Katolik Kilisesi'nin yönetim merkezi Vatikan ile Çin arasında, Katolik din adamlarının atanması konusunda kilit önemde bir anlaşma imzalandı. Bu ön anlaşmanın, 1951'den bu yana kopuk olan Vatikan-Çin diplomatik ilişkilerinin yeniden tesisi yolunda önemli bir adım olduğu belirtiliyor.
Vatikan'dan dün yapılan açıklamaya göre, yıllar süren müzakereler sonunda Pekin'de iki tarafın Dışişleri Bakan Yardımcıları bir "geçici anlaşmaya" imza attı. Anlaşmayla, Çin'deki Katolik piskoposların belirlenmesinde iki ülke yönetimlerinin işbirliği yapacağı belirtiliyor.
Anlaşmanın detayları açıklanmasa da, bundan böyle Çin yönetiminin seçtiği Katolik piskoposların Papa tarafından onaylanması bekleniyor.
Anlaşmanın ilk somut sonucu da, Papa Francesco'nun Çin tarafından atanmış 7 piskoposu tanıma kararı oldu.
10 milyon kadar Katolik'in bulunduğu Çin'de halen piskoposlar Pekin yönetimi tarafından belirleniyordu, Vatikan ise piskoposları Papa'nın seçmesi gerektiğini belirtiyordu. Bu nedenle Çin'deki Katolikler, devlete bağlı kiliseler ile Vatikan'a bağlı "yeraltı kiliseleri" arasında bölünüyordu.
Vatikan'ın açıklamasında anlaşmanın, uzun süren müzakerelerin ardından "karşılıklı yakınlaşmanın bir meyvesi" olduğu ve "ikili ilişkilerde daha geniş bir işbirliği için gerekli koşulları yarattığı" belirtildi.
Vatikan'ın Çin ile yakınlaşmasının mimarı olarak görülen Papa Francesco da, bu anlaşmanın "geçmişin yaralarının sarılmasına imkan sağlayacağını" ve Çin'deki Katolikleri birleştireceğini söyledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı da, "Çin ve Vatikan, iletişimde kalmayı ve iki taraf arasındaki ilişkileri geliştirme sürecini ileri götürmeyi sürdürecektir" şeklinde bir açıklama yaptı.
Ancak anlaşmaya karşı çıkanlar da bulunuyor. Çin'deki bazı Katolikler, "baskıcı" komünist yönetimin elini güçlendirdiği gerekçesiyle anlaşmayı eleştiriyor.
Reuters ajansına konuşan eski Hong Kong Başpiskoposu Kardinal Joseph Zen, Vatikan'ı Katoliklere ihanetle suçladı ve "Sürüyü kurtların ağzına itiyorlar. Bu inanılmaz bir ihanet. Sonuçları trajik olacak" dedi.
Vatikan-Çin diplomatik ilişkilerinin koptuğu 1951 yılından bu yana iki yönetim arasında ilk kez böyle bir anlaşma imzalanıyor.
Vatikan, ön anlaşmanın "siyasi değil dini nitelikte" olduğunu vurgulasa da uzmanlar bu anlaşmayla diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi için önemli bir adım atıldığını belirtiyor.
Öte yandan Çin-Vatikan diplomatik ilişkilerinin önünde Tayvan engeli de bulunuyor. Pekin yönetimi Tayvan'ı tanımıyor ve diğer ülkelerin hem Çin ile hem de Tayvan ile diplomatik ilişkilerde bulunmasını kabul etmiyor.
Tayvan'ı tanıyan 17 ülke arasında Vatikan da yer alıyor.