Vatan ve Milliyet yazarları Karacan'a çağrı yaptı... 'İSTENMİYORSUN'

Vatan ve Milliyet yazarları Karacan'a çağrı yaptı... 'İSTENMİYORSUN'
T24 - Vatan ve Milliyet gazetesi yazarları, Demirören ve Karacan grupları arasındaki ticari anlaşmazlık nedeniyle yönetimin kayyuma devredilmesinin ardından yaşanan ekonomik ve hukuki durumun belirsizliği ve maaşların yeniden tehlikeye girmesi üzerine çağrıda bulundu. Yazarlar, Karacan’ın gazete yönetiminden çekilip, yönetimi tümüyle Demirören’e teslim etmesini istediler.Vatan gazetesi yazarları; Güngör Mengi, Ruhat Mengi, İclal Aydın, Reha Muhtar, Okay Gönensin, Mustafa Mutlu, Can Ataklı, Bilal Çetin, Murat Çelik, Dilek Önder ve Milliyet gazetesi yazarı; Güneri Civaoğlu, Fikret Bila, Derya Sazak ve Hasan Cemal bugünkü (29 Aralık 2011) köşelerinde Karacan Grubu'na ve Ali Karacan'a çağrıda bulundu.İşte Vatan gazetesinin birinci sayfasından yazarların yaptığı ortak duyuru;"Vatan 3 Mayıs'ta DK Yayıncılık'a geçti. Devir işleminden kısa süre sonra yaşanmaya başlanan sıkıntılar giderilemedi, tam tersine giderek ağırlaştı. Gazetelerin kayyumla yönetilmeye zorlanmasıyla günlük gazetecilik faaliyetlerini yürütmek bile iyiden iyiye güçleşti.Vatan yazarları diyor ki: Vatan'ın güçlü olarak yayın hayatına devam etmesini engellemeye çalışmak, ülkeye, demokrasiye ve basın özgürlüğüne kötülüktür. Bu kötülüğü yapanlar ve bilerek ya da bilmeyerek buna alet olanlar VATAN'dan ellerini çeksin."İşte Vatan ve Milliyet gazetesindeki bazı yazılar;Güngör Mengi: İstenmiyorsun, yolun üstünden çekil"Yaşadığımız beş aylık tecrübe, kayyumla gazete yönetilemeyeceğini ve Karacanlar’ın olanakları ile bu gazetelerin yaşatılamayacağını öğretmiştir. Karacanlar ayrıca, bu uyuşmazlık sürecindeki tutumları nedeniyle uğradıkları güven kaybını görmeli, istenmediklerini bilmeli, uzlaşma olanaklarını bu zeminde aramalıdır."Yazının devamı için tıklayınRuhat Mengi: Amaç bu gazeteleri batırmak mı?"Vatan ve Milliyet gazetelerinin satışı ve sonrasındaki gerçekleri inceleyerek bir süre önce size anlatmıştım. Akla hayale gelmeyecek bir oyunun sergilendiği süreçte ortaklardan Demirören tarafı diğer ortak Karacan’ları yerden göğe haklı bir şekilde mahkemeye vermişti zira Ali Karacan gazeteye ortak olurken taahhüt ettiği parayı vermiyordu. Bırakın o parayı “tek kuruş vermeden” gazetelerin yarısına ortak olduğunu iddia ediyor ve “Hakkımı verin” diye tutturuyor ki inanmak gerçekten güç."Yazının devamı için tıklayınReha Muhtar: Gazete elden gidiyor Ali kardeş"O “tavşan kanı” kıvamındaki sohbette, gazetelerden, gazetecilerden ve gazetelerimizden söz etmiştik seninle Ali Kardeş... Gazetelerimizin geleceğinden, hayatın getireceklerinden... Bilirsin, bir patron gazetesini çok sever... Fakat bir gazeteci gazetesini ondan da çok sever... Gazeteci için gazetesi her şeyidir... Kimliği, kişiliği, ekmek teknesi, gelecek güvencesi, toplumdaki itibarı, yaşamdaki şifa aracıdır... O çok sevdiğimiz gazete elden gidiyor Ali Kardeş..."Yazının devamı için tıklayınBilal Çetin: 'Dedemizin gazetesi' edebiyatını bırakın"Türk basının yakın tarihinde bunun iyi ve kötü çok sayıda örneği var. (Nedense 30 yılı aşan meslek hayatım boyunca ben kendimi hep kötü örneklerin içinde buldum). Son örnek bizim gazetemiz Vatan’ın ve Milliyet’in el değiştirmesi. Demirören ve Karacan ailelerinin yüzde 50’şer payla oluşturdukları DK Gazetecilik A.Ş tarafından satın alınmıştı Vatan ve Milliyet gazeteleri. İlk günlerde çok iddialı açıklama ve demeçleri vardı yeni patronlardan Ali Karacan’ın. “Dedemin gazetesi” deyip nasıl bir “Milliyet sevdalısı” olduğunu anlata anlata bitiremiyordu."Yazının devamı için tıklayınDilek Önder: Ben bu gazetede yazmak istiyorum"Şimdiye kadar hiç “o zaman“ın yaklaştığını hissetmemiştim. Hiçbir patronum, hiçbir yöneticim bu duyguyu, bu korkuyu ve bu üzüntüyü yaşatmadı bana... Karacanlar‘a kadar. Onların diretmeleri bize zarar vermeye başladığı zamana kadar! Gazetemiz devamı tehlikeye girdiği ana kadar..."Yazının devamı için tıklayınFikret Bila: Milliyet'in geleceği"Milliyet meşalesinin emin ellere teslim edilmiş olmasının rahatlığı içinde yeni atılımlara hazırlanırken, ortaklık taahhütleri açısıdan ortaya çıkan anlaşmazlık önemli sorunlar doğurdu. Bu süreç maalesef Milliyet’i mahkeme kapılarına götürdü ve sonuçta yönetimi kayyuma devredildi."Yazının devamı için tıklayınHasan Cemal: Ali Karacan'a tavsiyem"Önce satıldık. Sonra yeni patronlar, Karacan ve Demirören aileleri arasında anlaşmazlık patlak verdi. Daha iyi bir gazete için atılım derken, tam tersine patinaj yapmaya başladık. Bir gazeteci ailesi olan Karacanların üçüncü kuşağını temsil eden Ali Karacan gazetede görünmez oldu.  (...) Benim Ali Karacan’a tavsiyem bir an önce kenara çekilmesi ve Milliyet’e daha fazla zarar vermekten kaçınmasıdır."Yazının devamı için tıklayınGüneri Cıvaoğlu: Milliyet'te neler oluyor"Biz gazeteciler ilke olarak patron katındaki sorunların dışında kalmaya özen gösteririz. Bizim işimiz gazeteciliktir. O nedenle, bir süredir Demirören grubu ile Ali Karacan arasındaki sorunlar -ilk günlerdeki çağrım hariç- bu köşede yer bulmadı. Ancak... Gelinen nokta, sorumluluk taşıdığım gazetem Milliyet’in yaşam alanına tehdit oluşturmakta."Yazının devamı için tıklayınDerya Sazak: Gazetenin geleceği"Bir gazetenin yayın politikası sadece “sermaye yapısı”yla şekillenmez. Okurlarıyla kurduğu güçlü bağlar, gazeteye hayat verir. Gazetenin gerçek sahipleri okurlarıdır."Yazının devamı için tıklayın