WSJ'den Türkiye'nin oruç haritası: Oruç tutanların oranı yüzde 8 düştü

WSJ'den Türkiye'nin oruç haritası: Oruç tutanların oranı yüzde 8 düştü

Wall Street Journal, Türkiye'nin işyerlerine yemek hizmeti veren (catering) şirketlerinden edindiği bilgilere göre, Ramazan ayında oruç tutan çalışan oranı yüzde 40'dan yüzde 32'ye düştü. En fazla oruç tutulan bölge yüzde 37 ile Marmara bölgesi oldu. Ege bölgesinin oranı ise yüzde 20'de kaldı. İstanbul yüzde 40 ile en fazla oruç tutulan şehir oldu. İzmir'in payı ise yüzde 15'e yakın.

İç Anadolu'da oruç tutan çalışan oranı yüzde 35. Karadeniz'de yüz çalışanın 30'u oruç tuttu. Akdeniz, Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu'daki oran da yüzde 30'larda kaldı.

Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Bozdağ değişimin bu yıl geçen yıla oranla uzayan iftar saatlerine ve havanın daha sıcak olmasına bağlı olabileceğini ifade etti.

Bu yıl düşüşü kendilerinin de hissettiğini dile getiren Bozdağ, "Daha fazla göç alan şehirlerde oruç tutanların oranı artış gösteriyor" diye konuştu. Bu yıl Ramazan ayında orucun süresi 17 saati buluyor. Bu süre geçen yıl 16.5 saatti. 2009 yılında İstanbul ilk gün 15 saat 28 dakika oruç tutmuştu.

Muhafazakar patron kesmedi

Muhafazakar işyerlerinde Ramazan ayında öğlen yemeğini tamamen kesmek gibi bir eğilim olup olmadığını araştıran Wall Street Journal Türkiye'ye göre böyle bir eğilim yok.

Patronlar, ne kadar muhafazakar olursa olsun oruç tutmayana öğlen yemek hizmeti vermeye devam ediyor. Ancak, çok az kişinin çalıştığı işyerlerinde çalışanların büyük çoğunluğu oruç tutuyorsa, tutmayanlar dışarıda yemek yemeye yönlendirilebiliyor. Bu durum da çok yaygın değil.

Patron ne kadar muhafazakar olursa olsun çalışanın oruç tutmasıyla birlikte meydana gelen konsantrasyon kaybından etkilendiğini ifade Bozdağ, "Çalışanın verimi düşüyor. O yüzden muhafazakar patron da çalışana 'Oruç tut' diye bir baskı yapmaz. 'Yemek çıkarmıyorum' da demez. Ben de bu işi yapıyorum. Çok muhafazakar müşterilerim de var. Ancak, bu şekilde bir taleple gelen olmadı. Başkalarına gelen olduysa da bu gerçekten çok çok küçük bir orandır" diye konuşuyor.

Bozdağ'ın verdiği bilgilere göre Türkiye'de bir çalışanın öğlen yemeği için patron tarafından harcanan bedel günlük 5 TL. Bu bir aylık süreçte çalışan başına aylık 110 TL anlamına geliyor. Ancak, patronlar, çalışanın yemediği bu yemeğin ücretini çoğunlukla yine çalışana harcıyor. Değeri 110 TL'lik kumanya hazırlatıp çalışanlarına dağıtan patronların oranı büyük bir hızla artıyor.

2 milyon kişi çadırlarda oruç açıyor

Bozdağ, Ramazan çadırlarında verilen iftarlar ve bu kumanyalar ile hareketlenen yemek hizmet ve ikram sektörünün bu dönemde 2 milyar dolarlık bir iş hacmi oluştuğunu söylüyor. Bunun 900 milyon dolarlık kısmı kumanyalardan, kalan bölüm ise ramazan çadırlarından geliyor.

Ramazan çadırlarında verilen iftarların, ortalama kişi başı 14-15 TL'lik mönülerden oluştuğunu ifade eden Bozdağ, "Artık beş yıldızlı otellere çok talep yok. Daha çok çadırlarda, bizler tarafından hazırlanan ambalajlı yemekler ikram ediliyor. En çok verilen yemek ise tas kebabı ve kuzu tandır. Bu iftarı belediyeler de verse, aslında işadamları sponsor oluyor. Her yıl bu iftarlarda 2 milyon kişi yemek yiyor."

İftar menülerindeki menüde tas kebabı ve kuzu tandır önde gelirken kumanyalarda yer alan başlıca ürünler ise pirinç, un, yağ, şeker, helva, reçel oluyor. Bu arada, isteyen, gerçekten ihtiyacı olan ürünü alsın diye marketlerin hediye çeklerine olan ilgide de büyük artış var."