15 Temmuz darbe girişimi sırasında darbeci general Semih Terzi’yi vurarak darbenin seyrini değiştiren şehit Astsubay Ömer Halisdemir'in öldürülmesinden sorumlu 18 darbeci askerle ilgili dava görülmeye devam edildi. Terzi’ye vurulduktan sonra ilk müdahaleyi yapan Başçavuş Hüseyin Oğuz, "Terzi’nin vurulmasının ardından etrafındakiler ağlayıp sızladı. Yüzbaşı Ali Kapucu’nun gözünden yaş aktı. Çevresindekilerin Terzi'ye Kelime-i Şahadet getirtmeye çalıştı" dedi.
Davada ara karar açıklandı. Mahkeme, 18 sanığın tahliye talebini reddetti. Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ve Tim Komutanı Yüzbaşı Kemal Yılmaz tanık olarak dinlenecek. Dava 20 Mart'a ertelendi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sanık Astsubay Hüseyin Oğuz savunma yaptı. Oğuz, Diyarbakır'dan alarm verilmesi üzerine tam teçhizatlı operasyona gider gibi hazırlanarak uçakla yola çıktıklarını, bu süreçte kimsenin neden Ankara'ya gidildiğini bilmediğini savundu.
Diyarbakır'da havaalanına giderken otobüste Başbakan Binali Yıldırım'ın darbe girişimine ilişkin açıklamalarını dinlediklerini, uçakta Ahmet Kemal Yılmaz Yüzbaşı'nın da kendilerine, "İnince bize üniformalı kişiler ateş edebilir, çatışmaya girilebilir" dediğini söyleyen Oğuz, "Başbaka'nın açıklaması duyup köprülerdeki hareketliliği de öğrendikten sonra bir gariplik vardı, defalarca sorduk ama kimse bilmiyordu. Herkes kafasına göre yorum yapmaya başladı" diye konuştu.
Oğuz, uçakla Etimesgut Hava Alay Komutanlığına indikten sonra hazır bekleyen helikoptere Semih Terzi ile binerek hemen harekete geçtiklerini, kimin hangi helikoptere bineceğine Ahmet Kemal Yılmaz Yüzbaşı'nın karar verdiğini anlattı. Kendi birlikleri ÖKK'ya indiklerini gördüklerinde rahatladıklarını, Zekai Aksakallı ile Semih Terzi'nin bir toplantı yapacağını düşündüklerini söyleyen Oğuz, Halisdemir'in vurulma anını şöyle anlattı:
"Semih Paşa ile indik, karargaha doğru yürümeye başladık, ben arkada kalmıştım. İki el namlu alevini gördüm, hemen kaldırım kenarına kendimi attım. Birkaç el daha silah sesi duydum ama ağaçlardan fazla bir şey görmedim. Semih Terzi'nin vurulduğunu gördüm. 16 yıldır bu birlikteyim, ÖKK'da böyle bir şey ilk defa yaşıyordum, 'Tugay Komutanıma suikast nasıl olur' diye düşündüm. Etrafında daha önce tanımadığım rütbeli insanlar vardı. Terzi'ye kelimeyi şehadet getirtiyorlardı, ağlayıp, sızlanıyorlardı. Sivil halde orada bulunan Ali Kapucu'nun gözünden yaş geliyordu.
"Tabur Komutanı Fatih Şahin'in emriyle sıhhiyeci olmam nedeniyle müdahale ettim. Terzi çok rahat konuşuyordu, 'Arkadaşlar beni bırakın, kendi emniyetinize bakın' dedi. Daha emniyetli olsun diye karargaha taşıdılar. Çantamı topladım, arkalarından gittim. Göğüs bölgesindeki mermi deliğini kapattım, serum taktım, detaylı muayeneye geçtim. Sol göğüs altına iki mermi deliği daha gördüm, mermi giriş-çıkışı diye düşündüm, göğüs bandajıyla kapatacağım sırada yanındaki insanlar, Tabur Komutanı Şahin'e, 'Vuran kimdi, vurana ne oldu, kaçtı mı?' dediler. Şahin, 'Ömer Halisdemir idi, öldürüldü, ben vurdum' dedi. O sırada elim ayağım boşaldı. Hatta göğüs bandajını açamadım. 'Ömer Halisdemir'in Semih Paşa ile ne husumeti olur?' diye düşünmeye başladım. Halisdemir ile 5 yıl birlikte çalıştım, bunları düşünürken, 'Sakin ol, panikleme' diye telkinde bulundular."
Bu sırada Terzi'nin helikopterle hastaneye götürüleceğinin söylendiğini, bulunan bir çarşafla Terzi'nin helikoptere taşındığını, sıhhiye çantasını toplamak için odada kaldığını anlatan Oğuz, tabur komutanının emri üzerine helikoptere kendisinin de geçtiğini söyledi. Oğuz, GATA'ya indiklerinde Terzi'nin acil servise götürüldüğünü, Fatih Şahin'in de ameliyathaneye girmeye çalıştığını belirterek, yanlarına gelen GATA Kurmay Başkanı'nın, "Robokop gibi burada durmayın, burası hastane, siviller var, silahlarınızı bırakın" dediğini anlattı. Bu sırada Fatih Şahin ile GATA Kurmay Başkanı arasında zaman zaman silah bırakma konusunda tartışma yaşandığını ve gerginlik olduğunu anlatan Hüseyin Oğuz, Kurmay Başkanı'nın kendilerine, "Silahlarınızı teslim edin, dışarıda yer yerinden oynuyor, sizi bu şekilde siviller görürse parçalar" dediğini aktardı.
Acil servis yanındaki otoparka geçtiklerini, bu sırada bir aracın bagajına silahlarını bıraktıklarını anlatan Oğuz, bunun üzerine Şahin'in, "Emrimden çıkıyor musunuz?" dediğini, GATA Kurmay Başkanının da "Çocuklara baskı mı yapıyorsun, burada emir veremezsin, sicille mi tehdit ediyorsun" şeklinde Şahin'e çıkıştığını söyledi. Hüseyin Oğuz, bu sırada Diyarbakır'dan birlikte geldikleri Başçavuş Barış Batmaz'ın telefonla aradığını, "Biz helikoptere binmedik, özel hava alayda kaldık. Burada kontrolü sağlamaya çalışıyoruz, kendine dikkat et. Ahmet Kemal Yüzbaşı, Zekai Paşa ile görüştü, Semih Terzi hainmiş, bizi kandırmış" diyerek telefonu kapattığını belirtti. Oğuz, telefonda yaptığı konuşmayı Şahin'e çaktırmamaya çalıştığını, bu sırada Kurmay Başkanı'nın Terzi'nin öldüğünü söylediğini, Ali Kapucu'nun gözyaşlarına boğulduğunu ifade etti.
Ardından kendisini Ahmet Kemal Yılmaz Yüzbaşı'nın aradığını belirten Oğuz, Yılmaz ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı:
"Bana, 'Söyleyeceklerimi iyi dinle, Zekai Paşa ile görüştüm. Semih Terzi ile Tabur Komutanı Fatih Şahin hain' dedi. Dondum kaldım, 'Ne demek hain, neye göre söylüyorsunuz?' dedim. 'Olayın tam farkında değilsiniz, tabur komutanını vurun emrini veriyorum' dedi. 'Komutanım nasıl vurayım' dedim. 'Ben sana vurma emrini veriyorum' dedi. 'Hastane ortamındayım, siviller var, silahları bıraktık, tabur komutanı hala silahlı, benim bunu yapmam mümkün değil' dedim. O da 'Vurabiliyorsanız vurun, etkisiz hale getirin, onu da yapamıyorsanız onun bulunduğu yerden uzaklaşın, canınızı koruyun, kimseye güvenmeyin' dedi. 5-10 dakika algılayamadım, tabur komutanına sezdirmemeye çalıştım. 15 yıldır tanıdığım Halisdemir, Tugay Komutanını vuruyor, sonra bana sicil amirim ölüme gitme emri verecek komutanım için vur emri veriliyor. Hemen yanımdaki Hasan Aksoy'a anlattım. 'Hasan bir sen, bir ben varız, kimseye güvenmiyoruz, tabur komutanı hainmiş' dedim."
Bu konuşmaları Fatih Şahin'in duymamasına çalıştığını ve yanından ayrılmaya karar verdiklerini belirten Oğuz, GATA Destek Kıtaları Komutanı'nın odasına gittiklerini anlattı. Oğuz, bu sırada Ahmet Kemal Yılmaz'ı tekrar aradığını ve "Şahin'in yanından ayrıldık, vurmam veya etkisiz hale getirme gibi bir durumum yok, haberiniz olsun" dediğini, Yılmaz'ın da "Fırsat olursa değerlendir" yanıtını verdiğini kaydetti. Hüseyin Oğuz, "Bir ara Hasan Aksoy, Fatih Şahin için, 'Arkasından gidip kafasından vurup yatıralım' Düşündüm ama 'Her taraf sivil dolu, suçu varsa adalete hesap versin, biz kendimizi koruyalım' dedim" şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Ademoğlu'nun sorusu üzerine Oğuz, 'FETÖ' üyesi olmadığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiklerini savundu. Başkan Ademoğlu'nun bir başka sorusuna karşılık Hüseyin Oğuz, TSK içindeki 'FETÖ' mensuplarından haberdar olmadığını söyledi. Hüseyin Oğuz, Başkan Ademoğlu'nun, "Bunlar sizin birliğinize hiç mi sirayet etmemişler? Nasıl oluyor da hiçbiriniz kimseyi tanımıyorsunuz? Vatandaşa ateş açanlar da ÖKK mensubu idi ama siz tanımıyoruz diyorsunuz." şeklindeki sözleri üzerine, "Bilmiyorum, hiç karşılaşmadım" karşılığını verdi.
Oğuz, yaralanan Terzi'ye ilk müdahaleyi yaparken hain olduğunu bilmediğini de ileri sürdü.