Wall Street’deki borsacılar, G-20 ülkelerinin katılacağı Dünya Finans Zirvesi'ne şüpheyle bakıyor. Mali piyasalarda yapılması planlanan değişikliklerden endişe duyan borsacıların somut çözüme inancı yok denecek kadar az. New Yorklu iktisatçı Peter Cardillo, “devletin ABD piyasalarına daha fazla müdahalesini” öngören Barack Obama’nın başkan seçilmesinin hemen ardından, “Düzenleme iyidir. Ancak çok fazla düzenleme sorun yaratır” demişti. Bu sözler, son dönemde tanık olunan kurtarma paketleriyle ilgili olarak Wall Street’te hâkim olan havayı yansıtıyor.
G-20 ülkeleri krize çözüm için cumartesi toplanacakÖnümüzdeki hafta sonu Washington'da ilk Dünya Finans Zirvesi yapılacak. ABD Başkanı George Bush, yirmi ülkenin liderlerini Washington’a davet etmişti. Wall Street’in zirveye bakışı ise kuşkularla dolu. Oysa devletin serbest Amerikan piyasalarına müdahalesi çoktan başladı. Sigorta tröstü AIG’yi kurtarma paketi iki gün önce 150 milyar dolara çıkartıldı; 700 milyar dolarlık bankaları kurtarma paketinin yanı sıra otomobil devlerinden General Motors için de bir yardım paketi söz konusu. Özetle devlet uzanabildiği her noktaya yardım eli uzatmaya çalışıyor.
"Ciddi sonuçlar görmeyeceğiz" Ayrıca muhafazakâr siyasi çevrelerde bile, yayılmakta olan Amerikan usulü finansal sosyalizm ile ilgili feryatlar da duyulmaz oldu. Buna karşın devletin müdahalesine şüpheyle bakmayı sürdüren yine her zamanki gibi Wall Street oldu. Bu çevrelerde Dünya Finans Zirvesi'nin mantıklı bir sonuç vermeyeceği görüşü hâkim. Nomura Securities’deki başiktisatçı David Resler, "Bu tür bir toplantının gerekli bir önlem olduğu konusunda çok da emin değilim. Çünkü bu yolla gerçekçi olmayan beklentiler uyandırılabilir. Oysa ki ciddi sonuçlar görmeyeceğiz" diye konuşuyor.
Beklentiler farklı Washington'daki zirvede 20 devlet, yuvarlak masanın etrafında yer alacak ve dünyadaki güç dengelerindeki kayma, para ve ideolojik ilkeler ele alınacak. Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy, piyasalarda etik ilkelerin benimsenmesini istiyor ve yöneticiler için bir davranış kılavuzunun belirlenmesinden yana. ABD Başkanı Bush ise demokrasi ve serbest piyasaların sınırlandırılmamasını istiyor. Ancak İktisatçı Resler, bunların çoktan ortadan kalktığını savunuyor. Son aylardaki yoğun devlet müdahalesinin bu konsepti yerle bir ettiğini söylüyor.
Büyüme kaygısı Öte yandan zirvede kalkınmanın eşiğindeki ülkeler de masaya oturacak. Zaten Çin ve Hindistan gibi ülkelerde devletin düzenleme işlevi bir hayli güçlü. Ayrıca bu ülkelerde kapitalizm macerası yeni başlıyor. Ve piyasalara müdahale bu ülkeler için ideolojik bakış açısına göre, ya iktisadi yenilenmenin sınırlanması ya da kontrollü büyüme anlamına gelebilir. Economic Cycle Araştırma Enstitüsü’nden iktisatçı Lakshman Achuthan, "Kalkınmanın eşiğindeki ülkeler bu tür düzenlemelerin ekonomik büyümelerini etkileyeceği izlenimine kapılabilirler" dedi.
Bretton Woods tartışmaları Bazıları hatta Bretton Woods Antlaşmasının yeniden canlandırılacağına inanıyor. ABD’nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods’da 1944 yılında 44 ülkenin katılımıyla Birleşmiş Milletlerin finans ve para birimine ilişkin bir konferans düzenlenmişti ve yeni uluslararası sabit kur sisteminin kilit parası ABD doları olmuştu. Bu sistem 1973 yılında son buldu. New York’taki Baruch Koleji’nde finans profesörü olan Terrence Martell bu sistemin yeniden canlandırılmasına ihtimal vermiyor. Martell, "O dönemin kendine özgü tarihi konjonktürü vardı. Bugün o günkü koşullar mevcut değil" diyor. Zirveye ev sahipliği yapan ABD ve özellikle Wall Street’te, yani trajedinin başladığı ülkede zirveden beklentiler çok sınırlı. Bu nedenle şayet zirve sonunda çok önemli adımlar atılamazsa hayal kırıklığının boyutları da sınırlı olacak.