Erciş Ağır Ceza Mahkemesi, Van Çaldıran’ın İran sınırında 4 Ağustos 2020’de İbrahim Baykara’nın öldürülmesine ilişkin davada yargılanan iki uzman onbaşıya ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti. Mahkeme, sanıkların eylemlerini ‘meşru müdafaa’ kapsamında değerlendirdi.
Sınır ticareti yaparak geçimini sağlayan 5 çocuk babası İbrahim Baykara, 4 Ağustos 2020 günü sınırı geçtiği sırada açılan ateş sonucu öldürüldü. Baykara’nın ölümünden bir gün sonra açıklama yapan Van Valiliği, İbrahim Baykara’nın İran tarafından açılan ateş sonucu öldürüldüğü değerlendirmesinde bulundu. Ancak olaydan sonra Çaldıran Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Baykara’nın ölümüne sebep olan kurşunların o gün sınır hattında görevli olan Uzman Onbaşı Recep İ. ve Uzman Onbaşı Ahmet Can A.’ya ait olduğu tespit edildi.
Duruşma savcısının da sanıkların ‘olası kastla insan öldürme’ suçlamasından cezalandırılmasını mütalaa ettiği duruşmada kararını açıklayan mahkeme heyeti; “sanıkların ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşerek meşru müdafaa kapsamında kalacak şekilde eylemi gerçekleştirdikleri anlaşıldığından 5237 sayılı TCK 25/1 maddesi gereğince sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına” dair karar verdi.
Duruşmanın ardından mahkemenin verdiği kararı değerlendiren vekili ve Van Barosu İnsan Hakları Merkezi Eş Başkanı Avukat Burcu Şeber, “Açılan ateş herhangi bir ikaz ateşi değildi. Bu bilerek ve kasten bir insanın vücut bütünlüğünü bozmak için yapılan bir ateşti. Nişan alarak ateş edilen bir olayda doğrudan kasten öldürme suçunu işledikleri sabitken, bölgede uygulanan cezasızlık politikası sonucu bugün skandal bir kararla daha karşı karşıya kaldık.”
İbrahim Baykara’nın öldürüldüğü Çaldıran’a bağlı Yukarı Çili köyünde 16 Temmuz günü koyunlarını otlatan 15 yaşındaki Azat B. de silahla vurarak ağır yaralanmıştı. Ağır yaralanan ve günlerce yoğun bakımda tedavi gören çocuk, tedavisinin ardından yaşananları şu sözlerle anlatmıştı; “Koyunları yavaş yavaş götürüyordum. Benim bulunduğum yerden çok uzaktan atlarla kaçakçılar geçiyordu. Askerler de benim bulunduğum yere çok yakınlardı ve beni görüyorlardı. Birden zırhlı araçlardan ateş edilmeye başlandı. Bana değen kurşunla yere düştüm. Sonra askerler çekip gittiler ve ben gözümü Çaldıran Devlet Hastanesinde açtım.”
Aynı köydeki Azat B’ olayını hatırlatan Avukat Burcu Şeber, “Bu sınır hattında son 10 yılda onlarca yaralama veya öldürülme olayı yaşandı. Yani Van İran sınır hattında askerlerce açılan ateş sonucu öldürülen veya yaralanan insanlarla birlikte en az 2 Roboski olayı daha yaşanmış durumda. Mutlak doğru hukukun tam olarak uygulanmasıdır ve bizim de bugün temennimiz buydu. Ancak bölgede uygulanan cezasızlık politikasına dayanan muktedirler de insanları öldürmeye devam ediyorlar. Yani bir insan, kaçak mazot getirdiği için öldürülebiliyor ve biz de bunun hukuk eliyle cezasız bırakıldığını izliyoruz” dedi.
Etkin bir yargılama süreci yapılmadığını dile getiren Avukat Burcu Şeber, “Tevsii tahkikat taleplerimiz maktu gerekçelerle reddedilmişti. Şimdi gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildikten sonra, Van Bölge adliye mahkemesi nezdinde kararı istinaf edeceğiz” dedi.