Yapay zeka insanlığın sonu olacak korkusu gerçekçi mi?

Yapay zeka insanlığın sonu olacak korkusu gerçekçi mi?

Giderek artan sayıda bilim insanı, mühendis ve sanatçıların söylediklerine inanırsak 'zavallı et ve kemik yığınlarına' yani insanoğluna acımak gerekiyor.

Profesör Stephen Hawking de insanoğlu tam anlamıyla zeki bir aygıt ya da yazılım geliştirdikten sonra neler olacağı konusunda endişelenen uzmanlar listesine katıldı.

Hawking'in korkusu, yapay zekânın insanoğlunun sonu anlamına gelebileceği.

Aynı endişeler geçen Ekim'de Tesla firmasının sahibi Elon Musk tarafından da dile getirilmişti.

Musk, kontrol edilmesi güç boyutlara ulaşan yapay zekânın insan nesli için "en büyük tehdit" olduğunu belirtti.

Musk sonumuzun zalim ve hesapçı yapay zekânın ayakları altında mı geleceğini merak ettiğini söylüyor.

Oxford Üniversitesi Profesörü Nick Bostrom da, önümüzdeki yüzyıl içinde yapay zekâ yönetiminde bir kıyamet yaşayabileceğimizi kaydetti.

Google'ın başmühendisi Ray Kurzweil de yapay zekadan kaygılı. Ama başka nedenlerden.

Kurzweil, süper-zekâ yazılımlarını kısıtlayamaya gücü yetecek ahlak kodları yazmanın çok zor olabileceğini söyledi.

 

Bilim kurgu filmleri gerçek mi oluyor?

 

Terminatör serisi, 2001 Uzay Macerası, Matrix, Bıçak Sırtı gibi birçok filmde güçsüz insanoğluna karşı yapay zekâyla yönetilen düşmanlar karşı karşıya getirilmişti.

Spike Jonze imzalı 'Aşk (Her)' filmi de, insanla işletim sistemi arasında geçen bir aşk hikâyesini, Alex Garland'ın yakında gösterime girecek 'Ex Machina' filmi de insanoğlunun yapay zekâyla çekişmesini konu ediyor.

Avengers-Yenilmezler' serisinin yeni filmi ise insan neslini sona erdirmeyi amaçlayan deha yapay zekâ Ultron'la süper kahramanların savaşını anlatıyor. Ultron Yenilmezler'den Thor ve Demir Adam gibi süper kahramanlar olmasaydı kolaylıkla amacına ulaşabilecekti.

 

Zavallı İnsanoğlu

 

Bugün bile insan zekâsı inceliklerinin, bilgisayarların problem çözümünde kullandıkları güç karşısında ne kadar zayıf kalabileceğinin işaretlerini görüyoruz.

Satranç bilgisayarları düzenli olarak en iyi oyuncular dışındaki herkesi yeniyor.

Karışık matematik işlemleri diğer bilgisayarlara nispeten çok daha basit olan cebinizdeki akıllı telefon için bile çocuk oyuncağı.

Bilgisayar devi IBM'in Watson isimli süper-bilgisayarı Türkiye'de "Büyük Risk" adıyla yayımlanan Jeopardy isimli bilgi yarışmasının Amerikan versiyonunda en iyilerle yarıştı ve kazandı.

Bunun dışında birçok alanda bilgisayarların problemlere insanların aklına gelmeyen orijinal ve yaratıcı çözüm ürettikleri çok sayıda örnek var.

Makineler yavaş ama emin şekilde insanlardan daha akıllı hale geliyor, insanların en iyi oldukları uğraşlar ise gün geçtikçe azalıyor.

 

Peki, tüm bu tehlikeler gerçek mi?

 

İnsanların ilk gerçek anlamda akıllı bir bilgisayar programını yazarsa, daha sonra bu programın kendisi daha akıllı sürümlerini geliştirebilir mi? İnsanoğlu için gerçekten böyle bir tehlike işareti var mı?

Kaliforniya'daki Singularity Üniversitesi Yapay Zekâ ve Robotlar Bölümü Başkanı Neil Jacobstein "belki" diyor.

Jacobstein, "Yapay zekânın hiçbir ahlaki bedeli olmadan gelebileceğini sanmıyorum.Şimdi çalışmaya başlarsak kontrolsüz şekilde yükselen yapay zekâ karşısında kurtulma şansımızı önemli derecede gelişebilir" diye konuşuyor.

Jacobstein'a göre "yapmamız gereken, yarattıklarımızın ortaya çıkartabileceği sonuçları göz önüne almak ve toplumlarımızı, kurumlarımızı yaşanabilecek bu büyük değişikliklere hazırlamak".

BBC'ye konuşan Jacobstein, "Muhtemel riskleri sezmek ve ileriye dönük adımlar atmak için harika bir fırsatımız olduğunu ve bu risklere karşı yedekli ve aşamalı önlemler geliştirmek için elimizden geleni yapmamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Imperial College Bilişsel Robot Profesörü Murray Shanahan, yapay zekâ üzerinde yoğun olarak çalışanların şimdiye kadar geliştirdikleri yapay zekaya insanları öldürmeye çalışmalarını önleyecek bir güvenlik sistemi kurmadıklarını söyledi.

Shannan "Yapay zekâ üzerinde çalışan herkesin bu endişeleri önemli bulduğunu söyleyemeyiz. Ama toplum böyle düşündüğüne göre, konu daha ciddiye alınmalı. En iyisi iki uç noktanın ortasında durmak. Şu an panik yapmak için bir neden yok. Önümüzdeki 10-20 sene içinde insan düzeyinde bir yapay zekâ geliştireceğimizi düşünmüyorum. Bunun yanı sıra, yapay zekâ üzerinde çalışanların Stephen Hawking ve diğerlerinin endişeleri hakkında düşünmeye başlamaları iyi bir fikir " diyor.

Murray Shanahan niye henüz panik yapmamamız gerektiğini anlatırken de "Gerçek anlamda akıllı makineler geliştirmek için önümüzdeki en büyük engel, makine temelli zekânın nasıl yaratılacağı ve bu engel henüz aşılmadı. Henüz en iyi yolun insan doğasını kopyalamak mı, yoksa işe sıfırdan başlamak mı olduğunu pek bilmiyoruz " diye konuşuyor.

 

Asıl tehlike insanların kendisi

 

Bilim kurgu yazarı Charles Stross, yapay zekâ sistemlerinin özünde tehlike bulunmadığını düşünüyor. Çünkü bizim yerimize düşünebilmeleri ya da aniden insan efendileri yerine kendilerini memnun etmek istediklerini fark edebilmeleri pek mümkün değil.

Stross, "Hiçkimse, bizim kullanışlı bulduğumuz işleri yapmak yerine, kendi kendine kararlar veren bir yapay zekâ istemez. Çünkü bunun muhtemel sonucu kendine bir kâse cips alıp koltuğa yayılan ve televizyon uydu kumandasını ele geçiren bir yapay zekâ olur" dedi.

İlk bakışta tüm yapay zekâ çalışmaları insanlar için sorun yaratabilecek bağımsızlık ve bilinçten yoksun sistemlere odaklanıyormuş gibi görünüyor.

Stross, "Bana göre şu anda görülen ya da gelecekte görebileceğimiz yapay zekalar tehlikeli olabilir. Ama bunun tek sebebi bu yapay zekanın hizmet ettiği insanlar olur." diyor.

Charles Stross ayrıca "Pilotsuz uçaklar insanları öldürmez, pilotsuz uçaklara koordinatlar (X,Y) vererek görevlendiren ve insanları öldürmek için Hellfire füzeleri göndertenlerdir insanları öldüren. Asıl bu aygıtları kontrol edenlerin niyetleri sorgulanmalı " diye konuşuyor.

 

BBCTürkçe