Yalan, nefret, sahte gülüş; işte mimiklerin dili...

Yalan, nefret, sahte gülüş; işte mimiklerin dili...

Üzüntünüzü ya da şaşkınlığınızı karşı tarafa göstermek istemeyenlerdenseniz artık daha fazla çaba sarf etmelisiniz. Çünkü mimik ve yüz okuma konusunda verilen eğitimler yaygınlaşıyor. Sola Unitas firması da dünyaca ünlü Paul Ekman, eğitimlerini iki yıldır Türkiye’de veriyor.

Beden dili ve mikro ifadeler konusunda uzman Dr. Cal Lightman, polis teşkilatına verdiği bir seminer sırasında ekranda gösterdiği şüphelinin ifade ettiği şaşkınlığın gerçek olmadığını iddia eder. Bundan nasıl emin olduğunu merak eden katılımcılardan birine cevabı, önündeki bardağı ani bir şekilde duvara fırlatarak verir Dr. Lightman. Konuşmacının hiç beklenmeyen bu hareketi üzerine herkesin yüzünde aynı anda aynı ifade belirir ve o kendinden emin bir tavırla şunları söyler: “İşte gerçek şaşkınlık bu. Yüzünüzde belirdiğinde bir saniyeden kısa bir sürede kaybolur. Ama eğer şüpheliniz bir saniyeden fazla şaşkınsa numaradır, yalandır.”

Zaman'dan Zeynep Kılıç'ın haberine göre Dr. Lightman, üç sezon süren meşhur Amerikan dizisi ‘Lie to me’nin (Bana Yalan Söyle) başrol oyuncusu. Dizi, Lightman ve ekibinin beden dili ve mikro ifadeler aracılığıyla yerel ve federal soruşturmaları desteklemesiyle çözülen davaları konu ediniyor. Dizi, kurmaca olsa da Lightman karakteri gerçek bir kişiden esinlenilerek oluşturulmuş. Bu kişi, dünyanın en ünlü ‘yüz okuyucusu’ olarak bilinen Paul Ekman adlı psikologdan başkası değil. Mikro ifadelerin kültürden kültüre değişip değişmediği yönündeki tartışmalara bir açıklık getirmek isteyen Ekman, 1967’de Papua Yeni Gine’ye gider ve o güne dek televizyon ve sinema görmemiş bir kabileye yüzlerinde farklı ifadeler taşıyan insanların fotoğraflarını gösterir. Kabile üyeleri bunları Batılıların değerlendirdikleri gibi yorumlar. Ekman ve arkadaşları 1972’de temel yüz ifadeleri içeren bir liste hazırlar. Bu listeye göre mutluluk, üzüntü, kızgınlık, iğrenme, korku, nefret ve şaşırma olmak üzere yedi temel yüz ifadesi vardır. Ekman’ın mimikler üzerine gerçekleştirdiği araştırmalar onu bir ekol haline getirir.

Dünyanın birçok ülkesinde Paul Ekman adıyla mimik ve mikro ifadeleri okuma eğitimleri veriliyor. Türkiye’de ise son iki yıldır bu işi yapan bir ekip var. Paul Ekman International’ın Türkiye temsilciliğini yapan bu firma, aynı zamanda koçluk ve danışmanlık hizmeti de sunan Sola Unitas. 16-23 Mayıs tarihleri arasında ikincisi düzenlenecek olan Paul Ekman eğitimi öncesi Sola Unitas’ın kapısını çaldık. Şirin Aydıner, hem şirketin ortağı hem de ‘Biz neden Paul Ekman eğitimi vermiyoruz?’ sorusunu sorarak seminerlerin çıkış noktasını oluşturan kişi. Onun da bu işe merakı birçokları gibi ‘Lie to me’ dizisinden sonra oluşmuş.

 

Takıntı haline getirirsen lanet, ölçülü kullanırsan hediye

 

Şirin Aydıner, eğitmenlik eğitimini Paul Ekman International’ın Manchester’daki merkezinden almış. Bu işe merak sardıktan sonra hayatında neler değiştiğini sorduğumuzda hiç tereddüt etmeden şöyle cevap veriyor: “Bu hem bir lanet hem de çok büyük bir hediye. Eğitimden çıktığımızda hepimiz dikkat kesilmiş haldeydik. Tanıdık tanımadık herkesin yüzüne odaklanıyorduk, kaşı mı oynadı, gözü mü oynadı vs. diye.

Bu bir takıntı haline gelirse lanet. Çünkü arkadaşına, kardeşine, eşine, herkese aynı şekilde yaklaşıyorsun ve hayatta her zaman yalanı bilmek istemeyebilirsin. Ama ihtiyacın olduğu hallerde kullanır ve takıntı haline getirmezsen de bir hediye.” Peki kim neden alır bu eğitimi? El cevap: “İnsanların doğrudan göstermediği tarafını merak eden herkes. İlla profesyonel olması da gerekmez. Sadece ilgisini çektiği için öğrenmek isteyebilir. Çarşıda pazarlık yaparken bile işinize yarayabilir çünkü.”

 

Kursiyerler arasında psikologlar da var bürokratlar da

 

Eğitime kimlerin daha çok katıldığına gelince, geçen seneki katılımcıları sayıyor Aydıner: “İnsan kaynakları personelinden psikologlara, başbakanlık çalışanından spikerlere kadar çeşitlilik gösteriyor. En renkli katılımcımız ise bir poker oyuncusuydu. Hem kendi mimiklerine hâkim olmak hem de masadakilerin düşüncelerini okumak istiyordu.”

Aydıner bu noktada Ekman’ın yedi adet olarak belirlediği mikro mimiklere hâkim olmanın mümkün olmadığını özellikle vurguluyor. Yazının girişinde de bahsedildiği gibi mikro ifadeler saniyenin 25’te birinde oluyor ve bitiyor. Bizim kontrolümüz dışında olan bu ifadeleri otomatik yapıyoruz ve yaptığımızın farkına bile varmıyoruz.

 

‘Botoks yoksa mikro ifadelere hâkim olmak mümkün değil’

 

Ekranlardan örnek vermesini istiyoruz Aydıner’den. Bu Tarz Benim türü stil yarışmalarındaki yarışmacılardan bahsediyor: “Yarışmacılar birbirine giriyor, birbirlerine çok aşağılayıcı kelimeler kullanıyor. Bu kadar sinirlenmelerine rağmen en ufak bir sinir ifadesi yok hiçbirinde. Ya bir metin var onu oynuyor ya da gerçekten sinirlenmiyor ama diyor ki ben böyle yaparsam ünlü olurum.”

Aydıner’e göre botokslu yüzde gerçek gülümseme mi yoksa sosyal gülümseme mi ayırt edilemiyor. Çünkü Paul Ekman’ın da üzerinde özellikle durduğu noktalardan biri gerçek gülmede gözlerin etrafının kırıştığı. Botoks yaptıran kişide bu kırışma olmuyor. Siyasiler konusunda sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağını anlatan Aydıner, “Paul Ekman, hazır metin okuyan kişilerde bunu belirlemenin zor olduğunu söylüyor. Çünkü hazırlık yapılıyor, hazır metin üzerinden devam ediliyor, bir anlamda rol yapılıyor.” diyor.

 

Paul Ekman’a göre 7 mikro ifade

 

Üzüntü: Kaşların iç köşeleri yukarı kalkarken göz kapakları sarkar. Yoğun üzüntü durumunda kaşlar birbirine yaklaşır. Dudakların köşeleri aşağı sarkar ve alt dudak yukarı ve ileriye doğru uzar.

Şaşkınlık: Üst göz kapakları ve kaşlar yukarı kalkar ve çene açılarak aşağı düşer.

Öfke: Kaşlar alçalıp birbirine yaklaşırken, üst ve alt göz kapakları kısılır. Yoğun öfke üst göz kapaklarının kalkmasına yol açar. Çene ileri doğru uzar, dudaklar sıkılır, alt dudak biraz ileri çıkar.

Küçük görme-aşağılama: Üst dudağın yarısı yukarı doğru kalkarak sıkıca kapanır.

Nefret: Üst dudak yukarı kalkar, alt dudak ileri çıkar. Burunda kırışıklıklar oluşur.

Korku: Gözler açılır ve üst göz kapağı kalkar, kaşlar birbirine yaklaşır. Dudaklar yanlara doğru gerilir.

Mutluluk: Dudakların köşeleri yukarı kalkar. Göz kapakları kısılırken, yanaklar yükselir ve kaşların dış köşeleri aşağı iner.

 

Kriminal olaylarda kullanmaya başladık

 

‘Paul Ekman eğitimleri kişiye ne sağlıyor?’ sorusunun cevabı Şirin Aydıner’de. Yurtdışındaki kadar olmasa da Türkiye’de de kriminal olayların çözümünde kullanılmaya başlanmış yavaş yavaş. Katılımcılardan birinin aldığı eğitimi iş anlaşması sırasında pazarlık yaparken kullandığını anlatan Aydıner, “Bu kişi, karşıdakinin ifadelerinden fiyatta nereye kadar düşebileceğini tahmin etmiş ve alabileceği minimum paraya işi bağlamış.” diyor. Bir de insan kaynakları kısmı var ki bu sektörden çok fazla dönüş alıyorlar. Eğitimler sayesinde doğru pozisyona doğru insan yerleştirdiklerine dair dönüşler bunlar. Aydıner, işin zaman zaman ‘Kocam şöyle dedi ama konuşurken omuzunu oynattı anladım öyle olmadığını, çocuğum arkadaşıyla çıkacağını söyledi ama saçıyla oynadı vs.’ gibi magazinsel boyutu olabildiğini de anlatmayı ihmal etmiyor.  En ilginç talebi ise nişanlısının yalan söylediğinden şüphelenen ve bunu kanıtlamak isteyen bir kadından almışlar. Aydıner, bu meseleye dahil olmadıklarını anlatıyor.