'Yapısal reformların eksiklerini IMF ile kapatabilirsiniz'

Dünya Bankası Türkiye eski Direktörü Andrew Vorkink: “Yapısal önlemler almaya devam ederek, krizin ikincil etkilerinden daha az etkilenebilir. Yarım kalmış yapısal reformları da IMF programıyla tamamlayabilir.'' Andrew Vorkink, Türkiye'nin, piyasalarda yeniden güven sağlaması ve krizin ikincil etkilerinden korunması için bazı önlemler alması gerektiğini söyledi. Tuhaf bir IMF macerasıKüresel ekonomik kriz ve Türkiye'ye muhtemel etkileri konusundaki sorularını yanıtlayan Vorkink, ''Türkiye'nin, piyasalarda yeniden güven sağlamak ve krizin ikincil etkilerinden etkilenmemesi için IMF ile hemen bir anlaşma yapması önemli. ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası gibi kurumlarla likidite konusunda işbirliği sağlaması, istihdam piyasasında esneklik sağlayıcı reformları gerçekleştirmesi de önem taşıyor'' diye konuştu. IMF'nin bir çıpa olması açısından önemine dikkat çeken Vorkink, Fon ile Türkiye arasındaki görüşmelerin en hassas dönemde olduğunu kaydetti. Türkiye'nin, doğru politikalar uygulamasına rağmen, küresel şartlardan kaynaklanan bir yatırımcı güven kaybının olduğuna dikkat çeken Vorkink, bu nedenle, ekonomik programın, IMF'ye çıpa edilmesinin, yatırımcı güveninin yeniden sağlanmasında en net yollardan biri olduğunu ifade etti. IMF ile bir anlaşmanın gecikmeden olmasının da önemine dikkat çeken Vorkink, ABD ve Avrupa'daki durgunluğun geçeceğini ancak bunun birkaç yıl alabileceğini kaydetti. Önlemler geç kalmadan alınmalı Türkiye'nin, önleyici ve cesur adımları şimdi atmasının piyasalarda çok olumlu bir hava estireceğinin de altını çizen Vorkink, gecikmiş önlemlerin daha az etkili olacağını ifade etti. Küresel finansal ve ekonomik durumun, son aylarda daha da kötüleştiğini belirten Vorkink, ABD'de başlayan konut ve bankacılık krizinin ikincil etkilerinin henüz reel ekonomide tam olarak görülmediğini, bunun etkilerinin asıl etkileri daha sonraki aylarda görüleceğini anlattı. Andrew Vorkink, küresel finansal krizin, Türkiye gibi ülkelerdeki ikinci etkisinin reel ekonomi üzerinde olacağını belirtirken, Türkiye gibi ülkelerdeki bu ikincil etkilerin, yatırımcı güvenin zayıflaması, ticaretin azalması, işsizlik artması ve üretimin de düşmesi şeklinde görülebileceğine de dikkat çekti. Vorkink, ''Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, küresel krizin ikincil etkilerinden daha az etkilenmek için bazı önlemleri hızla alması gerekiyor'' dedi. Türkiye 2001’den farklı Andrew Vorkink, küresel ekonomik krizin ikincil etkileri ne olursa olsun bundan sonra Türkiye'nin daha önce olduğu gibi bir kriz yaşamayacağını belirterek, şöyle devam etti: ''Türkiye, 2001 deki gibi bir krizi artık yaşamaz, çünkü o krizden çıkardığı dersler sonucu aldığı yapısal önlemler, ekonomiyi daha az kırılgan hale getirdi. Ancak, bundan sonra da yapısal önlemleri almaya devam ederek, krizin ikincil etkilerinden daha az etkilenebilir. Böylece yarım kalmış yapısal reformları da IMF programıyla tamamlayabilir.''