Matthew Lynn The Wall Street Journal
Suriye'nin milli geliri yalnızca 75 milyar dolar, Azerbaycan ile neredeyse aynı. Üzerinde düşünmeye değecek bir doğal kaynağı ya da dünyada söz sahibi olan herhangi büyük bir şirketi de yok. Her şeye rağmen Suriye'de çıkacak muhtemel bir savaşın ekonomik sonuçları olmayacağı yanılgısına düşmeyin.
Suriye'de çıkabilecek bir savaşın küresel ekonomiye etkisi Libya savaşından ya da Mısır'daki sorunlardan çok daha büyük olacaktır. Suriye savaşının sonuçlarının çok daha geniş bir alanı etkileme ihtimali var: Türkiye de sorunun içine çekilebilir, petrol fiyatı tırmanışa geçebilir ve hatta Euro Bölgesi'nde yeni bir problem dalgasına yol açabilir. Savaş başlarsa hisse senedi piyasaları gelecek altı ay boyunca bu olayın etkisinde kalacaktır.
Suriye ekonomisi tek başına çok büyük önem arz etmiyor. İç savaşın başlamasından önce bile ekonomiyi etkilemeye yetecek büyüklükte değildi. Savaş sonrasında daha da küçülecek ama yine de küresel ekonomi için önemli. İşte sebepleri;
Suriye'den kaynaklanacak sorunlar kısa sürmeyecektir. Batı ülkeleri iki yıl önce Libya'ya girdiğinde Kaddafi rejiminin düşürülmesi ile sonuçlanan askeri harekat yalnızca birkaç hafta sürmüştü. Suriye'deki durum ise Libya'dan farklı. Suriye'de yaşanan, devrimden çok bir iç savaş ve iç savaşlar, yıllarca sürerek çok sayıda insanın hayatına mal olabilir.
Hiç kimse müdahalenin kısa süreceğini ya da hava saldırılarının kısa zaman içinde rejimi düşürebileceğini düşünmüyor. Esad rejimi düştüğünde yerine geçebilecek bir hükümetin olmayışı da önemli. İngiltere Parlamentosu'nun askeri hareketa 'hayır' demesinin nedenlerinden biri de buydu.
Suriye'de başlayacak bir savaş bir ya da iki yıl sürebilir ve ayrıca Batı ülkelerini kolaylıkla bölgesel problemlerin içine sürükleyebilir. Peki bu savaşın ne gibi ekonomik sonuçları olur?
Suriye küresel ekonomi için önemli olmayabilir ama 75 milyon nüfuslu Türkiye'nin önemi çok büyük. En büyük gelişmekte olan piyasalardan biri olan Türkiye, son 10 yılın en başarılı ülkelerinden biri.
Suriye'de bir savaş sürerken Türkiye kenarda durup olanları izleyebilir mi? Muhtemelen hayır. Yüzlerce yıl Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Suriye, Türkiye ile oldukça uzun bir sınıra sahip. ABD'nin Meksika'da olanları ya da Rusya'nın Ukrayna'da olanları göz ardı edemeyeceği gibi Türkiye de Suriye'de yaşananlara arkasını dönemez. Türkiye'nin sorunun içine çekilmesi durumunda zaten volatil olan ekonomisindeki karışıklıklar daha da artabilir. Türkiye ekonomisinin çökmesinin küresel finans sistemi üstünde yıkıcı etkileri olacaktır. Uluslararası Ödemeler Bankası'na göre Türkiye'nin elindeki yabancı tahvillerin değeri 300 milyar doların üzerinde. Başka bir deyişle Meksika ve Endonezya'ya kıyasla çok daha yüksek. Tahvil ve hisse senedi piyasalarına büyük miktarda para akışı gerçekleşmiş durumda.
1990lı yıllarda Tayland ve Malezya'nın tetiklemesi ile gelişmekte olan piyasalar krizi başlamıştı. İçinde bulunduğumuz on yılda ise krizin tetikleyicisi olan ülkenin Türkiye olma ihtimali çok daha yüksek. Türkiye'nin, Suriye sorununun içine çekilmesi böyle bir sürecin başlangıcı olabilir.
Yıllarca küresel yavaşlamaya ve kaya gazı üretimine bağlı olarak aşağı yönlü bir seyir izleyen petrol fiyatları tekrar yükselişe geçti. Nisan ayında 90 doların altında olan petrol fiyatı 110 doları görmüş durumda. Suriye'deki durum kötüye giderse fiyat çok daha fazla yükselebilir.
Suriye, önemli bir petrol üreticisi değil. Ancak muhalifleri destekleyen Suudi Arabistan ile Katar'ın petrol piyasasında büyük ölçüde söz hakkı var. Diğer önemli petrol üreticileri İran ile Rusya ise Esad rejimini destekliyor. Suriye'deki sorunun derinleşmesi dünyanın önemli petrol üreticilerini karşı karşıya getirebilir. Çin'in Maliye Bakan Yardımcısı Zhu Guangyao, geçtiğimiz hafta yapılan G-20 Zirvesi'nde Suriye'deki sorunların petrol fiyatını 10 dolar daha artırabileceği ve petrol üretimini yüzde 0.25 düşürebileceği görüşünü gündeme getirdi. Petrol fiyatı 120-130 dolara yaklaşırsa hali hazırda oldukça yavaş ilerleyen ekonomik toparlanma ciddi şekilde darbe alabilir.
Euro Bölgesi hakkında endişelenmeyi de unutmayın. Avrupa'nın darbe almış para birimi gücünü biraz toparlamış görünüyordu. Euronun, Almanya'da 22 Eylül'de yapılacak seçimleri Merkel'in kazanması durumunda daha da güçlenmesi beklenebilirdi. Ancak Suriye'de başlayacak bir savaş resesyonu tekrar başlatabilir. Neden? Euro Bölgesi ile yakın ilişkilere sahip olan Türkiye ekonomisinin çökmesi ve petrol fiyatlarının tırmanışa geçmesi toparlanmayı sona erdirmeye yetecektir. ABD, Rusya ve hatta İngiltere ekonomilerini unutmayın. Euro Bölgesi, bu ülkelerin ürettiği petrolün büyük kısmını ithal ediyor. Yunanistan ve İspanya resesyonun birkaç yıl daha sürmesini kaldırabilir mi? Bu ihtimale hiç bel bağlamayın.
Hiç kimse Suriye savaşından nasıl bir sonuç alınacağını tahmin edemez çünkü hiçbir askeri harekat, planlandığı gibi yürümez. Suriye sorununa ilişkin beklentiler aylarca piyasalara hakim olma ihtimali var. Askeri müdahalenin gelmesi finans piyasalarında sert şekilde değer kaybına neden olabilir.