İşadamlarının vergi cezaları nedeniyle alamadıkları teşviklerde yeni bir düzenlemeye gidiliyor. Vergi Usul Kanunu’na göre vergi kaçırdığı için ya da naylon fatura kullandığı için para cezası veya hapis cezası alanlar yapılacak yeni düzenleme ile artık teşviklerden yararlanabilecekler. Naylon fatura kullanımı, teşvikler için artık engel olmayacak.
Hürriyet’ten Neşe Karanfil’in haberine göre, Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele ve Gelir İdaresinde İdari Kapasitenin Artırılması Teknik Yardım Projesi”nin açılışında yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik kanun tasarısı çalışmasını tamamladıklarını belirterek, bu hafta içinde Bakanlar Kurulu’na sunulacağını söyledi. Vergi Usul Yasası’nın 153/A maddesini hatırlatan Ağbal, kanuna aykırı fiillerin işlenmesi durumunda idari para cezası, vergi cezaları ve fiilin ağırlığına göre hapis cezasının öngörüldüğünü söyledi. Bir mükellefin bütün bu yaptırımlardan sonra öngöremeyeceği şekilde, devletin sağladığı diğer teşviklerden mahrum kalması veya yararlanacağı teşviklerden dolayı ilave bir yaptırımla karşı karşıya kalması gibi bir durumun söz konusu olduğunu anlatan Ağbal, bunun yatırımcının önünü görmesini zorlaştırdığını ve belirsizliği artırdığını savundu.
Vergi Usul Yasası’nın değişikliğine yönelik bir çalışma da yaptıklarını vurgulayan Ağbal, şunları söyledi: “Bu kanun içinde gerekiyorsa yaptırımların daha da caydırıcı olması noktasında düzenlemeler yapalım. Ama bu arada yatırım ortamında belirsizliğe neden olacak bu tür düzenlemeleri sistemden çıkaralım istiyoruz. Normalde mevcut kanuni düzenlemeye göre kişi, bu fiilleri işlerse ve bu mahkeme kararıyla kesinleşirse, o mükellef diğer bakanlıkların verdiği her türlü teşvikten artık yararlanamaz hale geliyor. Düşünün 10 bin liralık fatura nedeniyle size bir yaptırım gelmiş, ama öbür taraftan KOSGEB’ten, Kalkınma Bankasından kullanacağınız, yararlanacağınız bütün teşviklerden bir anda mahrum kalıyorsunuz. Yani fiille ceza arasındaki ölçülü olma, orantılı olma noktasında sıkıntılar var orada. Bugün yatırımcılarımız bu konuda bize, bu belirsizliği ifade ettiklerinde, biz de bu konuya açıkça hak veriyoruz. Dolayısıyla burada eğer söz konusu fiillerin işlenmesi karşısında uygulanacak cezaları artıracaksak onu Vergi Usul Kanunu içindeki cezaları artırmak suretiyle yapalım diyoruz. Bunun yerine gidip başka kanunlardan kaynaklanan birtakım imkanları vatandaşın elinden almayalım.”
Ağbal’ın bahsettiği 153/A maddesinde, vergi kaçıran, naylon fatura düzenleyenlerin 6 yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerden yararlanamayacağı hükmü bulunuyor. Söz konusu düzenleme 2013 yılında yürürlüğe girdi. Maddede Vergi Usul Yasası’nın 359’ncu maddesine atıfta bulunularak, bu maddede sayılan fiili işleyenlerin, iştirak edenlerin teşvikten yararlanamayacağı belirtiliyor. 359’ncu madde ise mükelleflerin yakından bildiği bir madde. “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlığındaki bu maddede, defter ve kayıtlarında hesap ve muhasebe hilesi yapanlar, defterlerini tahrif edenler, yanıltıcı belge kullananların alacakları cezalar düzenleniyor.
Hazırlanan pakette tasarrufların özendirilmesine yönelik bir düzenleme olacağını, bunun otomatik Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)’nden farklı olduğunu anlatan Bakan Ağbal, BES veya hayat sigortalarında belirli bir süre sistemde kaldıktan sonra toplu ödeme almak yerine aylık maaş sistemine dönenlere vergisel teşvik getireceklerini bildirdi. Ağbal, “BES’te sistemde kalmak için öngörülen sürelere yaklaşılmış durumda. Burada kişilerin sistemde biriken paralarını topluca almak yerine sistemde kalmaya devam ederek aylık ödemeler şeklinde bir sisteme geçmeleri halinde mevcut vergileme sisteminde de onların lehine iyileştirme düzenlemeleri yapıyoruz” bilgisini verdi.
Yaklaşık 50 maddeden oluşan pakette yer alacak diğer düzenlemeler şöyle:
* Muhtasar beyanname ile SSK bildirgeleri birleştirilecek.
* Damga vergisi tek nüsha üzerinden alınacak.
* Azami tutar bedelin artırılması halinde damga vergisi alınmayacak.
* Kamu yatırımlarında proje iptal olursa müteahhhidin ödediği damga vergisi iade edilecek.
* Uluslararası firmalara Türkiye’yi bölgesel yönetim merkezi yapmaları halinde kurumlar vergisi muafiyeti getirilecek.
* Finans kurumları arasındaki farklı uygulamalar kaldırılacak, aynı vergiye tabi olacaklar.
* Gelir ve kurumlar vergisindeki Ar-Ge düzenlemeleri, Ar-Ge kanuna taşınacak, bazı eksiklikler giderilecek.