Van Gürpınar'da mermer ocağı gerginliği: Kaymakamlık, köylüler ve DİMER şirketi ne diyor?

Van Gürpınar'da mermer ocağı gerginliği: Kaymakamlık, köylüler ve DİMER şirketi ne diyor?

Çarşamba günü Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yurtbaşı Köyü'nde, meralık alanda kurulan mermer ocağının faaliyete geçmesi ve köylüye ait 20'yi aşkın ahırın yıkılması sırasında olaylar çıktı.

Temel geçim kaynağı hayvancılık olan köylüler, mermer ocağı sahasına giderek ağıl ve ahırların yıkılmasına karşı koymak istedi. Güvenlik güçlerinin köylüleri durdurmak için müdahalede bulunduğu iddia edildi.

Bazı sosyal medya hesaplarında, güvenlik kuvvetlerinin köylülerin olduğu yere doğru havaya ateş açarken ve biber gazı sıkarak kalabalığı dağıtmak isterken çekilmiş görüntüleri paylaşıldı.

https://twitter.com/metinyoksu/status/1397870832190382087?s=20

Gürpınar Kaymakamlığı ise hazine arazisi üzerine yapılan ahır, müştemilat ve kaçak yapıların yıkılması sırasında kolluk kuvveti ve görevli memurlara taşla mukavemette bulunulduğunu belirtti.

Kaymakamlıktan yapılan yazılı açıklamada, ''Taşlı saldırı yapılması olayına kolluk kuvvetlerimiz silah kullanma yetkisi dâhilinde uyarı amaçlı havaya ateş açmak suretiyle müdahale etmiştir. Yaralı vatandaşımız yoktur. Kolluk personelimiz atılan taşlardan hafif yaralanmıştır'' denildi.

Kaymakamlık, gözaltına alınan 4 kişinin ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldığı duyurdu.

Köylüler şikayetçi

BBC Türkçe'nin görüştüğü Yurtbaşı köyü sakinlerinden İskan Biter, 70 hanelik köyde yaklaşık 700 kişinin yaşadığını ve mermer ocağının faaliyete geçmesiyle büyük mağduriyetler yaşayacaklarını anlattı.

Mermer ocağının köyün 200 metre ilerisindeki meralık alana kurulduğunu belirten Biter, ahırların yıkılması ile hayvanlarının açıkta kaldığını belirtti:

''Köyde 6 bin küçük, 200 büyükbaş hayvan var, hayvancılık temel geçim kaynağımız. Mermer ocağını köyün merasının olduğu bölgeye kurmuşlar, hayvanlarımıza ait ağıl ve ahırları yıktılar, biz buna karşı çıkmak istedik ama korucular ve askerlerle müdahale ettiler. Biber gazı sıktılar, bize doğru havaya ateş ettiler, birçok insan gazdan etkilenip bayıldı.''

15 yıl önce ocak açıldığında, mermer tozundan hem insanların hem hayvanlar hastalandığını söyleyen Biter, üretimin devam etmesi halinde büyük bir mağduriyet yaşayacaklarını söyledi.

''Mermer ocağını ilk açtıklarında, tozdan dolayı yaklaşık bin hayvan öldü, köyde birçok insan astım hastası oldu. O zaman da karşı çıktık, o dönem mühendisler gelip inceledi ve sahanın yerleşim yerine açılmayacağını söyleyerek ocağı kapattırdılar. 14 yıl sonra birden gelip, kimseye bir şey izah etmeden ahırlarımız yıktılar, karşı çıkınca da bize saldırdılar.''

İskan Biter, köylünün mermer sahasının kapatılmasını istediğini aktardı.

DİMER: Sahayı kiralama yöntemiyle devrettik

Olayın basına yansıması üzerinde merkezi Diyarbakır'da olan DİMER adlı şirketin genel müdürü Felat Gökdemir yazılı bir açıklama yaptı ve söz konusu maden ruhsat sahasında şu anda çalışmaları yürüten şirketin DİMER olmadığını belirtti.

DİMER Genel Müdürü Felat Gökdemir, sahanın 2020 yılında başka bir firmaya kiralama (rödovans) yöntemi ile devredildiğini, şirket olarak sahada herhangi bir faaliyetleri olmadığını vurguladı.

Sahayı hangi firmaya kiraladıklarını açıklamayan Gökdemir, bahsi geçen sahayı, 2003 yılında tescillediklerini kaydetti.

Gökdemir, kanuni bütün yükümlülükler yerine getirilerek 2006 yılında 3 ay gibi bir süre üretim faaliyeti yaptıklarını ve o dönem de sorun yaşadıklarını kaydetti.

Saha hazine arazisinde olduğu ve kadastro tarafından "maden bölgesi" olarak tescillendiğini belirten Gökdemir, o dönem bölgedeki çalışmalar sırasında, personellerinin de saldırıya uğradığını ve şikâyetleri üzerine yürütülen tahkikat sonunda açılan davada saldırılara karışan şüpheli şahısların cezalandırıldığını da ekledi:

''Olayların büyümemesi için şirketimiz sosyal sorumluluğu gereğince ruhsat sahasından çekilmiştir ve o tarihten beri sahada herhangi bir üretim faaliyetinde bulunmamıştır."

'Yaşam alanlarına ve ekolojiye sahip çıkma iradesi'

HDP Van Milletvekili Tayyip Temel ise konuyu TBMM gündemine taşıdı, İçişleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarının yanıtlamaları talebiyle soru önergeleri verdi.

Mermer ve taş ocaklarında yapılan patlatma, kırma ve eleme, taşıma ve tıraşlama işlemlerinin ekolojiye ciddi zarar verdiğini ve yaşam kalitesini düşürdüğü belirten Temel, İkizdere örneğinde olduğu gibi yurttaşların genel anlamıyla taş ve mermer ocaklarına karşı çıkmalarının hem kendi yaşamlarına hem de ekolojiye sahip çıkma iradesi olarak okunması gerektiğini belirtti.

DİMER'in, köyde yaşam alanında mermer sahası açtığını, köylülerin yaşam alanlarına sahip çıkmak isterken "kurşun yağmuruna tutulduklarını" savunan Temel, "bunu yapan güvenlik güçleri" hakkında yasal süreç başlatılmasını istedi.

Temel ayrıca Yurtbaşı köylüleri gibi, yaşam alanı ve ekolojiye sahip çıkmak isteyen köylülere karşı güvenlik kuvvetlerinin sistemli bir şekilde şiddet uygulandığını savundu ve buna neden müsaade edildiğinin de yanıtlanmasını istedi.

HDP milletvekili, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sunduğu soru önergesinde de Yurtbaşı Köyü yaşam alanına mermer sahası açılmasına neden izin verildiğini sordu ve bakanlıktan Türkiye'de kaç adet mermer ve taş ocağı olduğunu, bunlardan kaçının yerleşim alanlarına kurulduğunun açıklamasını istedi.