Vangelis: "80'li yıllarda parlayan bir yıldız daha söndü"

Vangelis: "80'li yıllarda parlayan bir yıldız daha söndü"

Adını sade bir şekilde "Vangelis" olarak duyuran ünlü sanatçının 17 Mayıs 2022'de zamanımızın ölümcül virüsünün komplikasyonları sonucu çok sevdiği göklere yükselişi yalnız Yunanistan halkını değil, tüm dünyadaki müzik severleri duygulandırdı.

79 yaşında 3 ay sonra son nefesini vereceği Paris'teki hastaneye girinceye kadar, kendisi için "hayat iksiri" olarak nitelendirdiği piyanosunun başında son yapıtı üzerinde çalışmıştı.

En son röportajında "benim yapıtlarım sinema soundrack'larıyla ünlü oldu. Oysa henüz piyasaya sürmediğim yüzlerce eserim var. Bunları bir düzene sokmaya çalışıyorum" demişti.

60'lı yıllarda Yunanistan'a getirdiği elektronik müziğin, bunu takip edecek olan yıllarda dünya müziği sahnelerine gireceğini kendisi bile tahmin etmiyordu.

Vangelis, kariyerine 1967'de kurduğu "Aphrodite's Child" adlı Yunan müzik gurubu için bestelediği şarkılarla, gurubun ses sanatçısı Demis Russos'un yıldızını parlatarak başlamıştı.

1975'te gruptan ayrıldıktan sonra Londra'ya yerleşen Vengelis'in ismi dünya sahnesinde ilk kez, 1981 İngiltere yapımı Chariot Of Fire ( Ateş Arabaları) filmindeki bestesi için aldığı Oscar ödülü ile duyulacak ve büyük beğeni kazanacaktı.

Bilim kurgu filmi Blade Runner, 1492: Cennetin Keşfi, Alexander'ı, NASA'nın "2001 Mars Odyssey" projesi için bestelediği Mythodea izledi ve bestecinin yıldızı daha da parlamaya başladı.

https://www.youtube.com/watch?v=NSenxpUxvpU

Peki kimdi Vangelis?

1943'te Yunanistan'ın Volos kentinin Agrias ilçesinde doğan Vangelis Papathanassiou, ilk çocukluğunda, içine kapanık biri olarak tanımlanıyordu.

Vangelis ve Christophe Colomb'un hayatını oynayan Gerard Depardieu Cennetin Keşfi filminin galasında.

Sokakta diğer çocuklarla oynamak yerine annesinin çaldığı piyanoya, mutfaktaki raflardan indirdiği tencere, kapak, tabak ve bardaklardan çıkardığı seslerle eşlik etmeyi tercih ediyordu.

Kendi seslerini çıkarmaya hatırlamadığı kadar erken yıllarda başlamıştı.

Vangelis'in, hiçbir müzik dersi almadan; nota öğrenmeden, konservatuvara gitmeden edindiği bir "kulak terbiyesi", müzik sevdası vardı.

Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olan Vangelis'in diğer bir tutkusu da resimdi. Onu yakından tanıyanlara göre, "notalarını yazdığı kağıda bile bir ressam gibi şekiller verirdi."

Uzun saçları ve beyaz sakallarıyla 'hippi' imajını bırakmayan Vangelis'in, müziği kadar kendine özgün mütevaziliği ve duygusal karakteri, Rolls Royce kullanmasına engel değildi.

Tezatlar Vangelis'in dünyaya bakışıydı.

Vangelis, evrenin bilinmeyen karmaşık tarafı ile aynı zamanda uyumu üzerine kafa yorarak elektronik müziğe yönlendiğini söylüyordu.

Müziğin de tıpkı evren gibi bir kodu olduğuna inanan Vangelis, bir keresinde "müzik evrene şekil verebilecek kadar kuvvetlidir" demişti.

Vangelis

Kendisini yakından tanıyanlara göre, "Vangelis hayatta ne yaptıysa büyük bir tutkuyla yapmıştı. Yemekten, sigara içmeye, seyahat etme arzusuna ve tabii ki piyanosu başında tuşlara dua edercesine basarken"

Vangelis için arkadaşlık ve müziğe olan tutkusu, kendisi için en yüksek değerlerdi.

Para ile olan ilişkisini ise Yunan devlet kanalı ERT ile yaşadığı bir olaydan öğrendik.

Vangelis 1982'de Oscar ödülü aldığı yıl, ERT'nin isteği üzerine haber bülteninin giriş müziğini bestelemişti.

ERT yetkilileri kendisine ne kadar istediğini sorduğunda "Para istemem, Paris'e bir teneke zeytin yağı ile bir kalıp beyaz peynir gönderin yeter." demişti.

Vangelis, tıpkı vatandaşı olduğu besteciler Demis Russos, Mikis Theodorakis'ın olduğu gibi, dünya müzik hafızasında ölümsüzleşti.