Gaziantep’te dün (11 Aralık 2014) görülen bir duruşmada sanık avukatları, "silahların eşitlik ilkesi" gereğince savcının kürsüden inmesini ve kendileriyle aynı seviyede oturmasını isteyince hâkim Orhan Gazi Ertekin, yargı tarihine geçecek bir karar aldı. Bu talebi haklı bulan hâkim Ertekin, kürsüye koltuk çıkartarak, avukatları soluna oturttu.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, hâkim Ertekin, Demokrat Yargı Derneği’nin Eşbaşkanlığı’nı da yürütüyor. Gaziantep 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada söz alan Avukat Muharrem Ercan, savcı ile hâkimlerin aynı kürsüde yan yana oturmasının ‘iddia’ ile ‘hükmün’ birleşmesi anlamına geldiğini belirterek, “Bu konuda herhangi bir yazılı yasal düzenleme yoktur. Biz şu anda talebimizi yargıca değil, savcıya iletiyoruz. Savcının kendiliğinden, silahların eşitlik ilkesi, adil yargılanma ilkesi gereğince kürsüden inmesini talep ediyoruz” dedi. Savcı Ali Arslan ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tarafların nasıl oturacağının düzenlenmediğini, takdirin mahkeme başkanına ait olduğunu, hâkimin oturma düzenini değiştirebileceğini, başka yerde oturmaları konusunda karar verilmesi halinde gereğinin yapılması için gelecek duruşmaya kadar süre verilmesini istedi. Avukat Ercan tekrar söz alarak, hâkim tarafından ara karar verilmesini isteyerek, “Eğer şu anda mümkün değilse silahların eşitliği ilkesinin sağlanması adına sanık müdafilerinin oturması için kürsüye birer koltuk getirilmesini talep ederiz” dedi.
Ara karar veren Hâkim Ertekin, kararında, “Savcıların yerleşme biçimi ve mekânsal konumunu sağlıklı bir yargılamanın asgari şartlarına uygun düşmediğine ve bu itibarla avukatlık konumu ile eşit bir duruma getirilmesine dair beyan ve taleplerinin teşhis yönünden doğru olduğunu” kaydetti. Bunun için hâkim, savcı ve avukatlar arasında bir uzlaşma gerektiğini vurgulayan Ertekin, “Savcının inisiyatifi ile başlatılacak, avukat ile eşit bir mekânsal düzleme kendisini taşımasının Türkiye yargı tarihi açısından da gerçek bir yeniliğe tekabül edeceğini ancak hâkimin yargılamadaki konumu tek başına belirlemesinin doğru olmayacağını” belirtti. Bu nedenle, gerekli mekânsal düzenleme için savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. Uygun konum hazırlanıncaya kadar bu duruşma için savcı ile avukatların eşit düzende oturmasına hükmeden Ertekin, sanık avukatları kürsüye çağırdı. Kürsüye koltuk çıkarılması üzerine avukatlar Hâkim Ertekin’in soluna oturdu.
Söz alan Savcı Arslan, kendisinin de savcı makamı ile avukatların eşit şartlara sahip olması görüşünde olduğunu ifade ederken, “Mahkeme başkanı olarak yetkisini kullanarak başka bir şekilde bunu yapması gerekirken avukatların başkanın yanında yer almasının yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu” iddia etti. Avukat Ercan ise karar üzerine kürsüde ve yargıcın solunda oturduklarını ifade ederek, “Bu hali ile yargıca tıpkı iddia makamı gibi eşit mesafedeyiz. Adalete olan inancın bu kararla birlikte daha da artacağını düşünüyoruz” dedi. Hâkim Ertekin, duruşmayı bitirirken, “Doğru ve sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi duruşma öznelerinin kendilerini doğru biçimde konumlandırabilecek bir duruşma düzenine sahip olması için gerekli önlemlerin alınması yönünde başsavcılığına yazı yazılmasına” karar verdi ve duruşmayı 31 Ocak 2015’e erteledi.
Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da hâkimin doğru bir karar verdiğini belirterek, “Türkiye’de bunu yargı asla kabul etmiyor, kabul edilebileceğini bile düşünemiyordu. Hiç değilse böyle bir tartışmanın yolu açılmıştır” dedi. Kazan, Anayasa Mahkemesi’ndeki (AYM) oturma düzeninin eşit olduğunu ifade ederek, “Bu sorunu AYM çözmüştür. Adalet Bakanlığı ve HSYK’nın da bu yolda adımlar atması gerekir” diye konuştu.
Türkiye’deki mahkeme salonlarının düzeni Avrupa Birliği Komisyonu’nun her yıl yayımladığı İlerleme Raporu’nda da yer verilen bir konu. Bu yılki raporda da, “Tarafsızlığa ilişkin olarak, adliyelerde ve duruşmalar sırasında yargıç ve savcılara yönelik uygulamalara ilişkin düzenlemeler ile kovuşturma ve savunma makamı açısından silahların eşitliği ilkesinin güvence altına alınması hususlarında herhangi bir iyileşme kaydedilmemiştir. Bu durum, yargıçların tarafsızlığına ilişkin algı ile ilgili şüpheler oluşturmaya devam etmektedir” denilmişti.