Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecini bozan ve sabote edenlerin sürecin altında kalacağını belirterek, tarihe ve millete hesap veremeyeceğini söyledi.
Yalçın Akdoğan, Neşet Ertaş Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Keçiören İlçe Başkanlığı Ekim ayı Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.
Türkiye'de üç büyük demokratikleşme dalgası yaşandığını anlatan Akdoğan, bunlardan birisinin Menderes dönemi olduğunu, bu dönemde Türkiye'nin çok farklı hayata geçtiğini, ikinci büyük demokratikleşme döneminin de Özal döneminde olduğunu, Türkiye'nin dünyaya açıldığını kaydetti.
AK Parti'nin bu büyük Türkiye ideali için çalışırken, bu demokrasi dalgalarını tersine çevirmek isteyen vesayet odaklarının da boş durmadığını anlatan Akdoğan, şöyle devam etti:
''Kimi zaman bildirilerle, kimi zaman darbe girişimleriyle, kimi zaman parti kapatma davalarıyla, kimi zaman terör olaylarıyla, hükümetin iradesi ezilmek, milletin iradesi bastırılmak istendi. AK Parti bunların hepsini püskürtmeyi, milletin emanetine sahip çıkmayı başardı. Gezi olaylarıyla muradına eremeyenler ikinci dalga olarak 17 ve 25 Aralık operasyonlarından medet umdular. Yeni vesayet odakları bu kez devlet gücünü kullanarak, devlete operasyon çekmek istediler. Bu kumpas ve şantaj çetesi ülkeyi kendi kontrollerinde bir esaret rejimine çevirmek istediler. Ama olmadı. 30 Mart'ta millet oyunu bozdu, 10 Ağustos'ta bir kez daha bozdu. AK Parti dik durdu, Tayyip Erdoğan dik durdu ve bütün oyunları bozdu.’’
Kobani olaylarının bir kaldıraç olarak kullanılmak istendiğini anlatan Akdoğan, şunları kaydetti:
''Türkiye'yi Suriye bataklığına çekmek isteyen bir takım güçler, Kobani'yi kaldıraç olarak kullanarak, bu olayları provake ederek acaba Türkiye'yi Suriye'ye sokup birileriyle bazı örgütlerle savaştırabilir miyiz...? Ama hükümetin basiretli tavrı, bunu da boşa çıkardı. Sonra da birileri de tıkaç olarak kullanmak istedi bu Kobani'yi. Çözüm sürecinin önünü tıkamak için, çözüm sürecinde hükümetin kararlılığını görenler, örgüt yandaşları adeta bir panik atak geçirdiler. Amiyane tabirle su kaynattılar, baktılar ki hükümet bu sorunu çözmekte kararlı, ne yapacağını biliyor. Acaba bunun üzerinden yeni bir hadiseler meydana getirip, bunun önünü tıkayabiliriz miyiz, bunun çabası içerisine girdiler. Ama bu da ters tepti. Türkiye toplumu bir bütün olarak bu yaşanan şiddete ve Vandalizme karşı çıktı. Hem toplumsal tepkiden korktular hem hükümetin kararlı duruşundan bir şekilde geri adım atmak, U dönüşü yapmak zorunda kaldılar.''
''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' diyen Akdoğan, bu sürecin sahibinin, mimarının AK Parti iktidarı olduğunu söyledi.
Akdoğan, ''AK Parti bu süreci devam ettirecektir, millet için devam ettirecektir, Türkiye'nin bekası için, birlik ve bütünlüğü için devam ettirecektir. Ama bunu devam ettirirken, kamu düzeninden ve güvenliğinden asla feragat etmeyecektir, taviz vermeyecektir. Öncelikli zemin kamu düzeni ve güvenliğidir. Ondan sonra herşey bunun üzerine minare edilecektir. Bu konuda asla geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz. Bu olayları çıkaranların yanına da kar bırakmayız'' ifadelerini kullandı.
Hükümetin ne yapılması gerekiyorsa, kamu düzenini korumak, sağlamak ve güvenliği tesis etmek için üzerine düşen herşeyi yapacağını vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti:
''Burada kendi üzerine düşeni yapmayanlar, hükümete ev ödevi veremezler. Sürecin öncelikli maddesi şiddeti ve asayiş olaylarını durdurmaktır. Önce bunu göreceğiz. Bu olaylar duruyor mu? Yol kesmeler, adam kaçırmalar, iş makinesi yakmalar, esnafın işyerini yakmalar bunlar duracak, ondan sonra yol yürüyeceğiz. Ve bunların durması için ne gerekiyorsa hükümet gereken adımı atacaktır. Yasal düzenleme gerekiyorsa onu da çıkaracaktır. Hangi idari tedbir gerekiyorsa, o adımları atacaktır.''