'Yaratmayı severim'

'Yaratmayı severim'
Modadan endüstriyel sanatlara Türkiye'nin tasarım kültürünü ekrana taşıyan 'Bi' Dünya Tasarım' programını sunan Ece Sükan, "Çalışmayı, yaratmayı ve eğlenmeyi çok seviyorum. Hayallerimin peşinden koşuyorum" dedi.Ece Sükan; model, oyuncu, sunucu, moda editörü kimliğiyle 10 parmağında 10 marifet olan isimlerden... Manken olarak başladığı kariyerine çok şey sığdıran Sükan, şu sıralar TRT Türk'te 'Bi'Dünya Tasarım' adlı bir program sunuyor. TRT Vizyon dergisine konuşan Sükan, "İnsan hayallerinin peşinden koşmalı" diyor. Sunucusu olduğunuz 'Bi'Dünya Tasarım' programından biraz bahseder misiniz? Çok keyif aldığım bir program. Tasarım alanında modadan endüstriyel sanatlara, mimariden sanatsal tasarımlara kadar uzanan geniş bir yelpazede Türkiye'nin tasarım kültürünü ekrana taşıyoruz. Her programı ayrı ve büyülü bir mekanda çekmek, benim de ara verdiğim fotoğraf merakımı tekrar canlandırdı. Hepsi birbirini besliyorManken, modacı, oyuncu, sunucu... Siz kendinizi bu sıfatlardan en çok hangisine ait hissediyorsunuz? Hepsi büyük ilgi duyduğum, severek yaptığım ve birbirini besleyen meslek dalları. Psikoloji eğitiminden sonra yapmaya başladığım moda editörlüğü hiç kopmadan devam ettirdiğim bir iş. Uzun süre emek verdiğim için öncelikli olarak onu sayabiliriz. Bir de vintage kıyafetlerin satıldığı bir mağazanız var... İki buçuk sene önce ani bir kararla açtığım 'Ece Sükan Vintage' da ilgi alanlarımdan birinin işe dönüşmesine güzel bir örnek. Mankenliğe genç yaşta değil, üniversiteden sonra başladınız. Niye mankenliğe yöneldiniz? Küçüklüğümden beri sahne ve televizyon dünyasının bir şekilde içindeyim. Mankenlik yapmak istemem de bu alışkanlığımın uzantısı oldu diyebilirim. Hiç yurtdışında mankenlik yapmayı düşündünüz mü? Mankenliği orada hakkıyla yapabilmek için, yurtdışına küçük yaşta gitmek gerekiyor. Benim o zamanlarda mankenlikte bir önceliğim yoktu. Yurtdışına gittiğim zaman bile moda editörlüğü ile ilgili bir kursa gitmeyi tercih ediyordum. Hayatım hep aynıMankenlik yaparken ne gibi sıkıntılar yaşadınız? Türkiye'de bu mesleğin standardı ve değeri çok düşük. O yüzden kararlılık, sabır, çaba ve disiplin gerektiriyor. Moda editörlüğü fikri nasıl ortaya çıktı peki? Dergilere, fotoğraflara ve kıyafetlere olan ilgim nedeniyle aklımda hep vardı. Üniversiteden sonra da bu yöne kanalize oldum. Marie Claire dergisinde moda editörü oldum. Bir röportajınızda çok genç yaşta şöhret olmadığınız için yaşamınızın değişmediğini söylemişsiniz...Kişinin gelişimdeki kritik yaşlarda gelebilecek şöhret kimilerinin hayatını zorlaştırabilir. Ama benim için öyle bir durum söz konusu değil.