Başbakan Erdoğan, "Doğan Grubu'nun aldığı ceza konusunda siyasi bir baskı oldu mu?" sorusu üzerine şöyle konuştu: "Asla. Bir defa ben olayı kesinlikle işin operasyonel çalışması, vesaire bittikten sonra öğrendim. Kaldı ki böyle bir seçimin arifesinde siyasi bir karar olsa bu açıklanır mı? En azından şu iş yürüsün. Gürültü falan kopmasın... Çünkü nasıl bize saldırdıklarını görüyorsunuz. Şimdi daha farklı saldırıyorlar. Vergi ile ilgili konu gelince acayip şekilde bize şu anda saldırıyorlar, bütün kanallarıyla. Vurmadıkları yer kalmadı. Her türlü. Televizyon kanallarıyla aman Yarabbi ne tür haberler... Yani bize daha önce adeta yalvaranlarına bakıyorum, şimdi acayip şekilde saldırıyorlar. İsim vermeyeceğim, 'acaba şu konuda bana yardımcı olur musun?' diyenler şimdi hepsi acayip şekilde saldırıyor. Yalan, yanlış haberlerle saldırıyor. Dürüst davranmıyorlar, doğru davranmıyorlar, ama ben milletimin hukukunu koruyorum. Biz belgelerle konuşuyoruz ve burada yabancı medyayı da maniple ediyorlar. Maniple etmek suretiyle onları da bize saldırtıyorlar. Çünkü bunların da Almanya'da ayağı var biliyorsunuz. Amerika'da ayağı var. Bu ayakları da devreye sokmuşlar. Brüksel'de ayakları var. Buraları da devreye sokmuşlar. Türkiye'de de bazı kuruluşlar var, onların hepsini devreye sokmuşlar. Yeri geldiğinde onlar da açıklanır tabii. O ayrı mesele." 'Aydın Doğan'la diyalog arayışım yok' Bir soru üzerine, "Aydın Doğan'la bir diyalog arayışı olmadığını" belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir zamanlar tabii farklı şeyleri falan oldu. Geldi, gitti, görüştük, filan, falan, ama onlar tabii bu tür konular değildi. Bu tür konuları biz kendisiyle o zamanlarda yine çok konuştuk. Mesela geçenlerde baktım yine çıkmış bir haber. İşte 'çocuklarımla ilgili bir haber meselesiymiş de yani bunları ben reddettim' falan demiş. Onu dediği için de ben kalkmışım böyle bir olayın içerisine girişmişim. Bir defa benim Aydın Bey'e söylediğim konu kesinlikle bu konu değildir. Aydın Bey'e benim söylediğim konu; 'bak benim ailemle, çocuklarımla ilgili yalan yanlış haberler yapıyorsun'. Ve çıkardım bütün gazeteleri önüne koydum, kendi gazetelerini. Görünce 'ben görmedim', 'ama ben bunları düzelteceğim', 'Köşe yazarlarına müdahale edemiyorum' dedi. Şimdi Allah aşkına söyler misiniz bana, bir patron yalan, yanlış bir yorum yapan köşe yazarına müdahale etmez mi? Hem parasını vereceksin, yalan, yanlış bir haber yapan köşe yazarını da biliyorsun bunu, kalkıp müdahale etmeyeceksin. Kendisi bunları söyledi. Dedi ki 'Anadolu çocuğu olarak benim de aileme çok saldırılar oldu'. Yine o da medya hayatında olan bir grup. 'Çok saldırı oldu. Ben de ondan çok rahatsızım' dedi. Dedim işte madem siz de bu rahatsızlığı çekiyorsunuz, ben bu ülkenin başbakanıyım. Siz de benim ailemle, çocuklarımla, benim çocuğumun devletle yakından uzaktan hiçbir işi yok ya. Niçin bu tür şeyler yapıyorsunuz?"