılan konuşmalar örgüt üyeliği suçlamasına kanıt gösterildi. Sarı basın kartlarının bulunup bulunmadığının da Cumhurbaşkanlığı’ndan sorulacağı iddianameye yazıldı ve bunun da kriter kabul sayılacağına işaret edildi.

Gazeteciler Cemil Uğur, Şeriban Abı, Nazan Sala, Zeynep Durgut ve Adnan Bilen, Van’da yaşayan köylüler Servet Turgut ve Osman Şiban’ın işkence yapılarak, helikopterden atıldıkları, Turgut’un yaşamını yitirdiği, Şiban’ın ağır yaralandığı haberlerini yaptıktan bir süre sonra gözaltına alındı. 5 gazeteciden dördü tutuklandı. Van Başsavcılığı, gazeteciler hakkındaki iddianamesini tamamladı.

PKK tarihi

14 sayfalık iddianamede, benzer tüm iddianamelerde olduğu gibi PKK’nın tarihi anlatıldı ve KCK sözleşmesi özetlendi. Sözleşmenin basın ve propaganda bölümü aktarıldıktan sonra, bu kapsama girebilecek haberleri yapanların da terör örgütü üyeliği ile suçlanabileceklerine yönelik ifadeler kullanıldı.

Magazin ve spor yok

İddianamede, KCK sözleşmesine göre basını yönlendiren örgüt üyelerinin ilgi alanları içerisinde magazin, spor ve doğa olayları bulunmadığından, bu doğrultuda yayın yapan kuruluşlarda çalışanların da bu tip haberleri yapmadığı belirtildi. Bu haberlerin yapılmaması, örgüt üyeliğinin delilleri arasında sıralandı.

İddianamede, Yeni Yaşam, Mezopotamya Haber Ajansı, Jinnews gibi kurumların tamamı ve burada çalışanlar söz konusu kriterlere göre suçlandı.

İddianamede, sanıklardan, gazeteci Adnan Bilen’in, kendisini Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri olarak tanıtması, gazeteci Nazan Sala’nın, facebooktan, “Bombaların patlatıldığı Diyarbakır'da AKP'nin aldığı oy oranı şimdi yüzde 15 yani AKP sadece bir vekil çıkarabilir Amed'den" şeklindeki sosyal medya paylaşımı, Cemil Uğur’un iki eli bulunmayan ve cezaevinde olan kardeşinin tahliyesini isteyen kişiyle yaptığı röportajın ses kayıtları, Zeynep Durgut’un, 8 Mart’ta televizyona bağlanarak yaptığı anlatım, bazı sanıkların Yeni Yaşam gazetesi aboneliği ve abone olanlarla ile ilgili yaptıkları konuşmalar örgüt üyeliği suçlamasına kanıt gösterildi.

Sarı basın kartı

Gazetecilerin tutuklanmalarına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen sarı basın kartlarının olmayışı kanıt gösterilmişti. İddianamede, bu kanıtın da geçerli olduğuna atıf yapılarak, İletişim Başkanlığı’ndan sanıkların sarı basın kartı olup olmadığının yeniden sorulduğu vurgulandı.

Propaganda değil üyelik

İddianamede, bu suçlamalardan yola çıkılarak, evlerinde ve işyerlerinde arama yapılan, telefonları dinlenen sanıklar hakkında, başkaca kanıt bulunamamasına rağmen, “örgüt üyeliği” suçlaması yöneltildi.  Sanıklar, örgütle organik bağ içerisinde olmakla suçlandı. 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilen gazetecilerin helikopter haberine iddianamede yer verilmemesi, bu konuda herhangi bir ifadenin yer almaması dikkati çekti. Bu konuya iddianamede yer verilmemesine paralel olarak, gazetecilerin, savunmaları da iddianamede, tek bir satır şeklinde yer aldı. Gazetecilerin, ifadelerinin, sadece, “Suçlamaları kabul etmiyorum” bölümü iddianameye konuldu.