T24- Bankaların kullandırdığı, taşıt konut ve bireysel kredilerden oluşan tüketici kredisi tutarı 141.3 milyar TL’ye ulaştı. Vatandaşın 45.2 milyar liralık da kredi kartı borcu bulunuyor. Toplam borç ilk kez gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 16.88’ine çıktı. 18 yaşın üzerinde yaklaşık 51 milyon kişi olduğu düşünülürse kişi başı 3 bin 660 TL borcumuz var. Tüketiciler Birliği Başkan Yardımcısı Ali Çetin, “Borç tarihi rekor kırdı aman dikkat” uyarısı yaptı
Kredi kartına 12 ayı geçen vade... ‘Bugün al, 3 ay sonra ödemeye başla’ gibi çok cazip kampanyalar, Türkler’e cebinde olmayan parayı harcatmakta başarılı oldu. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, tüketicilerin borcunun milli gelire oranının yüzde 16.88’e tırmanarak tarihi bir rekor kırdığına dikkat çekti.
Çetin, Merkez Bankası haftalık verilerine göre, 6 Mayıs 2011 tarihi itibarıyla tüketici kredileri borcunun 141 milyar 336 milyona, kredi kartı borçlarının ise 45 milyar 251 milyona çıktığını, tüketici borcunun 186 milyar 642 milyona dayandığını belirtti. Çetin, “TÜİK’in yayımladığı 2010 yılı milli geliri 1 trilyon 105 milyar olduğunu göre tüketicilerin borcunun milli gelire oranının yüzde 16.88’e tırmanarak tarihi bir rekor kırdı. Vatandaş cebinde olmayan parayı harcıyor aman dikkat” dedi.
Cazip ödeme kolaylıkları vatandaşın henüz kazanmadığı parayı harcamasını kolaylaştırıyor. Son dönemde otorite kredilerde bir yavaşlama isteğini ortaya koysa da vatandaşların özellikle maliyet artışlarını dikkate alarak krediye yöneldiği dikkati çekiyor. Bir bankacı durumu, “Cari açıkla ilgili endişeler var. Herkes maliyetlerin 1-2 puan daha artacağını söylüyor. Bu da vatandaşın, ‘Henüz paranın maliyeti artmamışken kredi çekeyim’ demesine neden oluyor. Son haftalardaki şişmenin altında yatan neden bu” diye özetledi. Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, vatandaşın henüz kazanmadığı parayı harcadığına dikkat çekmişti.
Gelir dağılımı bozuk
Öte yandan Tüketiciler Birliği Başkan Yardımcısı Çetin, borçluluk artarken ve Türk vatandaşları büyük bir coşkuyla tüketim çılgınlığı yaşarken, yoksulluğun artmasının da tezat oluşturduğunu öne sürdü. Çetin, TUİK verilerine göre, AK Parti’nin iktidar olduğu 2002 yılında, Harcama Esaslı Göreli Yoksulluk Sınırının yüzde 19.86 iken yıllar itibarıyla artarak krizin patladığı 2009 yılında yüzde 34.20 olduğunu belirtti. AK Parti döneminin aynı zamanda gelir dağılımının bozulduğu ve bozukluğun gittikçe arttığı yıllar olduğunu ifade eden Çetin, TUİK’in yayımladığı “Gelire sıralı yüzde 20’lik grupların harcama türleri içindeki payı”nın bu gerçeğin altını çizdiğini bildirdi.
Türkiye ortalamasına bakıldığında, en az geliri olan ilk yüzde 20’lik grubun gelirinin yüzde 23’ünü gıdaya, yüzde 28’ini kiraya, yüzde14’ünü otobüs-dolmuşa, yüzde 5’ini giyime, yüzde 4’ünü ise içki ve sigaraya yatırdığını belirten Çetin, yoksul kesimin gelirinin yüzde 75’i ile ölmemek için yediğini, çıplak gezmemek için örtündüğünü, en az parayı yüzde 3.8 ile sağlığa ve eğitime ayırdığını kaydetti.