"Ergenekon" davasının 21. duruşmasında tutuklu sanıklarından Mete Yalazangil savunma yaptı. Yalazangil, tutuklu sanıklardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in, tutuksuz sanık Semih Tufan Gülaltay ile görüşmesi için kendisine emir verdiği yönündeki iddianın doğru olmadığını savunarak, "Bizim talimatla emir almamız onur ve şerefimize yakışmaz. Biz ilişkilerimizi rica ile yürütürüz" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugünkü duruşmasında savunma yapmaya başlayan Yalazangil, konuşmasına başlamadan önce, "gerçekleri söyleyeceğine ve hiçbir şeyi saklamayacağına dair kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri üzerine yemin ettiğini" bildirdi. "Eski polis" olarak tanıdığı sanıklardan Aydın Yüksek’in, Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli bir asker tarafından 150 bin YTL dolandırıldığını ifade eden Yalazangil, bu askerin birliğini tespit etmek için tutuklu sanıklardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile görüştüklerini söyledi. Yalazangil, ardından bu olay ile ilgili olarak Yüksek’ten içinde Muzaffer Şenocak’ın kişisel bilgilerinin olduğu bir CD’yi alıp Tekin’in ofisine gittiğini anlattı. Tekin’i bulamayınca CD’yi ofisteki Rafet Arslan’a verdiğini belirten Yalazangil, bir süre sonra aradığı Tekin’in CD’yi almadığını söylediğini kaydetti. 'Çakal çukal aramasın, telefonum dinleniyor'Yalazangil, daha sonra Tekin’in bu CD yüzünden gözaltına alınıp sorgulandığını ve tutuklanabileceğini duyması üzerine telefonla aradığı Yüksek’e CD’nin içinde ne olduğu sorduğunu belirterek, "O da ’önemli bir şey yok. Muzaffer Şenocak’a ait bilgiler var’ dedi. Ertesi gün ifadeye gitmek için aradığımda telefonu kapalı idi. ’Çakal çukal beni aramasın, telefonum dinleniyor’ diye mesaj geldi" diye konuştu. Muzaffer Tekin ile 20 yıllık arkadaş olduklarını ifade eden Yalazangil, 3-3.5 yıl süreyle görüşmediği Tekin’in 2005 yılının Eylül ayında kendisini arayarak Ataşehir’deki bir iftar yemeğine çağırdığını anlattı. Bu yemeği iddianamede belirtilenin aksine Tekin’in düzenlemediğini, davetli olduğunu ileri süren Mete Yalazangil, yemeğe yaklaşık 25 kişinin katıldığını bildirdi. Yalazangil, savcılık ve mahkeme sürecinde terör örgütü, lobi belgesi gibi hiçbir şeyin kendisine sorulmadığını ifade ederek, bir CD ile ilgili hakkında soruşturma yapılmasını beklerken enteresan polis raporları ve mahkeme kararlarıyla karşılaştığını anlattı. Akın Birdal suikastıMete Yalazangil, tutuksuz sanık Semih Tufan Gülaltay ile de 25 yıl önce tanıştığını, "aile dostu ve mahallesinin insanı" olduğunu ifade ederek, spor nedeniyle tanıdığı Gülaltay’ın, "Akın Birdal suikastı" dolayısıyla gözaltına alınması sonrası, kendisinin de aynı olaya ilişkin arandığını gazeteden öğrenince Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gittiğini anlattı. Yalazangil, ayrıca, devletin gizli belgelerinin bulunduğu CD ile ilgili ifadesinin alınacağını düşündüğü halde 10 yıl önce olan Birdal Suikastı nedeniyle saatlerce sorgulandığını, ancak bu olaydan da hakkında "takipsizlik kararı" verildiğini söyledi. Muzaffer Tekin’in talimatı üzerine Gülaltay’ı Kastamonu cezaevinde ziyaret ettiği iddialarının doğru olmadığını iddia eden Yalazangil, savunmasını şöyle sürdürdü: "Bu cezaevine bir kez, Yozgat cezaevine de Namık Zihni Ozansoy’u ziyaret için 2 kez gittim. Gülaltay 2004’de cezaevinden çıktıktan sonra da ’geçmiş olsun’ ziyaretinde bulundum. 2006’da da bir plaza satışı ile ilgili görüşmenin dışında Gülaltay ile görüşmedik. Gülaltay ile Muzaffer Tekin’in, Tekin’e ait büroda görüştüklerini görmedim. O dönemde yurt dışında idim. Gülaltay ile 10 yıl içinde 5 kez görüştüm. İddianamede Tekin’in Gülaltay ile görüşmem için bana talimat verdiği iddiası doğru değildir. Bizim talimat ve emir almamız onur ve şerefimize yakışmaz. Askerliğimi Türkiye Cumhuriyeti devletine yaptım. 50 yaşından sonra kimseye askerlik yapacak değilim. İlişkilerimizi rica ile yürütürüz. Kimse bize bu şekilde emir vermez." 'Tekin ile spor dolayısıyla tanıştım'Mete Yalazangil, Tekin’in, sevdiği, saydığı bir dostu ve arkadaşı olduğunu ve bu kişiyi asker olmasından dolayı değil, sporu sevmesi nedeniyle tanıdığını belirterek, Tekin’in yıllardır sokaklarda, parklarda spor yaptığını ve bu şekilde kendisiyle tanıştıklarını anlattı. Yalazangil, Oktay Yıldırım ile Mahmut Öztürk’ü de tanıdığını bildirdi. Yalazangil, 6 aydır düzenli olarak ilaç tedavisi gördüğünü, 23 Aralıkta da cezaevinden Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kardiyoloji Servisi’ne sevkinin olacağını anlatarak, kendisini tam olarak ifade edemediği için savunmasını yazılı hazırladığını kaydetti. Hakkındaki suçlamaların ispatlanamadığını öne süren Mete Yalazangil, evinde ve üzerinde suç konusu herhangi bir belge ya da bilgi bulunmadığını söyledi. Yalazangil, sanıklardan Fikret Emek, Fuat Ermiş ve Oktay Yıldırım ile Ekim 2007’de, Tekirdağ cezaevinin ortak kulanım alanında tanıştıklarını da anlattı. Bu arada, Yalazangil’in savunması sırasındaki beyanları duruşma salonundaki sanıklardan Aydın Yüksek’in tepkisini çekti. Yalazangil’in savunmasında, kendisine yönelik suçlamalarda bulunulduğunu ve bunun savunma olmadığını söyleyen Yüksek, müdahalede bulunmaması konusunda Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün tarafından uyarıldı.