Vogue'un kapağında dedikoducu bir kız
Amerikan Vogue dergisinin şubat ayı kapağını, Gossip Girl'de Serena Van Der Woodsen'ı canlandıran Blake Lively süslüyor. Lively diziyi ve çok konuşulan kıyafetleri anlatıyor.Blake Lively fotoğrafları - FOTOGALERİ
Yayınlanmaya başladığı ilk günden beri moda meraklılarını hipnotize eden dizi Gossip Girl, ikonlarını yaratmakta gecikmedi. Ed Westwick'in canlandırdığı Chuck Bass karakteri erkekleri 'daha düzgün' giyinmeye zorlayadursun, kadınlar için varsa yoksa, Serena Van Der Woodsen! Şimdiye kadar birçok önemli yayının kapağını süsleyen Blake Lively, geçtiğimiz ay W dergisinin kapağında yer alarak moda dünyası için 'değerini' ispatlamıştı zaten. Esas bomba ise, zor durumda olduğu söylentileri ayyuka çıkan Amerikan Vogue'undan geldi. Anna Wintour, dergisinin şubat sayısının kapağını Lively'ye ayırmıştı. Wintour, Mario Testino'nun objektifinden dergiye yansıyan Lively kareleri için "Spor tarzı olan bir Amerikan kızını, seksi ve göz kamaştırıcı bir kadına dönüştürdük," diyordu. Başka bir gezegende yaşıyoruz Gossip Girl'ün yaratıcıları, ekonomik durumu diziye yansıtma gereği duymuyorlar. Blake Lively de, "Dizide bambaşka bir gezegende yaşıyoruz," diyerek bunu doğruluyor: "Uzun ve stresli bir iş gününden sonra eve gelip, gerçek hayatın zorluklarından uzaklaşmak, beyinlerini boşaltmak isteyenler için yapıldı bu dizi." Ve tabii bir de moda severler için! Karakterler, hep ünlü tasarımcılardan giyiniyor. 
"Dizideki kıyafetler inanılmaz," diyor Blake Lively: "Sesini kısıp izleseniz bile çok iyi zaman geçirebilir-siniz." Lively hiç de abartmıyor. Karakterler bazen abartılı derecede şık oluyor, bazen de modayı ve kendilerini ciddiye almadan giyiniyor. Ama mutlaka dikkat çekiyorlar O da Serena'ya hayran Blake Lively, Serena'nın New York çizgileri taşıyan özgün gardırobuna bayılıyor: "Skinny jean altına binici çizmeleri giydiğimde, bir deri mont ve bir de çanta ile hemen o karaktere bürünüyorum, yürüyüşüm bile değişiyor." Karşımızda oturan Lively'nin üzerinde ise Costume National botlar, koyu renk Rag&Bone bir jean var. Üzerine Ports 1961'dan kaşmir bir kazak ve Joie markalı kaşmir yelek giymiş. Çantası gibi küpeleri de Chanel. Jeri Cohen markalı pırlanta bileziği kolundan çıkartamadığını da itiraf ediyor. 'Hak etmiyor' tartışması 
Vogue okurları, derginin kapak seçimi konusunda ikiye ayrılmış. Kimileri son zamanların en büyük gençlik fenomeninin Vogue kapağıyla şereflendirilmesini doğru buluyor. Kimileri ise çok seyredilen dizinin etinden budundan faydalanmaya çalıştığı için dergiyi kınıyor: "Birçok yıldız Vogue'un kapağına çıkabilmek için yıllarca bekledi. Bu kızın popülaritesi dışında nesi var ki?" Vogue, Serena buluşmasını şöyle anlatıyor: "İkinci sezonu yayınlanan Gossip Girl dizisi, New York'u, içinde bulunduğu ekonomik durumdan çok daha farklı bir yermiş gibi gösteriyor. Aynı Serena gibi; umutlu, neşeli ve hayat dolu. Alt tarafı Gossip Girl, liseli gençlerin hayatını anlatan bir dizi; para, seks ve alkol içinde boğulan, yetişkin gibi liselileri... Dizideki yetişkinler ise para kazanma ve çocuk bakımı gibi sorumluluklarından vazgeçmiş gibi duruyorlar. Yaşından önce büyüyen gençlerle yaşını göstermeyen yetişkinlerle dolu bir dizide, kuşak farkı da göze çok batmıyor."
Yayınlanmaya başladığı ilk günden beri moda meraklılarını hipnotize eden dizi Gossip Girl, ikonlarını yaratmakta gecikmedi. Ed Westwick'in canlandırdığı Chuck Bass karakteri erkekleri 'daha düzgün' giyinmeye zorlayadursun, kadınlar için varsa yoksa, Serena Van Der Woodsen! Şimdiye kadar birçok önemli yayının kapağını süsleyen Blake Lively, geçtiğimiz ay W dergisinin kapağında yer alarak moda dünyası için 'değerini' ispatlamıştı zaten. Esas bomba ise, zor durumda olduğu söylentileri ayyuka çıkan Amerikan Vogue'undan geldi. Anna Wintour, dergisinin şubat sayısının kapağını Lively'ye ayırmıştı. Wintour, Mario Testino'nun objektifinden dergiye yansıyan Lively kareleri için "Spor tarzı olan bir Amerikan kızını, seksi ve göz kamaştırıcı bir kadına dönüştürdük," diyordu. Başka bir gezegende yaşıyoruz Gossip Girl'ün yaratıcıları, ekonomik durumu diziye yansıtma gereği duymuyorlar. Blake Lively de, "Dizide bambaşka bir gezegende yaşıyoruz," diyerek bunu doğruluyor: "Uzun ve stresli bir iş gününden sonra eve gelip, gerçek hayatın zorluklarından uzaklaşmak, beyinlerini boşaltmak isteyenler için yapıldı bu dizi." Ve tabii bir de moda severler için! Karakterler, hep ünlü tasarımcılardan giyiniyor. "Dizideki kıyafetler inanılmaz," diyor Blake Lively: "Sesini kısıp izleseniz bile çok iyi zaman geçirebilir-siniz." Lively hiç de abartmıyor. Karakterler bazen abartılı derecede şık oluyor, bazen de modayı ve kendilerini ciddiye almadan giyiniyor. Ama mutlaka dikkat çekiyorlar O da Serena'ya hayran Blake Lively, Serena'nın New York çizgileri taşıyan özgün gardırobuna bayılıyor: "Skinny jean altına binici çizmeleri giydiğimde, bir deri mont ve bir de çanta ile hemen o karaktere bürünüyorum, yürüyüşüm bile değişiyor." Karşımızda oturan Lively'nin üzerinde ise Costume National botlar, koyu renk Rag&Bone bir jean var. Üzerine Ports 1961'dan kaşmir bir kazak ve Joie markalı kaşmir yelek giymiş. Çantası gibi küpeleri de Chanel. Jeri Cohen markalı pırlanta bileziği kolundan çıkartamadığını da itiraf ediyor. 'Hak etmiyor' tartışması Vogue okurları, derginin kapak seçimi konusunda ikiye ayrılmış. Kimileri son zamanların en büyük gençlik fenomeninin Vogue kapağıyla şereflendirilmesini doğru buluyor. Kimileri ise çok seyredilen dizinin etinden budundan faydalanmaya çalıştığı için dergiyi kınıyor: "Birçok yıldız Vogue'un kapağına çıkabilmek için yıllarca bekledi. Bu kızın popülaritesi dışında nesi var ki?" Vogue, Serena buluşmasını şöyle anlatıyor: "İkinci sezonu yayınlanan Gossip Girl dizisi, New York'u, içinde bulunduğu ekonomik durumdan çok daha farklı bir yermiş gibi gösteriyor. Aynı Serena gibi; umutlu, neşeli ve hayat dolu. Alt tarafı Gossip Girl, liseli gençlerin hayatını anlatan bir dizi; para, seks ve alkol içinde boğulan, yetişkin gibi liselileri... Dizideki yetişkinler ise para kazanma ve çocuk bakımı gibi sorumluluklarından vazgeçmiş gibi duruyorlar. Yaşından önce büyüyen gençlerle yaşını göstermeyen yetişkinlerle dolu bir dizide, kuşak farkı da göze çok batmıyor."