'Benim için Gürcü dediler. Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler'

'Benim için Gürcü dediler. Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler'

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’a “Kılıçdaroğlu sen Alevi'sin ben Sünni. Bunu söyle. Demirtaş sen de Zazasın. Bunu söylemekten korkma” sözlerinin tepkiye yol açmasına ilişkin, “Bırakın Türkiye’de Türk, Türk olduğunu Kürt Kürt olduğunu söylesin. Bunda ne var? Benim için bir ara neler dediler. Gürcü dediler. Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler. Ama ben Türküm” dedi.

NTV ve Star TV'nin ortak yayınında 'Adaylar Konuşuyor' programına konuk olan Erdoğan, 22 Temmuz'da polislere yönelik yapılan operasyonda, kimseye anormal bir muamele yapılmadığını söyledi.

Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

 

'Diyarbakır'ın bayrak olayıyla alakası yok'

"Diyarbakır konusuyla ilgili çok spekülasyonlar yapıldı. Diyarbakır ile ilgili atılan adımın bayrak olayıyla alakası yok. Hava Kuvvetleri'nin kendisini güçlendirmesiyle ilgili. Eskişehir'de de benzer bir adım atılıyor.

 

'Ergenekon ve Balyoz'da yargılananların emekliye ayrılması gerekir' dedik

 

Diyarbakır'ın hassasiyetleri belli. Böyle bir vilayetimizde bu adımın atılması gerekliydi. Hayırlı olsun demekten başka bir şey denmez. Medyanın yalan yanlış haberleriyle, TSK'nın attığı adımları bayrak olayına ilişkilendirmek hiç şık değil. Altında başka bir şey aranmasın.

Gerek Balyoz gerek Ergenekon gibi davalarda kim olursa olsun bunların emekliye ayrılması gerekir dedik. Bunların içinde emekli olmayan kalmadı, hepsi emekli edildi.

 

'HSYK adına konuşma yetkisi Bekir Bozdağ'da'

 

HSYK adına başkandan başka kimsenin konuşma hakkı yok. O da Bekir Bey'dir (Bozdağ). Burada yeni bir adet oluşturdular. 'Ben şahsım adıma konuşuyorum' sen şahsın adına konuşarak siysetçiye yön veremezsin. Siz eğer şova girerseniz HSYK'nın varlığına gölge düşürmüş olursunuz. Bu arkadaşımızın yaptığı açıklama bulunduğu makama hiç yakışmıyor. HSYK'nın yargının tehdit altında olduğu gibi bir ifadenin kullanılması çok çirkin. Telefonu dinlenen Başbakan ve bakanlar. Bunlar olacak ve bunlarla ilgili yapılan suç duyurularını görmezden geleceksiniz. Adama sorarlar sen nasıl yargıçsın.

Bu şantajlardan montajlardan bıktık. Bunların arkasında bu tür açıklamaları yapan kişiler oldukça bu sıkıntılar olur. Yargı kararıyla konuşacak, söylemlerle değil. Siyasetçinin işi söylemdir zaten. Bunların olduğu bir ülkede siyaset olarak sessiz mi kalacağız.

 

'Biz boşuna paralel yapı demedik'

 

Çağlayan'da yaşanan olayları gördünüz. Savcı çıkıyor, adalet sarayının önünde basın açıklaması yapıyor. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey oldu mu? Bu tür adımlarla kimin nerede durduğunu millet çok daha iyi görüyor. Biz boşuna paralel yapı demedik. Boşuna inlerine girilecek demedik. Bugün 30 kişi daha alındı. İfade verdikçe yeni şeyler çıkıyor. Ben şuna inanıyorum, hak kesinlikle yerini bulacak. Biz de bu işin takipçisi olacağız, bu işin şakaya alınacak tarafı yok. Devlete karşı hukuksuzluklar yapanlar var. Yatırım yapacağız, yürütmeyi durdurma kararı veriyorlar.

Bunları gördükçe biz iyi yoldayız, süreci kararlı bir şekilde yürütmemiz lazım. Bu işi geciktirseydik, kim bilir başımıza neler gelecekti? Bakın Adana'daki TIR olayı. Bunların görüntülerini seyrettim, bunları seyrettikçe insanın beynine kan sıçrıyor. Irak'taki Türkmenlere bizden başka sahip çıkan var mı? O gücü morali onlara biz verdik. Orada kendilerini savunabilir hale geldiler.

 

'IŞİD'e yardımımız söz konusu değil'

 

Bizim IŞİD'e muhalefetin dediği gibi bir silah yardımımız söz konusu değil. Bu Kılıçdaroğlu değil mi Kürecik'teki NATO üssüne dinleme üssü diyen. Burası NATO üssü, İsrail de NATO üyesi bir ülke değil. Açıkça İsral'in böyle bir şeye ihtiyacı yok. Türkmenlere nasıl destek verdiğimizi Sayın Şandır (MHP Vekili Mehmet Şandır) gayet iyi bilir.

(Emniyettki operasyon) Kendilerine yönelik yapılan anormal bir muamele söz konusu değil. Ağır olan şeyleri daha önceki operasyonda gözaltına aldıklarına yaptılar. Benzer şeyleri daha önceki operasyonda yaptılar.

 

'Musul'daki işi hassasiyetle takip ediyoruz'

 

İşi hassasiyetle takip ediyoruz. Bir yanlış adım atılır da 49 kardeşimize bir şey olur mu? Son edindiğimiz bilgilere göre yaşam koşullarında bir olumsuzluk yok. Başlarına bir şey gelirse bizi çok üzer. Burada Kılıçdaroğlu sürekli tahrik peşinde, ona yazıklar olsun. Bahçeli de aynı şekilde sürekli tahrik ediyor. Ekmeleddin İhsanoğlu, Hamas ile El Fetih'i ben barıştırdım diyor. Yalan söyleme. Kendisi bunu siyasi bir ranta dönüştürmek istiyor. Yine söylüyorum, Suudi Kralı bunu görevden alın başkasını verin demişti. Biz seçimle geldiğini söyleyerek cevap verdik. Kendisine sahip çıkmadığımızı söyledi, bunlar hep makam sevdasından kaynaklanıyor. Başarılı değilsin ki istenmiyorsun. Bunun için attığımız kulislerin haddi hesabı yok. Teşekkür etmesi gerekirken sürekli 'ben' diyor. 3 dil bildiği söyleniyor, biz tercüman değil ülkeyi yönetecek adam arıyoruz."

 

'Affedersin çok daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler'

 

Erdoğan bir mitinginde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’a “Kılıçdaroğlu sen Alevi'sin ben Sünni. Bunu söyle. Demirtaş sen de Zazasın. Bunu söylemekten korkma.” sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları dedi: “Bırakın Türkiye’de Türk, Türk olduğunu Kürt Kürt olduğunu söylesin. Bunda ne var? Benim için bir ara neler dediler. Gürcü dediler. Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler. Ama ben Türküm.”

Yasak olmasına karşın anket sonucu açıkladı

 

Öte yandan Başbakan Erdoğan, konuşmasında iki anket birden açıklayarak, 1 Ağustos 2014 tarihinde geçerli olan, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) seçim anketi yasağını da delmiş oldu.

Erdoğan anketlerden birinin 5 bin 265 kişiyle yapıldığını, belirterek, Ekmeleddin İhsanoğlu, Selahattin Demirtaş ve kendisine ait oy oranlarını açıkladı. 

Diğer anketin ise 5 bin 500 kişiyle yapıldığını ifade ederek, yine kendisiyle birlikte iki adayın rakamlarını açıkladı.

 

Seçim yasakları

 

Yasağa göre, 1 Ağustos tarihinden itibaren 9 Ağustos Cumartesi günü saat 18.00’e kadar yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla, adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılamayacak.