Almanya Savunma Bakanı von der Leyen'in Avrupa Komisyonu başkanlığına aday gösterilmesine koalisyon ortağı SPD’nin tepki göstermesi ve aşırı sağcı terör tehlikesi Alman basınında bugün öne çıkan konular arasında.Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen'in Avrupa Komisyonu Başkanlığına aday gösterilmesi Almanya'da koalisyon ortakları Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında gerginliğe yol açtı. SPD, CDU'lu von der Leyen'in "Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sonucu" aday gösterildiğini ileri sürerek, aday belirleme sürecinin demokratik olmadığını savunuyor.Wiesbadener Kurier gazetesi koalisyon ortakları arasındaki anlaşmazlığın hükümet krizine yol açacağı uyarısında bulunuyor:"Koalisyon ortağı partiden bir bakan Avrupa Birliği'nin yönetiminde yer alacak, diğer ortak ise bu duruma razı olmayacak. Bu durumda güvenilir bir birliktelik nasıl sağlanabilir? Cevap; artık hiçbir şekilde. CDU ve SPD'den oluşan büyük koalisyon dağılma aşamasına gelmiştir. CDU'nun bundan sonra izleyeceği tek yol, bakanlar kurulunda yapılabilecek değişiklikten sonra parti lideri Kramp-Karrenbauer'in nasıl bir seçim stratajesi izleyeceğini belirlemek olacaktır. Ve SPD'nin ise öncelikle partiyi yeni seçimlere götürecek eş başkanlara ihtiyacı var. Bu sorular açıklığa kavuşturulur kavuşturulmaz koalisyona son verilmeli. Aksi halde işler iyice sarpa saracaktır."Konu Mannheimer Morgen gazetesinin yorum köşesinde de ele alınıyor:"Angela Merkel'in Brüksel için düşündüğü ekip bir süre sonra siyasi bir kamikaze vakasına dönüşebilir. Zira Ursula von der Leyen'in Avrupa Komisyonu başkanlığına aday gösterilmesi koalisyonda gerginliğe neden oluyor. Hatta, SPD bu karara tepki göstermede hiçbir sınır tanımıyor. Sosyal demokrat yoldaşlar sanki koalisyonun fitilini ateşleyecek çakmağı ele geçirmiş gibiler. Sonra patlayacak ve SPD-CDU koalisyonu tarihe karışmış olacak."AB Komisyonu Başkanlığı ile ilgili tartışmalar Süddeutsche Zeitung'un yorum köşelerinde de yer alıyor:"Şimdi Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin hatalarını düzeltme ve AB'nin demokratikleşme sürecine yönelik bir saldırıyı önleme fırsatları var. Bunu von der Leyen'i seçmeyerek yapabilirler. Gerçi Brexit, Trump, iklim değişimi ve Çin sorunlarının yaşandığı bir dönemde bu durum AB içinde iktidar çatışmalarını körükleyecektir ancak Avrupa bunlara göğüs germek zorunda. Eğer sadece vatandaşlar karar verme noktasında olur ve parlamento tek egemen organ haline gelirse, 27 devletin bencil hükümetlerinden bir Birlik oluşturulabilir.Ancak hükümetleri çıkar ve nefret ilişkileri nedeniyle yıkılan bir Avrupa'da birlik olgusu da başarısızlığa mahkumdur. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu şimdi direnme cesaretini göstermelidir."Almanya'da Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke'nin cinayet zanlısının aşırı sağcı çevrelerle bağlantılı olması, aşırı sağcı terör tehlikesini gündeme getirdi. Ancak Kuzey Ren-Vestfalya İçişleri Bakanlığı'nın konu ile ilgili raporunda farklı bir tablo sunulması Neue Westfälische gazetesinde şu sözlerle değerlendiriliyor:"Tüm ülke aşırı sağcı terörü konuşurken Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanlığı'nın duruma ilişkin raporu şaşkınlığa yol açtı. Eyalet Meclisi İçişleri Komisyonu'na sunulan rapora göre şu anda aşırı sağ eğilimli terör yapılanmalarıyla ilgili mevcut bir bulgu yok. Anlaşılan emniyet birimleri ırkçı terör örgütü NSU'dan hiç ders çıkarmamışlar. Sol şiddet tehlikesi sağcı şiddete oranla önemli oranda artış gösterdi. Ancak Anayasayı Koruma Teşkilatı raporu demokrasiye yönelik gerçek tehdidin boyutları hakkında bir bilgi vermiyor. Bunu Yeşiller değil, Polis sendikaları söylüyor."AFP,dpa/JD,TY© Deutsche Welle Türkçe