VURAL HÜKÜMETE YÜKLENDİ TBMM (A.A)

-VURAL HÜKÜMETE YÜKLENDİ TBMM (A.A) - 12.01.2011 - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarıyı değerlendirirken, ''Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin yemininde, 'Türk milleti' tabiri yer almasına rağmen Anayasa Mahkemeleri üyelerinin yemininde bunun çıkması... AKP, bundan sonraki süreç içinde gelecektir, göreceksiniz, Türk milletine yapılacak atıfları ortadan kaldıracak'' dedi. Vural, TBMM'de gazetecilerin, Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarı hakkındaki sorularını yanıtladı.   Anayasa Mahkemesi üyelerinin yemin törenine ilişkin, TBMM komisyonu çalışması çerçevesinde milletvekillerinin değerlendirmelerini yapacaklarını belirten Vural, ''Ama görünen o ki bu kanunda, AKP'nin, Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği gizli gündeminin izleri ortaya çıkmıştır'' dedi.  ''Anayasa Mahkemesi üyelerinin, Türk milleti önünde yemin etmesi ortadan kaldırılmıştır'' diyen Vural, AK Parti'nin, Türklüğe ve Türk milletine yapılmış bütün vurguları Anayasa'dan çıkarmak amacıyla bu düzenlemeyi yaptığını öne sürdü.  Vural, şöyle dedi: ''Neden? Yani 'yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır' diyor. Milletvekilleri büyük Türk milleti önünde yemin ediyor Anayasa'ya göre. Cumhurbaşkanı, büyük Türk milleti önünde yemin ediyor. Neden? Çünkü yasama da yargı da yürütme de Türk milletinin egemenlik yetkisini kullanıyor. Başka kimin önünde yemin edecekler? Şimdi bu Anayasa Mahkemesi üyeleri, yetkisini kullandıkları Türk milleti önünde yemin etmeyecekler de kimin önünde yemin edecekler? Onun yetkisini kullanıyorsun, babanın yetkisini mi kullanıyorsun? O zaman yetkiyi aldığın Türk milletinin önünde onun huzurunda yemin ettiğini açık biçimde beyan etmek aynı zamanda Anayasa'ya uygun hareket edeceğini ifade etmektir.  Doğrudan doğruya bu yemin bile Anayasa'da öngörülen, özellikle Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin yemininde, 'Türk milleti' tabiri yer almasına rağmen Anayasa Mahkemeleri üyelerinin yemininde bunun çıkması... AKP, bundan sonraki süreç içinde gelecektir, göreceksiniz Türk milletine yapılacak atıfları ortadan kaldıracak. Türklüğe yapılan atıfların hepsini ortadan kaldırıp, Türkçe konusunda bile değişiklik yapmayı hedefleyen bir siyasal anlayışın izdüşümünü burada görüyoruz.'' ''Türk milleti niye rahatsız ediyor seni ey AKP?'' sorusunu yönelten Vural, ''Biz büyük Türk milletiyiz, hepimiz bu milletin birer ferdiyiz. Dolayısıyla, Türk milleti ifadesine yönelik bu hasmane yaklaşım, AKP'nin ırkçı, Kalvinistçi zihniyetinin yansımasıdır'' dedi. Tasarıda, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanı tanındığı anımsatılan Vural, ''İdari işlem ve kararlarla ilgili biz Anayasa değişikliği yapılırken ifade ettik. Dedik ki; 'bireysel başvurunun sınırı ne olacak?' Hiçbir kayıt yok. Bunlar ucu açık bir süreci getirir. Hatta, 'bu durumda İmralı canisi de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanmak suretiyle, hak ihlali iddiasında bulunarak, yeniden yargılanmasını isteyebilir.' Burada iptaline yönelik bir karar verebileceği de hüküm altına alınmıştır'' diye konuştu.  ''Bireysel başvuru da olsa Anayasa Mahkemesinin yükünü artırmayacak mı? Şu anda yaşanan sorunu katlamayacak mı?'' sorusuna Vural, ''Sınırlandırılmamış bir bireysel başvuru... Bütün bunlar Anayasa Mahkemesinin yükünü çok artıracaktır. Anayasa Mahkemesinin asli görevi olan kanunların Anayasa'ya uygunluğunu denetim gibi bir görevini de aksatabilecek bir konuma düşülebileceğini ifade ettik'' yanıtını verdi.  -CMK KAPSAMINDA TAHLİYELER- ''Hizbullahçılarla ilgili 4 gündür imzaya gitmedikleri yönünde haberler var. Bir yaptırımı olur mu?'' sorusu üzerine Vural, şöyle konuştu: ''İşte AKP usulü kanun çıkartmanın yolu bu. Bu da öngörülememiş. Bundan önce Cumhurbaşkanı seçimi sırasında da seçilmiş bir Cumhurbaşkanının tekrar seçilmesi gibi bir garabet vardı, 21 Ekimde bunu ortadan kaldırdık. Şimdi de 10 yıllık bir tutuklama süresiyle ilgili sınır getirdiğine göre bununla ilgili uyguladığın tedbir kararına uymazsa tekrar nasıl tutuklayacaksın? Var mı CMK'da bununla ilgili bir düzenleme. Bu da hukukta bir boşluk olduğunu ortaya koyuyor. Bu tedbir kararlarına uymamanın da bir suç olabileceğini dikkate alarak değerlendirme yapmak lazım. Sürekli olarak, günübirlik, gündelik, gecekondu usulü yasa yapmanın getirdiği bir neticenin mahsurunu bugün görmüş oluyoruz.'' Vural, aynı konuya ilişkin bir başka soruyu yanıtlarken, şunları kaydetti: ''Eğer adli kontrol karşılığında serbest bırakılmışsanız, buna uymazsanız, yakalanır tekrar içeri alınırsınız, ama 10 yıllık kesin bir süre öngörüldüğüne göre o zaman kontrole uymadığından dolayı tutukluğun devam edip etmeyeceği de bir içtihat konusudur. Herhalde bununla ilgili mahkemelerin bir içtihat üretmesi gerekir. Siyaseten söyleyeceğim odur ki bir kanun yapıyorsunuz efradını cami, ağyarını mani olacak ki kavrayacak. Maalesef, çıkarılan her bir kanun yeni bir sorun doğuruyor. Bireysel başvuru... Hepsi yeni bir sorun alanı oluşturuyor.''