Yargıdan bağımsızlık isyanı

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekilliği'ni Mahmut Acar’dan devralan Kadir Özbek, yıllardır dile getirilen “HSYK’nin tam bağımsız bir kurum olması gerektiği” mesajını, sembolik bir tepki ile ortaya koydu. Özbek, görevi devraldığı gün ilk iş olarak makam odasındaki “Adalet Bakanlığı” amblemli flamayı yargı bağımsızlığını gölgelediği için kaldırdığını söyledi. 12 EYLÜL ÖNCESİNİ ARIYORUZ Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nın doğal üye olduğu HSYK’nin bugünkü yapısını, “12 Eylül’den önceki Yüksek Kurulu arıyoruz” sözleriyle eleştiren Özbek, hakimler ve savcılar hakkındaki soruşturmaları yürüten Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın, 12 Eylül’den önce Yüksek Hakimler Kurulu’na bağlı olduğunu hatırlattı. Özbek, “Bugün bakanlık izin vermezse HSYK olarak, ‘Soruşturma açın’ deme yetkimiz bile yok” diye konuştu. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in açıklamaları şöyle: ‘YARGI ELİMDE OLSUN’ Anayasadakİ üç erk yasama, yürütme ve yargı. Yürütme ve yasamaya bağımsız diyemeyiz. Adeta üvey evlat konumundaki yargı ise bağımsız olmak için yıllardır çırpınıyor. Siyasi iktidarlar yargıdan gelen eleştirileri adeta duymazdan gelip, “Yargı elimin içinde olsun” anlayışıyla hareket etti. 12 Eylül’den önceki Yüksek Hakimler Kurulu’nu arıyoruz. 11 kişiden oluşan bu kurul bugünkü HSYK ile oranlanamayacak ölçüde bağımsızdı. Bugünkü HSYK’nin sekreteryası bile Adalet Bakanlığı’na bağlı. Yazı yazdıracak katibimiz bile yok. TAVRIM ŞAHİN’E DEĞİL HSYK üyeleri, Adalet Bakanlığı’nın bürokratı veya adamı değil. Ancak fotoğrafa bakıldığında tam aksi bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu görüntüyü kısmen de olsa silmek için sembolik girişimlerde bulundum. Göreve başladığım ilk gün makam odamdaki “Adalet Bakanlığı” amblemli flamayı kaldırdım. Sayın Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’le herhangi bir sorunumuz yok. Bu tavır Sayın Şahin’e değil, sisteme yönelik bir tepkidir. Kurul toplantılarının yapıldığı odadaki bakanlık filamasını ise toplantılara bakan başkanlık yaptığı için nezaketen kaldırmadık. ÖZEL AMBLEMİMİZ OLACAK HSYK’nın kendisine ait bir web sayfası yok. HSYK hakkında bilgi edinmek isteyenler Adalet Bakanlığı’nın internet sitesi kanalıyla bu bilgiye ulaşabiliyorlar. Bu görüntü bile Kurul’un bağımsızlığını zedeliyor. Seçilerek gelen HSYK üyesi arkadaşlarla görüşüp, özel bir sayfa hazırlanması için çalışma başlattık. Ayrıca HSYK’ye özel bir amblem hazırlatıyoruz. DEMOKRASİ KONUŞMAKLA OLMUYOR Herkesin dilinde “demokrasi” sözcüğü var. Demokrasi, bu sözcüğü ifade etmekle oluşmuyor. İnsanların bundan söz ederken önce kendilerinin demokrasiyi benimsemeleri lazım. Yargı bağımsızlığı, demokraside olmazsa olmaz bir kuraldır. Yargının da kendi içinde bağımsız olması gerekir. Bir hakimin, önce kendisine karşı bağımsız olması şart. Dışarının etkilerine karşı kendisini korumalı ve her zaman “Acaba yaptıklarım doğru mu, birilerinin etkisinde kaldım mı, adalet duygusundan uzaklaştım mı?” sorusunu sormalıdır. KİMLİĞİMİZ DE YOK HSYK üyelerinin maalesef kimlikleri de yok. Çünkü yıllardır Adalet Bakanlığı’nın birimi gibi algılanmış. Bu yanlış algıyı silmek ve Kurul’un bağımsız olduğunu göstermek için ilk kez HSYK kimlikleri hazırlatacağız. Sembolik bu tepkilerin amacı, “HSYK’nin tam bağımsız bir kurum olması gerektiği” mesajını vermektir. MÜFETTİŞLER AJAN GİBİ ALGILANIYOR Hakim ve savcılar hakkında yapılan şikayetler Adalet Bakanı’nın izin vermesi durumunda, Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri tarafından soruşturuluyor. Teftiş Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanı, siyasi bir partinin temsilcisi. Böyle olunca, Teftiş Kurulu Başkanlığı siyasi iradeye bağlı bir kurum, müfettişler de bakanlığın ajanı gibi algılanıyor. Teftiş Kurulu’nun, HSYK’ye bağlanması gerekir.  ‘SORUŞTURMA AÇ’ DİYEMİYORUZ Teftiş Kurulu Başkanlığı 12 Eylül’den önce Yüksek Hakimler Kurulu’na bağlıydı. O dönemde hakim ve savcılar hakkındaki şikayetlerde soruşturma için bakanın izni aranmazdı. Bugün bakanlık izin vermezse “Soruşturma aç” deme yetkimiz bile yok. HSYK’ya ulaşan şikayetleri, üst yazı ile bakanlığa gönderiyor ve sonucunun bildirilmesini istiyoruz." (Akşam)