Yapıların hepsinde imar izni varmış

Yapıların hepsinde imar izni varmış
Hulusi Taşkıran: İşin acı tarafı sel bölgesinde etkilenen yapıların bir iki tanesi dışında hiçbiri kaçak değil, hepsinin imarı var Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Yönetim KuruluBaşkanı Hulusi Taşkıran, Trakya bölgesi ve İstanbul’da yaşanan selfelaketi sonrasında sadece sigortacılık hasarının en az 150 milyonlira, ticari zararın ise 250 milyon lira civarında olabileceğinibildirdi. Taşkıran, bölgede çok ciddi zararların olduğunu belirterek zararlailgili binlerce hasar dosyasının açıldığını, ancak şu anda hala olayyerine varamayan eksperlerin olduğunu ve zararın tam olarak muhasebedökümlerinin çıkarılmasının da ciddi zaman alacağını söyledi. Taşkıran, 1995 yılında da buna benzer bir sel yaşandığını hatırlatarak,"Bugün de ciddi bir hasar olacağını söyleyebilirim. Türk sigortasektörü bundan etkilenecek. Dün, İstanbul Ticaret Odası (İTO) 150milyon lira civarında bir ticari zarardan bahsetmiş ama ben, sadecesigortacılık zararının en az 150 milyon lira olacağını, ticari zararınise 250 milyon lira civarında olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu. Kesin rakamların ortaya çıkması için tüm tespitlerin yapılmasınınbeklenmesi gerektiğini, bu sürenin de 10-15 gün alacağını ifada edenTaşkıran, şunları kaydetti: "Ayrıca bu rakamları, sabit demirbaş ve ticari mal anlamındasöylüyorum. Bir de kasko hasarı var burada. Yüzlerce araba çok ciddizarar gördü. Bunların hepsinin, şirketlerin kendi üzerlerinde kaldığınıdüşünürsek çok ciddi bir kasko hasarı da çıkacak. Özellikle sonteknolojiye göre üretilen araçların çoğu bilgisayar donanımına sahip.Bu araçlarda oluşacak en basit su hasarı, 10-15 bin liradan başlar 100binlere kadar çıkar. Televizyonda bir TIR parkını gördüm. Zarar gören 50-60 tane TIR vardı.TIR’ların yüzde 90’ı sigortalıdır. Ortalama bir TIR’ın 150 bin liraolduğunu düşünürsek 7-8 milyon liralık bir hasar var." Sektör, daha büyük zararları da karşılayabilirHulusi Taşkıran, Türk sigorta sektörünün bu zararı karşılayabilecekgüçte olduğunu hatta sektörün bundan çok daha büyük zararları dakarşılayabileceğini söyledi. Bölgede meydana gelen hasarlarda şirketlerin, sadece seylap teminatıolanların tazminatını ödeyeceğine dikkati çeken Taşkıran, bu teminatınaslında yangın ve kasko sigortalarında ek teminat olduğunu, ancakTürkiye pratiğinde, son yıllarda yaşanan rekabetle bu teminatların"otomatik paket poliçeler" içerisinde verildiğini, dolayısıyla zararıkarşılanmayacak çok az müşteri olabileceğini belirtti. Oluşan zararın en fazla 30-40 milyon lirasının, şirketlerin üzerindekalacağını, geri kalan kısmının ise reasürans şirketleri tarafındanödeneceğini dile getiren Taşkıran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak üzücü olan şey, ekonomik krizden dolayı zaten bu yıl parakazanamayan hatta zarar eden sektöre böyle bir felaketin gelmesi,sektörün yaralarını biraz daha derinleştirdi. Ama bizim vazifemiz bu...Bunun için sigortacılık yapıyoruz, ancak gönül ister ki daha iyisigortacılık yapabilelim, daha iyi kazanabilelim ve müşterilerimizinyanında hemen olabilelim. Bu olay, reasürans fiyatlarının yükselmesineve sektörün zararının biraz daha artmasına neden olacaktır. Her şirketin cebinden çıkan para ise en fazla 1-2 milyon liraolacaktır. Gerisi reasürans kaynaklarından gelir. Son yıllarda yaşananrekabetten dolayı, sektör de bizim arkamızda olan reasürans şirketleride para kaybetti. Bu yıl zaten oldukça zor bir reasürans yenilemesigeçirmiştik. 2010 yılı daha da zor olacak." Rekabet, teknik özelliklerimizi unutmazmıza neden olduSeylapın da ölçülebilir bir risk olduğunu ve sekizinci kattaki birdairenin seylap fiyatının sıfır, dere yataklarındaki iş yerlerininfiyatının ise çok daha yüksek olması gerektiğine dikkati çekenTaşkıran, "Aslında sigorta şirketlerinin böyle bölgelere seylapteminatı vermemesi, veya çok yüksek fiyatlarla vermesi lazım" dedi. Bundan 14 yıl önce aynı bölgede bazı binaların üçüncü kata kadar su altında olduğunu hatırlatan Taşkıran, şöyle devam etti: "Ancak, Türk sigorta şirketleri, rekabet trendine girerek bunlarıunuttu. Başka ülkelerde olsa o binalar ya sigorta edilmez yada çokciddi fiyatlarla sigorta edilirdi ama rekabet, ne yazık ki tekniközelliklerimizi unutmamıza neden oldu. Sektör olarak yaptığımız bir hata var. Böyle olayları yaşıyoruz. Şimdiönümüzdeki yıl seylap fiyatları çok yüksek verilecek, veya hiçverilmeyecek veya çok yüksek muafiyetlerle verilecek. Aslında doğrusubu değil. Oranın bir seylap riski var. Aynı deprem gibi... Bugünolmazsa yarın olacak. Depremin 100 yılsa oluşma riski, bunun da 10 yıl... Demek ki 10 yıldabir orada seylap oluşacakmış gibi parayı kazanıp bir köşeye 10 yılsonra oluşacak hasarı karşılamak için koymamız lazım ama bunuyapamıyoruz." Felaketin bu kadar büyük olmasının nedenlerinden birinin de dereyataklarındaki yapılaşma olduğunu dile getiren Taşkıran, "İşin acıtarafıdır ki oradaki yapıların bir iki tanesi dışında hiçbiri kaçakdeğil, hepsinin imarı var. Dere yataklarına evler yapıyoruz, fabrikalarkuruyoruz ve işte sonuç bu. Tabiata karşı geldiğiniz zaman, tabiat sizibir gün yenecektir. Umarım bunlar hatıra olarak kalmaz, ders ve tecrübeolur" diye konuştu.