Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kobanê için yurt genelinde yapılan gösterilerin HDP'nin çağrısıyla başlayıp HDP'nin çağrısı ile sona erdiğini belirterek, "Bir siyasi parti böyle eylemsellik çağrısı yapamaz" dedi. Akdoğan, Kobanê için 634 araçlık yardım yapıldığını ancak silah sevkiyatı için bir koridora izin verilemeyeceğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kobanê’ye IŞİD saldırılarını protesto eden grupların yurt genelinde başlattığı gösterilerle ilgili, olayların HDP'nin açıklamasıyla ivme kazandığını, partiden gelen ikinci bir açıklamayla tansiyonun düştüğünü savundu. Akdoğan, "Bir siyasi parti böyle bir eylemsellik çağrısı yapamaz. Bu olaylara kapı açamaz" diye konuştu. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamasını da değerlendiren Yalçın Akdoğan, "Keşke, 'Şunlar şunlar yapıldı ama şunlar da yapılsa iyi olur' diye baştan söylense, bu kadar insan ölmeseydi, bu kadar yer yağmalanmasa, yakılmasaydı" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan CNN Türk'te Akif Beki'nin sunduğu 'Baştan Sona' programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Suriye'nin Kobanê kentine IŞİD saldırılarını protesto eden grupların yurt genelinde başlattığı ve 37 kişinin öldüğü gösterilerle ilgili olarak olayların HDP'nin açıklamasıyla ivme kazandığını, yine HDP'den yapılan ikinci bir açıklamayla tansiyonun düştüğünü kaydeden Akdoğan, şöyle dedi:
"Gelinen noktada bir frene basma durumu yaşandığı görülüyor. HDP'nin açıklamalarıyla bir şekilde ivme kazanan olayların, yine bir şekilde HDP'nin yaptığı açıklamalarla biraz daha tansiyonu düştü. Daha düşük profilli eylemler sağda solda, bu tamamen sıfırlanmış değil. Kitlesel eylemler bir şekilde hız kesti ama Bingöl'de olduğu gibi provokatif eylemlerin yaşanmaya başladığını gördük. Bu olaylar niye oldu? HDP bir açıklama yaptı. Şiddet, terör, birtakım eylemler, sokak hadiseleri. Bir siyasi parti böyle bir eylemsellik çağrısı yapamaz. Bu olaylara kapı açamaz. Açarsa hukuki ve siyasi meşruiyetini tartışmaya açar, bunu yitirmeye başlar. Bu yüzden yanlış yapmıştır HDP. İşte, duygusal kırılmalar yaşandı, bir sürü mazeretler geliştirilebilir. Bunların hiçbiri oradaki masum bir Kürt esnafın dükkanının yağmalanmasını, yakılmasını, Kürt öğrencilerin gittiği okulun yakılmasını mazur göstermez."
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yazılı açıklamasını değerlendiren Akdoğan, "Hükümet Kobani konusunda adım atıyor, çabalar gösterdi' demesini 'Yeni bir şey' olarak nitelendirirken, "Hükümet, sattı, etti, hiçbir şey yapılmadı, ölüme terk etti' söylemlerinden, 'Hükümet olumlu birtakım çabalar içerisinde' diye atıf yaparak bu noktaya gelinmesi hem objektiftir hem de yapıcı, olumlu bir durum gibi algılanabilir. Keşke bunlar bu olaylar olmadan önce söylenseydi. Yani 'Şunlar yapıldı ama şunlar da yapılsaydı' diye baştan söylenseydi, bu kadar insan ölmeseydi, bu kadar yer yıkılmasaydı, yağmalanmasaydı. Gelinen yer iyi bir yer. Ama bu işler bitmiş değil. Sükunet, sağduyu çağrısı yapmak hâlâ önem taşıyor."
Kamu düzeni ve güvenlik noktasında taviz verilemeyeceğine dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak öncelikli konudur. Bu konuda taviz verilemez. Hukuksuzluğa kapı açmayız ve bu işin üzerine gideriz" diye konuştu.
Yalçın Akdoğan, hükümetin yaptığı yatırımları hatırlatırken bunlara rağmen bir şey yapmıyormuş gibi göstermenin yanlış olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"İnsani duyarlılığı ortaya koyan biziz. Kobani bu tarafa geldi. Suruç'ta Kobani. Eğer insanlarsa oraya anlam veren, bu insanların hepsi Türkiye'de. Hükümet hiçbir şey yapmıyor gibi bakmak son derece yanlış olur. Hükümet başkalarına da yaptı. Araplara da Türkmenlere de yaptık. Başa kakma diye bir şey yok. Ama marifette biraz iltifata tabidir. Türkiye burada ciddi çaba gösteriyor. Amerika ile temaslarda, en son bombardıman vesaire konusunda hükümetin çok ciddi bir çabası var. Kobani'ye 634 araçlık yardım yapmışız."
Akdoğan, PYD'nin Suriye Lideri Beşar Esad'a karşı sessiz kalarak yanlış yaptığı savunurken, "Araplar'a, Türkmenler'e katliamlar yapılırken hiç eleştirmeyerek. Buna HDP'liler de kısmen dahildir. Esed'in katliamlarında sessiz kalınmakla yanlış yapmıştır. Diğer Kürt grupların oradan sökülüp atılmasında, etkisizleştirilmesinde onların hataları vardır. Biz insani duyarlılıkla baktık, 185 bin insanı kabul ettik. PYD'nin yaptığı yanlışlar ayrı bir şeydir, oradaki Kürt halkı ayrı bir şeydir. Türkiye'nin oraya müdahale etmesini istemeyen kim? 'Aman ha Türkiye girmesin' diyen kim? PYD'nin kendisi. Bir taraftan bütün dünyayı tahrik ediyorlar, 'Türkiye bir şey yapmıyor' diye. Öbür taraftan 'Aman Türkiye' girmesin diye bağıran da PYD'nin kendisi" diye konuştu.
Akdoğan, TBMM'den geçen tezkerenin ardından, uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulmasının önemine dikkat çekerken, bir plan çerçevesinde uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptıktan sonra şöyle devam etti:
"Bu kadar samimiyseniz bu konuda, gelin birlikte yapalım bu işi. Sen gelmeyeceksin. Yani Türk askeri burada senin paralı askerin mi? Sen askerini göndermeyeceksin, Türk askeri oraya girip şehit olacak. Böyle bir dünya yok. Varsa bir samimiyet o zaman anlaşılır, Türkiye de önünü görür. Kapsamlı bir Suriye gelecek planı ortaya konulur. Uluslararası toplum birlikte hareket eder, Türkiye de ona göre pozisyonunu alır. Mesele Esed değil. Türkiye bu işe kendi ulusal çıkarları ve ulusal güvenliği için girer."
Kobani'ye koridor açılması yönündeki istekleri değerlendiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, insani yardım akışının devam ettiğini, oradan gelenleri kabul ettiklerini, Türkiye'den devletin ve STK'ların birçok yardım aracının Kobani ve diğer bölgelere de gittiğini vurgularken, şöyle dedi:
"Türkiye hiçbir şey yapmıyormuş gibi bakmak doğru değil. Ama koridordan kasıt şuysa, yani sen Türkiye içinden bir şey aç, buradan PKK'lılar geçsin veya silah sevkiyatı olsun, bu hukuken de olacak iş değil, siyaseten de bunun izahı yoktur. Böyle bir talepte bulunmak da doğru değildir. Türkiye, terör örgütü olarak ilan ettiği örgütü kendi içinden geçirebilir mi? Veya böyle bir silah sevkiyatı yapabilir mi? Bunlar makul olmayan, absürt bir şeye dönüştürüldü. Sanki bu çok masum insani yardım konvoyu gidecekmiş gibi bir algıyla hükümetin üzerine bir yüklenme var. Bu yanlış bir algı. Koridor açma hukuken ve siyaseten mümkün değil. Bugüne kadarki bütün pozisyonların inkarı anlamına gelir. Böyle bir talepte bulunmak doğru bir yaklaşım değildir. Bir taraftan 'Türkiye bizi kurtarsın' diyorsun, bir taraftan 'Türkiye girmesin' diye bağırıyorsun."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, yeni tezkere çıkarma önerisini eleştiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Bu yaşanılan sıkışıklık, kurnazlık. Bu tezkere IŞİD için çıkmıştır. Oyun mu oynuyoruz, çocuk mu kandırıyoruz? Türkiye ulusal güvenliği ve çıkarları için mücadele eder ve gereğini yapar. Burada kıvırtmaya gerek yok. Bu tezkerenin en önemli şeyi, IŞİD'dir ve sen buna 'hayır' dedin, şimdi bu tür cambazlıkla, numaralarla kotarmaya çalışıyorlar" dedi.
Yalçın Akdoğan, tezkere süreci ve son günlerde yaşanan olaylardaki tavrı nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin teşekkür ederek, MHP liderinin parti tabanına sağduyu çağrısını olumlu karşıladığını ifade etti.