Yeni adli yıl açılış töreninde konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 36 sayfalık konuşma metninde, "kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti" bölümünü okumamayı tercih etti.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in 2017-2018 Adli Yılı açılış törenindeki konuşmasına “sansür” ve “maaşa zam” talebi damgasını vurdu. 36 sayfalık konuşma hazırlayan Cirit, kitapçıktaki “kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti” bölümünü okumamayı tercih etti. Cirit’in okumadığı bölümde Osmanlı Padişahı Abdulaziz’in kurdurduğu Divan’ı Ahkam- Adliye’nin “adalet işlerinin, yürütmeden ayrılması” amacıyla oluşturulduğuna dikkat çekilerek, “Dolayısıyla Yargıtay’ın kurulmasında etken olan en önemli nedenlerden biri ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesidir. Günümüz terminolojisi ile ifade etmek gerekirse, temel hak ve özgürlüklerin korunması, yargının yürütmeden ve hükümetten ayrı ve bağımsız olmasına bağlıdır” denildi.
“Sayın Başbakanım” diyen Yargıtay Başkanı Cirit, konuşmasında bunun yerine Anayasa Mahkemesi üyelerinin Yargıtay ve Danıştay üyelerinden fazla maaş almasından yakındı. Maaşların AYM üyeleriyle eşitlenmesi konusunda sözler verildiğini söyleyen Cirit, ancak bu sözlerin tutulmadığını belirtti. Yargının yaklaşık üçte birinin (FETÖ) terörist faaliyetlerin odağında yer almasının halkın gözünde yargıya olan güveni sarstığını da dile getiren Cirit, konuşmasında “toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz” mesajını verdi. 1.5 aylık tatilin ardından yeni adli yıl, dün Yargıtay’da düzenlenen törenle başladı. Geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da konuşma yaptığı adli yıl açılış töreni, bu kez Yargıtay Büyük Genel Kurul Salonu’na alındı. Erdoğan’ın katılmadığı törende; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz dikkat çeken isimler oldu. Konuşma öncesinde Yargıtay Başkanı Cirit’in önceden hazırlanan 36 sayfalık konuşması kitapçık halinde dağıtıldı. Cirit’in, konuşmasında kitapçıktaki birçok bölümü okumaması dikkat çekti.
Türkiye demokrasisinin önündeki en önemli engellerden birinin terör olduğunu söyleyen Yargıtay Başkanı Cirit, terörün insan hakları ve demokrasiler için tehdit olduğunu kaydetti. Bazı devletlerin çıkarları için doğrudan veya dolaylı olarak teröre destek verdiklerini vurgulayan Cirit, “Terörle mücadelede bütün devletlere görev düşmekte olup, devletler özellikle silah ve mühimmatın terör örgütlerinin ileni geçmesini önleyici tedbirler almak zorundadırlar. Bu önlemleri almamak, teröre açıkça destek vermekle eşdeğerdir. Ancak teröre destek veren ülkeler bu silahların bir gün kendilerine çevrilebileceğini bilmelidirler. Teröre destek veren ülkelerin uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka uygun davranmalarını bekliyoruz” dedi. 15 Temmuz 2016’ya kadar yargının demokrasi açısından iyi bir sınav vermediğini iddia eden Cirit, özellikle HSYK yetkisini elinde bulunduran yüksek yargı mensuplarının sanki ceza kanununda anayasal düzene karşı suçları yasaklayan hükümler yokmuş gibi darbeler karşısında sessiz kaldığını, gayri muşru fiilleri desteklediğini iddia etti.
Yurt dışına kaçan firari FETÖ mensuplarının iade edilmemesinin soruşturmalarda gerçeğin ortaya çıktması konusunda bazı engeller oluşturduğunu kaydeden Cirit, şöyle konuştu: “Adil yargılanmadan söz eden uluslararası kuruluşların ve devletlerin öncelikle Türk adaletine yardımcı olmaları gerekir. Bir yandan şüphelileri iade etmeyerek adil yargılamaya engel olurken, diğer yandan adalet ve hukuk nutukları atanların samimiyetleri son derece sorunlu görünmüktedir. Bu nedenle, kanun kaçaklarını iade etmeyen, aksine onları himaye eden devletlerin öncelikle kendilerinin hukuka saygı duyması gerektiğini vurgulamak isterim.”
FETÖ üyesi olduğu idddiasıyla ihraç edilen hakim ve savcılara değinen Cirit, bunun son derece önemli bir başarı olmasına karşın, tamamen bir “güven mesleği” olan hakimlik ve savcılık mesleğini icra edenlerin yaklaşık üçte birinin terörist faaliyetlerin odağında yer almasının, halkın gözünde yargıya olan güveni sarstığını, toplumun en çok güven duyması gereken meslek mensuplarının bir terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket etme ihtimalinin dahi, tek başına bir toplumun şaşkınlık ve sarsıntı yaşamasına yeterli olduğunu belirtti. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının, anayasanın yargı mensuplarına bir lütfu değil, halkın güvenine layık olunarak kazanılacak bir konum olduğunu söyleyen Cirit, “Bu güven, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının en önemli teminatıdır. Daha açık bir anlatımla, toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz” dedi.
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, adli yıl açılışı nedeniyle yaptığı açıklamada, “Kim ne derse desin Türk yargısı, AB ülkeleri yargısından da ABD yargısından da hem daha fazla hukuka bağlı ve hem de daha fazla adildir” dedi. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise “Türk yargısı, hiç kimseden emir ve talimat almaz” açıklamasını yaptı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül “Milletimiz yargının hakemlik vasfını kaybederek ideolojik bir aygıta dönüştüğünde, adalet terazisinin nasıl şaştığını 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta görmüş, yaşamıştır. Çok daha vahimi ise 17-25 Aralık darbe girişiminde görüldüğü üzere cüppelerini örgüt rütbelerini gizleme aracı kılan, temel karakteri yalan, iftira ve kumpas olan bir örgütün mensuplarının yargıda varlık göstermesi olmuştur” dedi. Gül, “Türk yargısı, hiç kimseden emir ve talimat almaz, gücünü ve meşruiyetini sadece ve sadece adına karar verdiği Türk milletinden alır. Türk yargısı içinde illegal yapılanmalara asla izin verilmez” dedi.