Yalçın Akdoğan: Yüzde 58 oy Ak Parti’ye verilmedi

Yalçın Akdoğan: Yüzde 58 oy Ak Parti’ye verilmedi

T24 - Dün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden, başdanışmanı Doç. Dr. Yalçın Akdoğan’la, referandum sonuçları konusunda bir ufuk turu yapma olanağı buldum.

Son dönemde, PKK terörü-Kürt sorunu konusundaki önemli değerlendirmeleriyle dikkati çeken Akdoğan, siyaset bilimci gözüyle kimin, neden ve nasıl başarılı ya da başarısız olduğuna ilişkin değerlendirmeler de yaptı. Bu çerçevede referandumun “en mağlubu” olarak gösterilen ve bu tabloyla, önümüzdeki genel seçimde AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar heyecanını kamçıladığı söylenen MHP’nin neden başarısız olduğu yolundaki yorumları çok netti. 

Erdoğan’ın referandumun güvenoylaması olmadığı yolundaki vurgusunu anımsatan Akdoğan, “Bu sonuç yine öyle değildir. Bu AK Parti’ye verilmiş oy değildir. Başarı ve başarısızlık anayasa değişikliğini yapabilme, yapamama noktasında ortaya konan bir başarı ya da başarısızlıktır” dedi. Akdoğan, başarı ya da başarısızlıktaki temel faktörleri şöyle özetledi: “Başarı sadece liderin çalışmasıyla gelmiyor. Bir tanesi elbette liderin çalışmasıdır. Ne kadar miting, televizyon programı yapıyor, ne kadar koşuyor. İkincisi teşkilat. Yani sizin teşkilatınız çok fazla araziye iniyorsa başarı elde edersiniz. CHP’de bu nokta eksik kaldı. Yani Kılıçdaroğlu çok çalıştı ama teşkilat aynı desteği veremedi. Üçüncüsü; ne kadar doğru bir iş yapıyorsunuz? Özal iki defa referandumda kaybetti. Başbakan için ‘7 defa kazandı’ deniyor. Niçin kazandı? Hep doğru iş üzerinde gidiyor.”

Milliyetçi taban kabul etmedi

Akdoğan, MHP’nin kalelerinde yaşadığı oy kaybını da şöyle değerlendirdi:

“MHP, ‘PKK açılımı için anayasa değişikliği yapıyorlar’ dedi. BDP ve PKK da tam tersini söyledi. Yani PKK ile MHP neticede aynı yerde durmadı mı? Birisi boykot dedi, PKK yol kesti, ‘hayır’ kampanyası yaptı. Bu söylemlere kim inanır? 12 Eylül’le hesaplaşmada MHP’nin bu işin içinde olmamasını, karşı tarafta durmasını milliyetçi insanların kabullenmesi kolay değildir, çünkü o dönemde çok çile çekmişlerdir. Anayasa Mahkemesi 411’i iptal etmedi mi? MHP’nin destek verdiği bir projeydi. Normalde Anayasa Mahkemesi’nin yapısal değişimini desteklemesi gerekmiyor muydu? Tam tersi kendi tabanının ve milliyetçi camianın menfaatlerinin dışında bir noktada durmuş oldu. MHP açılımla ilgili tezvirat yaptı, ‘ihanet’ dedi. Ama MHP’den çok ciddi destek geldi. Bu, ‘bütün bu tezviratları milliyetçi taban kabul etmedi’ demektir.”

Ülkücüsü de Marksisti de

Akdoğan’a göre referandum sonucu, demokratik açılım konusunda cesaret verici. AK Parti’nin hem Türk hem de Kürt milliyetçiliğinin etkili olduğu bölgelerdeki başarısı konusundaki yorumu iyimser:

“MHP’nin ithamlarına rağmen ülkücüler destek verdilerse, bu demokratikleşmeye destek vermek demektir. Hükümetin açılım dediği zaten demokratikleşme projesidir. Çok farklı noktadaki bu insanlar; ülkücüsü var, Kürdü, Marksisti, liberali var, kendi sorununun çözümünde demokrasiyi çözüm alanı olarak görüyorsa bu iyi birşey.”

Akdoğan’a göre BDP, referandumdan hedeflediği sonuçları elde edebilecek bir boykot tablosuyla çıkabildi mi? Yanıtı şöyle: “MHP nasıl tabanının düşüncelerinin karşısında hareket ettiyse BDP de o şekilde hareket etti. ‘Hayır’ diyemedikleri için ‘boykot’ diyerek bu zararı azaltmaya çalıştılar. Bir önceki referandumda Doğu Anadolu’da yüzde 69’du katılım. Bu sefer yüzde 66. Güneydoğu’da yüzde 66 civarındaydı. Şimdi 57. Yani ‘evet’ oyları geçen referandumdan daha fazla sayı olarak. Iğdır’da 77. Bitlis’te 70, Urfa’da 68, Ağrı’da 56. 3-4 şehirde anormal baskının neticesi olarak boykot çıktıysa bu tamamen bölgenin boykot ettiği anlamına gelmiyor. Bitlis, Bingöl, Ağrı, Urfa, buralar Kürtlerin yaşadığı yerler değil mi?”

Akdoğan, “Başbakan vatandaştan talep ettiği gücü almış görünüyor. BDP’nin, PKK’nın talepleri malum. Önümüzdeki 7-8 ay bu açıdan nasıl geçecek” sorumuzu da, “PKK’nın tavırlarına göre politika belirlenecek değil. Hükümetin yapacağı kendi yolunda yürümek. Nedir, demokratikleşme adımlarına devam. Bundan başka yol yok” diye yanıtladı. Akdoğan’ın, Erdoğan’ın gündeme getirdiği Başkanlık sistemine ilişkin sözlerinden yola çıkarak, konunun hemen somut bir adıma dönüşmeyeceğini de söyleyebiliriz.

(Serpil Çevikcan - Milliyet - 15 Eylül 2010)