‘Yabancı bankalar krizde kamyon yükü para getirdi’

TBB Başkanı Ersin Özince: “Krizin doruğa çıktığı Ekim 2008'de hükümet likiditeyi artırmak için gerekli adımları atmadı ama yabancı banka sahipleri Türkiye'ye kamyon yüküyle para getirdi.” Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, küresel krizin doruk noktasına çıktığı Ekim 2008'de likidite sıkıntısının aşılması için hükümetten talep ettikleri önlemlerin alınmadığını ve bankaların sıkıntıyı kendi çabaları ile aştığını söyledi. Bu süreçte yabancı bankaların sermayedarlarının Türkiye'ye kamyon yüküyle para getirdiğini belirten Özince, bu nedenle bankaların bugün ellerindeki likiditeyi dikkatli kullandığını belirtti. TBB Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla pazartesi akşamı düzenlenen toplantıda konuşan Özince, Ekim 2008'de döviz likiditesinin çok hassas olduğunu vurguladı. Özince, "Döviz likidite ile ilgili munzam karşılıklardan iade yapılması, Swap'lar, repo gibi muhtelif taleplerde bulunduk. Bunların yanı sıra eurobondlardan veya Hazine'nin erken itfası ile likidite sağlanmasını istedik. Olmadı, bu konuda alınan yegâne önlem Merkez Bankası’nın piyasa çalıştırması ve daha sonra da munzam karşılık iadesi oldu" dedi. İştiraklere destek çıktılar Merkez Bankası'nın İnterbank piyasası ile ilgili aldığı önlemlerin etkili olmadığını ifade eden Özince,"Bunun zamanlı yapılması belki biraz daha iyi etkiler yaratabilirdi. Sorunları daha ziyade kendi kendimize hallettik" dedi. Türkiye'nin her zaman ulusal bir bankacılık politikası olması gerektiğini savunduğunu, ancak son küresel kriz ortamında Türkiye'de iştiraki bulunan yabancı bankaların sınavı başarıyla geçtiğini söyleyen Özince, "Türkiye'deki yabancı bankaların ana şirketleri uluslararası platformlarda çok daha büyük sorun yaşamalarına karşın, buradaki iştiraklerine öncelik verdiler ve güçlü bir şekilde arkasında durdular. Mevduat garantisi olmamasına karşın Türkiye'deki iştiraklerine sermaye ya da sermaye benzeri fon sağlayarak likidite desteği verdiler. Türkiye'ye kamyon yüküyle para getirdiler iştiraklerine destek olmak için. Keşke benim de böyle bir bankam olsaydı arkamda" dedi. 800 milyon doları bünyede İş Bankası'nın Ekim 2008'de aldığı 800 milyon dolarlık krediyi, o zamandan beri ellerinde tuttuklarını belirten Özince, "Çok saçma gibi gelebilir ama maalesef belirsizlikler var" diye konuştu. Bu dönemde likidite sorununun çözümünde banka sermayedarlarının güçlü ve taahhütkar davrandığını kaydeden Özince, "Şu an itibariyle likidite sorunu kalmamıştır. Hele TL'de hiç olmayacağı kanaati hakim olmuştur. Dövizde de bugün için aşılmıştır" dedi. Likidite ihtiyacının kriz dönemlerinde asla göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Özince, "Kimse kimseyle tartışmamalı. Memleketin bu kadar bankası, profesyoneli, kriz görmüş görmüş insanı hem fikir, bir şey söylüyorsa hiç bunun üstüne yorum yapılmaması, O likiditenin mutlaka sağlanması lazım" diye konuştu. Zimmet maddesi engel Bankalar Kanunu'nun 160. maddesinde kredi hatalarının zimmet suçu kapsamına alınmasının bankacıları ürküttüğünü kaydeden Özince, "Biz işimizi ciddi yapmalı, sorunlu kredi yaratmamalıyız. Ama zimmet maddesi kaldırılamıyor. Bu konuda bir netice almadık" diye konuştu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile birlikte hükümete sunulan ve reel sektörün ihtiyaçlarını daha iyi karşılamaya yönelik paketin içinde kredi yapılandırma ile ilgili hususlar da olduğunu belirten Özince, "Bizim olumlu görüşümüz var. Sadece onu yapmak için bile bu zimmet maddesinin kaldırılması gerekiyor" dedi. Sermaye mi verelim Bireylerin kredilendirilmesi ile ilgili TL kredilerde hiçbir problem bulunmadığını belirten Özince, "Bugün fiyatı kırılan konut kredisi. Yurtdışına en çok borçlu olan inşaat ve gayrimenkul sektörü. Bankalar bu alanda vereceği kredinin faizini düşürmeye devam ediyorsa, daha ne yapsınlar, reel sektörün arkasında olmak için bilemiyorum. Yani reel sektörün yerine sermaye mi koysunlar" dedi. Tüketici kredilerinde rekabetin başladığını ve kredi maliyetlerinin azaltılması talebinde bulunduklarını belirten Özince, "Tüketici kredilerinde KKDF'nin iptal vakti geldi artık. Döviz kredilerinde de banka ve sigorta işlemleri vergisi kaldırılmalı" dedi. 100 milyar TL'lik varlık "Hükümete de sokaktaki vatandaşa da bugün ya da yarın dünyaya gelecek ferde de yük olmayacak şekilde görevimizi yerine getirip, kendi imkanlarımızla sendikasyonlarımızı aşıp Türkiye'yi bu krizden çıkartacak önderlik yapıyoruz" diyen Özince, Türkiye'de bütün büyük mevduat sahiplerinin mevduatının şu anda en kısa vadede, en yüksek faizde olduğunu ve ciddi bir sarmal oluşturduğunu ifade etti. Özince, kurumsal yatırımcının çeşitli tasarruf araçlarına girmesinde yarar bulunduğunu, bugün reel sektörün borcunun yanı sıra 100 milyar TL civarında varlığı da olduğunu kaydetti. Sicil affı olsa bile bankaların yine de seçici olacağını belirten Özince, "Böyle bir diretme bütün taraflara nafile; yani biz sicilini affedeceğiz, siz de bunu hiçbir şey olmamış gibi kabul edeceksiniz. Bu hiçbir sektörde nazarı dikkate alınmaz" dedi. Sektör 18 milyar dolar likitte TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, 26 Aralık 2008 itibariyle Türk bankacılık sektörünün likidite rakamlarını açıkladı. Buna göre bankaların yerli para cinsinden toplam likiditesi 36.8 milyar TL, yabancı para cinsinden de 24.9 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Aynı tarih itibariyle bankaların TL yükümlülükleri 414 milyar TL, döviz yükümlülükleri de 152 milyar dolar oldu. Döviz likidite oranı da yüzde 16,4 düzeyinde. Bankacılık sektöründa bugün toplamda 18 milyar dolarlık bir likiditeden söz edilebileceğini kaydeden Keskin, "Bankacılık sisteminin 18 milyar dolar civarında likiditesi var. Ama hemen likiditeye dönüşebilecek bir şey değil" dedi.