Vücut dili deyip geçmeyin!

Vücut dili deyip geçmeyin!

Işıl Öz

 

Sözsüz iletişimin güç ve hakimiyetinin farkında mısınız?

Doç. Dr. Amy Cuddy, “iki dakikalığına duruşunuzu değiştirin farkı göreceksiniz” diyor…

Doç. Dr. Amy Cuddy, sözsüz davranış ve iletişim, önyargılar ve çeşitli gruplara karşı ayrımcılıkla ilgili deneysel ve korelasyonel araştırma yürütmüş ve sosyal uyaranlara karşı hormonal yanıtlar üzerine araştırmaları ile bilinen bir sosyal psikolog. Dr. Cuddy, araştırmalarına Harvard Üniversitesi’nde devam ediyor.

Dr. Cuddy, geçtiğimiz aylarda yaptığı, ilgi gören TED konuşmasında vücut dili vasıtasıyla, kapsamlı yargılara, varsayımlara ulaşıldığının ve  kendi düşüncelerimiz, hislerimiz ve fizyolojimizin de vücut dilimizden  etkilendiğinin altını çiziyor.

Kör veya gören insanların fiziksel bir yarışmayı kazandıklarında aynı coşku ile kollarını havaya kaldırdıklarını söyleyen Dr. Cuddy, güçsüz hissettiğimizde de  tam tersini yaptığımızı belirtiyor: “Kendimizi kapatıyoruz, kollarımızla kapatıyoruz kendimizi...  Yani bir nevi küçülüyoruz... Hayvanlar da insanlarla aynı şeyi yapıyorlar güçsüz hissettiklerinde.”  

Eğer karşımızdaki çok güçlü olarak görünüyorsa da kendimizi daha çok küçülttüğümüzü söylüyor: “Diğerlerinin vücut dilini tamamlıyoruz. Onlara ayna tutmuyoruz, onların tam tersini yapıyoruz.”

Gelelim konuşmanın dikkat çekici bölümüne: “Vücut dili ile kişinin psikolojisi arasında çift yönlü bir etkileşim var ve bu etkileşimi vücudun duruşunu değiştirerek başlatabiliriz.”

Dr. Cuddy’nin gerçekleştirdiği deney, özetle şöyle:

Bir iş başvurusu için gelen adaylar bekleme salonuna girmeden önce her birinden tükürük örneği alınıyor. Sonrasında adayları iki gruba ayırıyorlar. İlk gruptaki adaylara bekleme süresince hiç bir müdahalede bulunulmuyor. İkinci gruptaki adayların görüşmeye girmeden önce duruşları düzeltiliyor. İki dakika süre ile dik ve açık durmaları sağlanıyor. Ve son olarak, tüm adaylardan görüşmeye girmeden hemen önce ikinci bir tükürük örneği alınıyor. Alınan örneklerin analizi sonrasında, görüşme öncesinde iki dakika süre ile dik duranların testosteron (güç hormonu) düzeylerinin yüzde 15 artarken kortizon (stres hormonu) düzeylerinin yüzde 25 düştüğü belirleniyor. Başı önde, eğik, omuzları düşük bekleyenlerin testosteron düzeylerinin yüzde 10 azalırken, kortizon düzeylerinin yüzde 15 arttığı görülüyor. Tabii bu durum, duruşu düzeltilen gruptakilerin işe kabul oranını  yüzde 70 gibi iddialı bir oranda etkiliyor.  Bu deneyin farklı gruplarla tekrarlandığını  ve her defasında benzer sonuçlar elde edildiği belirtiliyor.

Dr. Cuddy’nin TED konuşması ilginizi çekebilir: