Wilma Elles: Yarı Türk sayılırım; dolma bile sardım

Fotoğraf: Barış ACARLI

“Öyle Bir Geçer Zaman Ki” adlı dizide oynadığı “Caroline” karakteriyle tüm Türkiye’de tanınan oyuncu ve tasarımcı Wilma Elles, “Kalbimin yarısı Alman yarısı Türk. Kaldı ki Türkiye’yi gittiğim ülkelerde de savunuyorum, güzelliğini anlatıyorum. Ama baktığınızda aslında hepimiz Dünya vatandaşlarıyız; aynıyız” dedi.

Türk mezelerini çok sevdiğini söyleyen Elles, favori yemeğinin hangisi olduğu sorusuna ise “Mezeleriniz. Hatta bazılarını yapıyorum; patlıcan salatası, dolma vb. Almanya’da bile dolma yaptık annemle” cevabını veriyor.

Vatan gazetesinden Banu Duran’ın oyuncu ve tasarımcı Wilma Elles söyleşi şöyle:

Modayla oldukça içiçesiniz. Koleksiyon bile tasarladınız. Kendi markanızı yaratmayı düşünüyor musunuz?

İki yıl önce adL markası için feng shui ve maya takvimi temalı bir koleksiyon tasarlamıştım... Şimdi de her fırsatta çizim yapıyorum. Sekiz kıyafet hazır; 20 adet daha tasarlayacağım. Belki ilerde kendi markamı da kurarım. Ancak çok fazla uğraşmak gerek. Dolayısıyla bir firmayla işbirliği yapınca her şey kolaylaşıyor. Üretmeyi çok seviyorum. Benim pek çok farklı ilgi alanım var. Siyasetle de ilgileniyorum. Ama esas olan oyunculuk. Her şey oyunculuğumu beslemek için...

Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Feminen. Canlı renkler severim; özellikle de kırmızı. Bir de tabii önemli olan nereye göre giyineceğin. Nasıl ki bir galada bot giyemezsen, ormanda da topuklu giyemezsin. İlk sorum; “bu kıyafet bu etkinliğe yakıştı mı?” Çok da çabuk hazırlanırım, evden çıkmam genelde 10 dakika sürer.

En çok hangi dekolteyi seviyorsunuz?

Sırt dekoltesi. Ancak her zaman dekolte tercih etmem.

Vücudunuzda beğenmediğiniz bir yer var mı?

Cildim çok beyaz. Keşke daha bronz olsaydım diyorum ama istersem bronzlaştırıcı sürerim. Problem yok. Felsefem; “bir şeyi değiştiremiyorsan onunla barış!”

Çok ince görünüyorsunuz. Yemiyor musunuz, hep diyet mi?

Her şeyden az az yiyorum. O zaman açlık hissi de yok oluyor.

Hangi sporları yapıyorsunuz?

Haftada 3 gün spor yapıyorum; şu sıralar pilates ve jimnastik.

 

10 yıl sonra politikaya gireceğim

 

Artık bizden biri oldunuz sayılır. Bu ülkeyi neden bu kadar seviyorsunuz?

Çok mükemmel bir dönem yaşanıyor. Gelişiyor; her şey çok hızlı, heyecanlı. Burada olmak bana da heyecan veriyor... Bir de Türk insanının yeni durumlara kolayca alışması, esnek olması muhteşem.

Türkiye’ye tamamen yerleşecek misiniz?

Evet, öyle düşünüyorum. Çok alıştım; aşkım, işim, arkadaşlarım burada.

Bir siyaset bilimi mezunu olarak siyasete girmeyi düşünüyor musunuz peki?

Siyaseti seviyorum ve çok ilgiliyim. Büyükbabam da büyükelçiydi; ilerde ben de politika yapmak istiyorum açıkçası. Ancak en az 10 yıl sonra diyelim.

 

Artık adımı öğrendiler Carolin yerine Wilma diyorlar

 

Sizi yolda gördüklerinde hala Carolin mi diyorlar; yapıştı mı üzerinize o rol?

Yok. Mankenlik, tasarım, sekiz sinema filmi derken adımı hatta soyadımı bile öğrendi herkes.

Aslı adını alacaktınız. Ne oldu?

Yazışmalar hala sürüyor, uzadı biraz. Soyadım olan Elles’in Türkçesi Aslı. Onun için Aslı adını almak istedim.

Türkçeyi daha iyi konuşmak için ders alıyor musunuz?

Hayır. Bol bol kitap ve gazete okuyarak kendimi geliştiriyorum. En çok da sözleşme ve kontrat dilini öğrendim (Gülüyor)...

Almanya’ya ne sıklıkta gidip geliyorsunuz?

Çalışmayı çok seviyorum, boş duramam. O yüzden de Amerika, Dubai vs. hep seyahat halindeyim.

Hiç şöyle ayaklarınızı uzatıp tembellik yapmaz mısınız?

Ayaklarımı uzatıp dinlenirim ama o zaman da laptobumdan çalışıyorum (Gülüyor)...

Kendinizi Alman gibi mi yoksa Türk gibi mi hissediyorsunuz?

Kalbimin yarısı Alman yarısı Türk. Kaldı ki Türkiye’yi gittiğim ülkelerde de savunuyorum, güzelliğini anlatıyorum. Ama baktığınızda aslında hepimiz Dünya vatandaşlarıyız; aynıyız.

İstanbul’da ev de almışsınız...

Aldım; biri Balat’ta diğeri Fulya’da. İkisi de kirada.

 

Annemle Almanya’da dolma yaptık

 

Bir süredir işadamı Kerem Göğüş ile birliktesiniz. Bu yaz evlilik var mı? Peki çocuk?

Evlilik kısmet (Gülüyor)... Çocuk mutlaka istiyorum; hatta 3 veya 4 adet. O kadar çok çalışıyorum ki; bakalım ne zaman olacak...

Kerem Bey sizi kıskanıyor mu?

Hem dost, hem sevgiliyiz. Çok fazla şey paylaşıyoruz. Güveniyoruz birbirimize. İş tekliflerinde de fikrini alırım... Fotoğraf çektirmek isteyen erkekler de önce Kerem’e soruyor, izin alıyor. O zaman da kıskanmasına gerek kalmıyor.

En sevdiğiniz Türk yemeği?

Mezeleriniz. Hatta bazılarını yapıyorum; patlıcan salatası, dolma vb. Almanya’da bile dolma yaptık annemle. Annem dünyanın en iyi aşçısıdır... Tariflere birebir bağlı kalmam; uydururum. Farklı şeyler de koyarım içine. Geçenlerde de hindistan cevizli karnıbahar yemeği ve baharatlı pasta yaptım.