'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde canlandırdığı Caroline karakteriyle Türkiye’de ünlenen Alman oyuncu Wilma Elles, Almanya da yaptığı , "Erdoğan kadar çalışan kimse yoktur. Yollar, köprüler açıyor" açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kendisini tebrik ettiğini söyledi.
Almanya'da yaptığı ve çok tartışılan o konuşmayı ve sonrasında yaşananları anlattı. 29 yaşındaki oyuncu, Almanya’nın en önemli kamu televizyon kanalı ARD’de yayınlanan sunucu Frank Plasberg’in “Hart Aber Fair” (Sert Ama Adil) adlı tartışma programında Türkiye hakkında konuşmuştu.
Elles, "Erdoğan kadar çalışan kimse yoktur. Yollar, köprüler açıyor" demiş, Alman medyasını Türkiye hakkında yanlış resim çizmekle eleştirmişti.
İşadamı Kerem Göğüş ile evlendikten sonra Türk vatandaşı olan ve TC kimliğini sosyal medyada paylaşan Elles, Türkiye-Almanya ilişkilerinin güçlenmesi için köprü olmak istediğini belirtti.
Wilma Elles'in Sabah'a yaptığı açıklamalardan satırbaşları şöyle:
Konuşmam sonrası bana bir sürü tebrik mesajı geldi, 'İyi ki konuştun' dediler. Çünkü Almanya'da hep tek taraflı haberler yapılıyordu ve Türkiye'de yaşanan olaylara inanmıyorlardı. Ben onlara neler yaşadığımızı, nasıl bir tehlike atlattığımızı anlattım.
İlk başta açıklamalarımı inandırıcı bulmadılar ama geçen gün Başbakan Angela Merkel da televizyonda söylediklerimin aynısını söyledi. 'Almanya, Türkiye'nin yanında olmalı. Bu darbe girişimini kınamamız lazım' çağrısında bulundu. Ama tabii biraz geç oldu. Hemen Türkiye'nin yanında olmaları gerekiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştuğum için beni tebrik etti. Çok sevindim, çok gurur duydum.
Sonuçta ben de Türküm. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve Türk bir ailem var. Türkiye'yi uluslararası platformda hep savunuyorum. Mesela üç sene önce New York'ta Türk yürüyüşünde de Türk bayrağını sallamıştım.
Çünkü ben Türkiye'yi çok seviyorum. Seçilmiş cumhurbaşkanının yanındayım. Ben siyaset okudum ama şu an siyasetçi olmak en zor şey. Ben o yüzden siyaset yapmıyorum. Sadece bir sanatçı olarak doğruların yanındayım
Türkiye'ye altı sene önce geldim. Bu sürede ülke olarak çok güzel şeyler de yaşadık, üzücü olaylar da. Terör saldırıları ve darbe girişimi sebebiyle moralimiz bozuldu, çok şehit verdik. Onlara çok üzülüyorum. Ama çok güzel şeyler de yaşadık. Mesela en son Yavuz Sultan Selim Köprüsü açıldı. Açılışına ben de gittim. İki kıtayı birleştiren üçüncü köprünün üstünden geçmek muhteşem bir deneyimdi.
Ben aslında hiç Türkçe dersi almadım. Hep gözlemleyerek, dinleyerek, konuşarak ilerlettim Türkçe'mi. Ben aslında bir çocuk gibi Türkçe öğrendim ama kendimi daha da geliştirmek istiyorum. İlk başlarda yapımcılar, 'Daha fazla öğrenme, biz bu aksanını seviyoruz' diyorlardı ama hedefim mükemmel Türkçe konuşmak.
Bu yaz çocuklarla beraber güzel bir tatil dönemi geçirdik. Alanya'da bir film festivaline katıldım. Sonra Fransa'da ailemle, kardeşlerimle bir araya geldim. En son Saraybosna Film Festivali'ne katıldım. Oradaki büyükelçiyle bir görüşme fırsatımız oldu.
Diplomatlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Ben de bu sene de Türk-Alman Gençlik Köprüsü'nün büyükelçisi oldum. Türk-Alman ilişkilerini sağlamlaştırmak için çalışıyorum.
Çocuklar tüm sıkıntılarımı unutturuyor, bana umut veriyor. En önemli yatırımımız; çocuklarımız. Anne olduktan sonra kendimi daha güçlü ve daha güzel hissediyorum. Benim en büyük isteğim; iyi bir oyuncu ve anne olmaktı. Enerjik ve uyumlu bir insan oldum diye düşünüyorum.
Benim dört kardeşim var. Kalabalık aileleri seviyorum. En az dört çocuğum olsun istiyorum. Futbol takımı bile kurabilirim; o kadar çok seviyorum çocukları.